Siyaset

Erdoğan: AK Parti, MHP, DEM, beraber yürümeye karar verdik!

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın 'tarihi' bir konuşma yapacağı AKP Sözcüsü Ömer Çelik tarafından öne sürülmüştü.

Erdoğan: AK Parti, MHP, DEM, beraber yürümeye karar verdik!
12-07-2025 11:10
12-07-2025 13:01

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın 'tarihi' bir konuşma yapacağı AKP Sözcüsü Ömer Çelik tarafından öne sürülmüştü. Gözler Erdoğan'a çevrildi. Erdoğan'ın terör örgütü PKK'nın silahları yakmasının ardından ilk konuşmasında neler söyleneceği merakla bekleniyordu. Erdoğan, partisinin Kızılcahamam kampında konuştu.

Cumartesi günü vereceği mesaj merak edilen AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan beklenen 'tarihi' denilen konuşmasını yaptı. "Bugün yeni bir sayfa açılmıştır" diyen Erdoğan, Meclis'te komisyon kurulacağını ifade ederek "Sürecin yasal ihtiyaçlarını konuşmaya başlayacağız" dedi. AKP-MHP-DEM üçlüsünü resmen ilan eden Erdoğan, "Çıkış yolu arayana kapıyı ardına kadar açarız" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan konuşuyor:

Genel Merkez Kurullarımızın kıymetli üyeleri, Kadın ve Gençlik kollarımızın Merkez karar ve yürütme kurullarının kıymetli üyeleri, değerli milletvekilleri, kıymetli kabine üyeleri, aziz dava ve yol arkadaşlarım, sizleri en kalbi duygularımla sevgi ile saygıyla selamlıyorum. Toplantımıza teşrifleriniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

YİĞİT BULUT İÇİN TAZİYE MESAJI

Dava ve yol arkadaşım aynı zamanda danışmanım Yiğit Bulut kardeşimizi hakka uğurladık. Bugün malum inşallah Karacaahmet'e defnedilecek.

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde ikindi namazında cenaze namazı kılınmak suretiyle hakka uğurlayacağız. Biz tabii şu anda Kızılcahamam'daki bu istişare toplantımız vesilesiyle merasime katılamıyoruz.

Ama teşkilatımız orada onlar bu merasime katılacaklar.

BULUT'UN HASTANEDEKİ DURUMUNU ANLATTI

Ağır bir rahatsızlık geçirdi. O rahatsızlık sebebiyle kendisini hastanede ziyaret ettiğimde gerçekten çok çok ağır bir durumdaydı.

Ama biz hep şunu söylüyoruz. Kaderin üstünde bir kader var. Ve temkinli olduğunu gördüm. Teslimiyet içerisinde olduğunu gördüm. Rabbim taksiratını hasenata tebdil eylesin. Amin. Mekanı cennet olsun inşallah. Beraberce birer Fatiha okuyalım. Görevimizi yerine getirmiş olalım.

ŞEHİT ASKERLER İÇİN KONUŞTU

Malumunuz 6 gün önce 12 vatan evladını, 12 kahramanı şehit verdik. Milletçe yüreğimiz dağlandı. Konuşmanın hemen başında bir kez daha Pençe Kilit bölgesindeki arama faaliyetleri sırasında metan gazına maruz kalarak şehit olan Mehmetçiklerimize Allah'tan rahmet yakınlarına ve aziz milletimize sabrı Cemil diliyorum. Onlar Rabbimizin indinde nübüvvetten sonra en büyük paye olan şehitlik makamı ile şereflendiler. Ebedi dirilik müjdesine inşallah nail oldular. Hepsinden Allah razı olsun. Mevla rahmetiyle onları kuşatsın. Mekanları inşallah cennet olsun.

Değerli kardeşlerim, bütün bunlarla beraber dün bildiğiniz gibi son dönem insanlık tarihinin en utanç verici hadiselerinden biri olan Srebrenisa Soykırımın 30. yıl dönümüydü. Boşnak kardeşlerimizin 30 yıl önce yaşadığı o tarifsiz acıyı milletçe dün olduğu gibi bugün de paylaşıyor, yüreğimizde hissediyorum.

Değerli yol ve dava arkadaşlarım. Türk siyasetinde bir marka haline gelen istişare toplantımızın bugün 32.'sini gerçekleştiriyoruz. O da milletin gücüyle sınırları aşan liderlik temalı bir toplantı. Bugün ve yarın inşallah düzenleyeceğimiz oturumlarımızda güvenlikten kalkınmaya, ekonomiden siyasete farklı başlıklarda istişareler olacak.

