
Almanya'nın eski Başbakanı Angela Merkel, geçen hafta Neu-Ulm kentinde düzenlenen Güneybatı Basın Forumu’nda anı kitabı “Özgürlük”ü tanıttığı sırada yaptığı konuşmada, Almanya’nın Avusturya ve Polonya sınırlarında iltica başvurularını reddeden yeni uygulamaları değerlendirdi.
Merkel, sınır kontrollerinin yasadışı göçle mücadelede etkili olmayacağını savunarak, “Almanya-Avusturya ya da Almanya-Polonya sınırında bu sorunu kararlı şekilde çözemeyiz. Ben her zaman Avrupa düzeyinde çözümlerden yana oldum” dedi.
Almanya İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt tarafından bu ay başında açıklanan yeni önlemler, Almanya kara sınırlarında iltica başvurularını genel olarak yasaklıyor. Ancak hamileler, çocuklar ve savunmasız bireyler için istisnalar öngörülüyor.
Merkel’e göre bu uygulama, Avrupa içi serbest dolaşımı sağlayan Schengen sistemini ve AB’nin temel yapı taşlarını tehdit ediyor:
“Bu tür önlemler ortak zeminde alınmazsa Avrupa yıkılabilir.”
2015 POLİTİKASI HALA GÜNDEMDE
Angela Merkel’in 2015 yılında izlediği “açık kapı” politikası, Almanya’nın bir milyondan fazla mülteciyi kabul etmesine neden olmuş, bu yaklaşım özellikle sağ partiler tarafından “felaket” olarak nitelendirilmişti.
Almanya, hâlâ AB içinde en fazla sığınmacı başvurusu alan ülke konumunda. 2023 yılında Almanya’ya 237 binden fazla sığınma başvurusu yapıldı. Bu, Avrupa genelindeki toplam başvuruların dörtte birine karşılık geliyor.
Şubat ayındaki erken seçimler öncesinde göçmen karşıtı söylemleri öne çıkaran Başbakan Friedrich Merz, sınır kontrollerini sıkılaştırma sözü vermişti.
Yeni düzenlemeleri uygulamakla görevli polis birimleri de sınır bölgelerinde artan yoğunluktan şikâyetçi. Alman güvenlik yetkilileri, 3 bin takviye personele rağmen 11 bin mevcut görevlinin yalnızca “birkaç hafta daha” bu yükü kaldırabileceği uyarısında bulundu.