Sevgili anne ve babalar,
Liselere Geçiş Sınavı olarak adlandırılan LGS sınavına 2 aydan daha kısa bir süre kaldı. Sınava hazırladığım her bir öğrenci ve her bir veli (evet her bir veli diyorum çünkü bu sürecin figüranları elbette ebeveynler ) bu süreçte farklı ruh halleri içine büründüler. Sınava kısa süre kala öğrencilerimiz için çeşitli önerilerde bulunurken siz değerli anne ve babalarımız için de altın değerinde tavsiyelerden oluşan başlıkları ele almak istedim.
Kaygı Bulaşıcı Bir Duygudur
Psikoloji literatüründe Albert Bandura’nın ‘’Sosyal Öğrenme’’ olarak adlandırdığı kuramı velilerimize ‘’Çocuklarınız sizi model alır ve size benzer davranışlar sergiler.’’ olarak dolaylayabiliyoruz. Bu süreçte sizin sınava yüklediğiniz anlam, çocuğun zihninde sınav şemasının yorumlanmasına yardımcı olmaktadır. Ailenin çocuğa güvenmemesi, sınav hakkında olumsuz yorumlar, telaşlı ebeveyn davranışları, ev ortamındaki fazla disiplin vb. tutumlar çocuğun bilgisini değil kişiliğini kanıtlamaya çalışması gibi sonuçlar doğurarak kaygı seviyesini arttırmaktadır.
Çocuğunuzun Yeteneklerinin Bir Sınırı Vardır
‘’Sana güvenmiyorum’’ ifadesinasıl sonuçlar doğurabiliyorsa ‘’ Kesinlikle yapacaksın.’’ ifadesi de aynı sonuçları doğurabilmekte. Bu ifade çocuklarda genellikle, ‘’ Ailemin beklentilerini karşılamak zorundayım ya da onlara bir başarı sunmak zorundayım.’’ şeklinde karşılık bulmakta. Bu süreçte çocuğunuzun ne kadar emek verdiğinin farkındaysanız ‘’Ne kadar emek verdiğini görüyorum, mücadelenin farkındayım.’’ gibi cümleler kullanabilirsiniz.
Komşunun Çocuğu Ne Yaparsa Yapsın
X komşunun çocuğu günde 15 saat çalışıyormuş, şu kaynakları kullanıyormuş vb. tutumlar çocuğunuzu başka biri gibi olmaya yönlendirir. Her çocuğun algısı, çalışma stili farklıdır. Sınav süreçlerinde akranlarıyla yoğun rekabet içerisinde olması kendi seviyesini görmezden gelmesini tetiklemektedir. Çocuğunuzun biricik olduğunu unutmayın. Kimse çocuğunuz olmadığı gibi çocuğunuz da başka biri olmak zorunda değil.
Koşulsuz Sevgi Motivasyon Aracıdır
Çocuklarda oluşan ‘’Eğer ki başarılı olursam ailem beni daha çok sever.’’ algısı bir şartlı sevgidir. Oysa çocuğunuza sonuç ne olursa olsun her koşulda onu çok sevdiğinizi yansıtmanız ona motivasyon verecektir.
Gerçekçi Olun, İmkânsızı İstemeyin
Elbette ki her ebeveyn çocuğunun güzel konumlarda olmasını ister. Fakat onun kapasitesinden çok yüksek bir hedefe çocuğunuzu şartlamak sizi hayal kırıklığına uğratacağı düşüncesiyle birlikte kaygı durumunu da arttıracaktır. Çocuğunuzla hedefler koyarken yakın dönemli hedefler koyun , her hedefinde kendi bulunduğunu noktayı geçmekte olan çocuk başarmanın tadına varacak, kendini ileriye taşımak için çaba gösterecektir.
Çocuğunuzun Öğretmeni Değil Ailesi Olun
Meslek hayatımda en sık karşılaştığım durumlardan biridir; ‘’Hocam babam sınav sonucumun analizini yaptı, şu konuya daha fazla çalışmam gerekiyormuş. Hocam annem bana çalışma planı hazırladı ve her akşam beni kontrol ediyor .’’ Elbette çocuğunuzun daha disiplinli ve düzenli çalışmasını istiyorsunuz. Fakat öğretmenler; sınav sistemi, konu analizi, uygun çalışma modelleri ve çalışma davranışları vb. konularda eğitimli olan kişiler. Çocuğunuzun öğretmenleri ile işbirliği halinde olabilirsiniz fakat çocuğunuza kesinlikle öğretmenlik yapmamalısınız.