TERÖR ÖRGÜTÜ PKK'NIN SİLAH BIRAKMASI

Ekranları başında bizi izleyen aziz vatandaşlarım. Bundan 47 yıl önce 14 Ağustos 1984'te Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerinde bölücü terör örgütü ilk eylemini yaptı.

Bu terör saldırısında iki askerimizi şehit verdik. 9 sivil vatandaşımız da yaralandı.

Bu tarihten itibaren bölücü örgüt güvenlik güçlerimize ve sivillere yönelik saldırılar düzenledi.

10.000'e yakın güvenlik görevlimizi terörle mücadelede şehit verdik. 50.000'e yakın vatandaşımız yine terör olaylarında hayatını kaybetti.

Öncelikle şehitlerimize hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Onları unutmadık. Unutmayacağız. Vatanımız inşallah ebediyen var olacak. Ay yıldızlı bayrağımız inşallah ebediyen semalarımızda özgürce dalgalanacak.

Vatan toprağını kanıyla sulayan ay yıldızlı bayrağımızı alkanlarıyla boyayan şehitlerimiz her zaman başımızın tacı olacak.

Değerli arkadaşlarım, aziz milletim. 1984'teki ilk eyleminden sonra ne yazık ki terör Türkiye'de her geçen gün tırmandı.

O günden sonra nice hükümetler geldi. Her biri terörün kökünü kazıyacağını söyledi. Ama terör ne topraklarımızda, ne de üst edindiği başka ülke topraklarında bitirilemedi. Bunda elbette devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı.

"BEYAZ TOROSLAR BUNLARDAN BİRİYDİ"

Beyaz Toroslar bunlardan biriydi. Faili meçhuller bunlardan biriydi. Diyarbakır Cezaevi bunlardan biriydi. Yakılan köyler bir gecede göçe zorlanan insanlar evladı ile cezaevinde Kürtçe konuşamayan analar işte bu yanlış uygulamalardan biriydi.

Hukuk ve meşruiyet dışı mücadele yöntemleri terörü bitirmek yerine tam tersine körükledi, büyüttü, terör örgütüne istismar edeceği elverişli bir zemin sundu. Hataların bedelini hep beraber ödedik.

Sadece güvenlik güçlerimizi şehit vermekte kalmadık. Sadece siviller hayatını kaybetmedi. Türkiye bu terör saldırılarıyla istikrarsız hale geldi.

Ekonomide 2 trilyon doları bulan bir fatura ile karşılaştık. Her şeyden önemlisi terör örgütü ülkemizin huzuruna, dirliğine, birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine çok ağır hasarlar verdi.

3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra göreve geldiğimizde terör meselesini çok boyutlu ele aldık.

Terörle mücadele ederken, bir yandan da teröre bahane oluşturan bataklığı kurutmanın mücadelesini verdik. Terör örgütünün Kürt kardeşlerimizi tuzağa düşürmesini, devletten ve milletten uzaklaştırmasını önlemek için tedbirler aldık.

Birlikte yaşamanın, kardeşliğin hukukunu yerine getirmek için tarihi nitelikte adımlar attık. İçeride demokrasi ve insan hakları konusunda sessiz devrim niteliğinde reformlar yaparken dışarıda çok yoğun bir diplomasi trafiği yürüttük.

Bütün bunlarla birlikte savunma sanayimizi geliştirdik. Dışa bağımlı kalmadan terörle mücadele silahlarımızı ürettik. Sınır ötesi operasyonlarla sınırlarımızı tam kontrol altına aldık.

15 Temmuz o hain darbe girişiminin ardından FETÖ'yü başta Silahlı Kuvvetlerimiz ve emniyetimiz olmak üzere tüm kurumlarımızdan temizledik.

Böylece terörle mücadeledeki ihaneti ortadan kaldırdık. Son yıllarda terör örgütünün eylem kabiliyetini hemen tamamen kırdık. Terör eylemlerinin resmi ya da sivillere zarar vermesinin önüne geçtik. Irak sahasındaki harekatlarımız ve Suriye'de gerçekleşen 8 Aralık devrimi terörle mücadelede elimizi daha da güçlendirdi.

