USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

12 EYLÜL

12-09-2021

Şimdi bu haldeysek; ”şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak”, kabahatin çoğu 12 Eylülün!
Nedir 12 Eylül?
Bir gece yarısı güya “kardeş kavgasına” son vermek için ülkenin ordusunu yönetenlerin; Ülke siyasetine, ekonomisine, ticaretine, sosyal hayatına, eğitimine, eğlencesine, sporuna, sanatına, kültürüne,edebiyatına, turizmine... Anayasa'sına “el koymasıdır”, darbesidir.
Ve yazıktır ki, onca yıl geçmesine rağmen bu ülkenin iktidarları 12 Eylül anayasasının işlerine gelen taraflarını hiç değiştirmeden hem 12 Eylül'ü kötüleyip hem de onun ürünü anayasası ile yıllarca ülke yönettiler.
Ve bizler işimizde gücümüzde ekmek telaşındaki bizler, bizler elinden bir şey gelmeyen bizler, bizler kendi sorunlarımıza hapsedilmiş bizler, ”küçük şeylerin” uğraşısında bu güzel ülkeye yazık ediyoruz! Bu güzel ülkenin geleceği geçmişine hapsedilmiş durumda, hala!
12 Eylül 1980’nin dokuz-on gün öncesiydi, ”Nezarethanede” altı kişilerdi. Yaklaşık yüz metrekarelik odada birinci şubeden kurtulmanın rahatlığı ile “ekmek elden su gölden” günlerini geçiriyorlardı ki, omuzları apoletli yıldızlı bir özel ziyaretçileri vardı. Parmaklıkların önüne geldi: ”Boyacılar öne çıksın” dedi.
Çıktılar!
- “Çok değil on gün sonra sizi bu ülkeden kovacağız” dedi ve gitti.
Şaşkınlıkla birbirine baktılar.
Dört “çocuk yaştaki” genç, ”suçları” duvarlara BARIŞ yazmaktı. Apoletli yıldızlı ziyaretçi onca işinin arasından bunları söylemek için ziyaretlerine gelmişti. Öyle ya sıkıyönetimin en sıkı günlerinde bir gece çok uğraştırmışlardı onları. Öfkeleri ondandı! Ve gençlere bir sırrı açık ediyordu: 12 Eylül!
Ve “NETEKİM” dediği gibi oldu. ”KOVDULAR”:
-650 bin kişiden fazla kişi gözaltına alındı.
-1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
-210 bin dava açıldı ve bu davalarda 230 bin kişi yargılandı.
-517 kişiye idam cezası verildi,50’si infaz edildi.
-30 bin kişi mülteci olarak yurt dışına gitti.
-300 kişi şüpheli olarak ölü bulundu.
-171 kişinin işkencede öldürüldüğü belgelendi.
Bu rakamların hepsi insandı. Ülkelerinin bugünü ve geleceği için fikirleri vardı. İşte şimdi, bugün bir rakam olarak yazılan-anılan onca insan ülkenin siyasetinden, sanatından, kültüründen koparılıp alınıp yok edildiler.
12 Eylül 1980’nin yaptığı tahribat ve yıkım hala devam ediyor. O korku iklimi o ülkemizin üzerinden geçen “silindir”in etkisi demokrasimizde açtığı gedik korkunç. Bu “gedik” bu yara hala kapatılmadı, nasıl kapatılacak?
Bunu aşmanın yolu birbirimizi anlamak ve dinlemek.
Ülkemizin geleceğini 12 Eylül'ün hapishanesinden kurtarmamız gerekir. Biz elinden bir şey gelmeyenlerin, elinden çok şey gelir esasında. Hepimiz çok şey yapabiliriz esasında; Evde, işte, okulda, sokakta, ekonomide, ticarette, siyasette, sanatta, sporda... çok şey yapılabilir.
Dönüp geriye bakıp geçmişin acılarını,yanlışlarını unutmadan geleceğin adaleti, hukuku, güveni, sevgisi,... güzelliği kurulabilir.
12 Eylül'ün yarattığı tahribat ve kurduğu “iklim” bitirilebilir, esasında.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?