İttifak ortağımız Sayın Devlet Bahçeli'nin de tarihi çağrısıyla terörsüz Türkiye projemizi gerçekleştirmek için bir dizi adım attı.

"İMRALI'NIN ÇAĞRISI İLE TERÖR ÖRGÜTÜ KENDİNİ FESHETTİ"

Güvenlik birimlerimiz, tam bir koordinasyon içinde çalıştı. Ülkemizin önünde açılan bu fırsat penceresini değerlendirmek için çok hassas çok temkinli bir süreç yönettik. Bilindiği gibi terör örgütü İmralı'nın da çağrısıyla kongresini topladı ve kendisini feshettiğini açıkladı.

Dün de örgüt aldığı kararı hayata geçirdiğini özellikle de bir merasim yaparak silahlarını bıraktı.

Dün itibariyle 47 yıllık terör belası inşallah sona erme sürecine girmiştir. Türkiye uzun, acılı, sancılı, gözyaşlarıyla dolu bir sayfayı dün itibariyle kapatmaya başlamıştır. Bugün unutmayalım, yeni bir gündür. Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır. Bugün büyük Türkiye'nin, güçlü Türkiye'nin Türkiye yüzyılının kapıları ardına kadar aralanmıştır.

"BAHÇELİ'NİN VE ŞAHSIMIN MİLLİYETÇİLİĞİNİ HİÇ KİMSE SORGULAYAMAYIZ"

Bir kere burada şu hususun altını çizmek durumundayım. 1984'teki ilk eylem sonrasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti terörü bitirmek için her yola ve yönteme başvurmuştur. Dünyadaki örneklerine bakılarak terörü bitirmek için silahlı mücadelenin ötesinde formüller denenmiştir. Ancak hiçbirinde başarı sağlanamamıştır. Son dönemde takip ettiğimiz terörsüz Türkiye projesi açık söylüyorum. Bir müzakerenin, bir pazarlığın, bir al ver sürecinin neticesi değildir. Onun için başından beri çok dikkatliydik. Bugün daha da dikkatliyiz. Kanı durduracak, annelerin gözyaşını dindirecek, acıları hafifletecek, kardeşliği güçlendirecek her türlü girişimi yakından takip ediyoruz. Ancak herkes şundan emin olsun. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin onurunu, gururunu çiğnetmeyiz. Türkiye'nin başını öne asla eğdirmeyiz. Terörsüz Türkiye projemizi de işte bu anlayışla izliyoruz. En başta bütün Türkiye'nin şunu bilmesini isterim. İttifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ve kadrosunun milliyetçiliğini, vatanseverliğini Türkiye aşkını sorgulamak takdir edersiniz ki hiç kimsenin haddi değildir. Aynı şekilde şahsımın ve işte burada olanlarla ve olmayanlarla birlikte Ak kadronun milliyetçiliğini, vatanseverliğini ve Türkiye aşkını da hiç kimse sorgulayamaz. Bu kimsenin haddi değildir, hakkı da değildir.

"TERÖR BİTECEK HEPSİ İŞSİZ KALACAK"

Kardeşlerim, biz Sayın Bahçeli ve kadrosu ile beraber terörsüz Türkiye için canımızı, kanımızı, bütün tecrübemizi, bütün hayatımızı ortaya koyduk.

Biz Türkiye'nin hayrına olmayan hiçbir işin içinde olmadık, olmayız. Bugün de anlayışımız, politikamız, istikametimiz, çabamız sadece ve sadece Türkiye'nin hayrınadır.

Türkiye'nin hayrına olan her girişimde bizi en önde göreceksiniz. Türkiye'nin hayrına olmayan her girişimde de bizi o girişimin tam karşısında yine en önde görürsünüz. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz.

Hiç kimse korkmasın. Kimse tedirgin olmasın. Kimse endişeye kapılmasın. Kimsenin zihninde soru işareti oluşmasın.

Ne yapıyorsak Türkiye için yapıyoruz. Ne yapıyorsak milletimiz için yapıyoruz. İstiklalimiz için yapıyoruz. İstikbalimiz için yapıyoruz. Değerli kardeşlerim, bugün bazı gerçekleri açıkça konuşmak mecburiyetindeyiz.

Bakın, terör daha en başından itibaren karşıtlarıyla da bir sektör, bir ekosistem oluşturdu. Terör eylemlerinden terör tarafındakiler nemalandığı kadar terör karşıtı gibi görünenler de nemalandı. Milleti istismar ettiler.

İstikrarsızlığı körüklediler. Terör saldırılarından kendi kirli emellerine rant devşirmeye yeltendiler. İşte onlar bugünlerde kendilerini belli ediyorlar. Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor. Çünkü rant kapıları kapanıyor.

Çünkü çıkarları zedeleniyor. Çünkü tezgahları bozuluyor. Çünkü ellerindeki oyuncağı kaybediyorlar. Ortalığı bulandırmak için, zihinleri karartmak için yoğun bir gayret içindeler. Milletin işte bunları görsün. Milletin bunları gördükçe çok daha güçleneceğimizi unutmasınlar. Milliyetçiyiz diyorlar değil mi? Vatanseveriz diyorlar. Terör bitiyor, sevinsenize.

Ama sevinemiyorlar. Niyet okuyarak, hayaller kurarak, komplo teorileri üreterek, korku yayarak, açıkça yalan söyleyerek milletin sevincini gölgelemeye, yeşeren umutlarını kırmaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, terör bitecek, göreceksiniz. Hepsi işsiz kalacak.

"TÜRKİYE'NİN HER SOKAĞI AY YILDIZLI BAYRAKLA DONATILMALI"

Türkiye Cumhuriyeti Devleti dimdik ayaktadır ve hatta Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugün düne göre çok daha kudretlidir, azametlidir, gururludur, onurludur ve en önemlisi istikbali için düne göre çok daha umutludur. Hamd olsun. 41 yıllık parantez kapanmaktadır. Milletimizin fertleri arasına örülen terör duvarı yıkılmaktadır. Bırakınız tedirgin olmayı. Aziz milletimizin her bir ferdi bu tablodan dolayı sevinmeli, bayram etmeli. Türkiye'nin her sokağı, caddesi, her hanesi ay yıldızlı bayrağımızla donatılmalıdır.

"ŞAM DA DİYARBAKIR DA BİZİM ORTAK ŞEHRİMİZDİR"

Çok değerli yol arkadaşlarım, aziz milletim! Biz tarih sahnesine dün çıkmış bir millet değiliz. Her zamanda hem de zeminde uzun bir yürüyüş gerçekleştiriyoruz.

Türklerin İskitler ve Sakalar isimleriyle milattan önce 8. yüzyıldan bugüne tarih sahnesinde olduğunu biliyoruz. 751 yılında Talas Savaşı'nda Türkler kitleler halinde İslam ile tanıştılar ve Müslümanlıkla müşerref oldular.

O günden itibaren Türk deyince Müslüman, Müslüman deyince de en çok Türk akla gelir. Mekke-i Mükerreme'den, Medine-i Münevvere'den sonra Semerkant, Buhara, Rey, Merv, İsfahan, Tebriz, Herat, Diyarbakır, Konya, Bursa, İstanbul, Ankara ve daha nicesi Türklerin ve Müslümanların medeniyet merkezi, ilim merkezi, sanat merkezi devlet merkezi oldular.

Selçuklu orduları Bağdat'a, Şam'a, Malazgirt'e ulaşırken orada Kürt kardeşleri ile Arap kardeşleri ile kaynaştılar. Malazgirt Zaferi, Kudüs'ün Fethi, İstanbul'un Fethi, Çanakkale Savunması, İstiklal Savaşı Türk, Kürt, Arap ve daha nice Müslüman halkın ortak savaşlarıdır, ortak zaferleridir.

1001 gece masallarının Bağdat'ını Türk, Kürt ve Arap inşa etmiştir. Kudüs'ü Selahaddin-i Eyyubi'nin komutasında Türk, Kürt, Arap fethetmiştir. Şam bizim ortak şehrimizdir. Diyarbakır bizim ortak şehrimizdir. Mardin, Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil, Halep, Hatay, İstanbul, Ankara bizim ortak şehrimizdir.

Bizler yani Türkler, Kürtler, Araplar ittifak yaptığımızda atlarımızın rüzgarı Çin denizinden Adriatik'e serin esintiler yaydı. Unutmayın atlarımızın şahlanışından coğrafyaya huzur yayıldı.

Kılıç şakırtıları bu bölgeye barış getirdi. Kılıçlarımızı gerektiğinde kınından çıkarıp omuz omuza savaştık. Gerektiğinde hançerlerimizle bir dilim ekmeği 3'e böldük.

Gerektiğinde kılıçlarımızı hançerlerimiz kınına koyduk. Kalemlerimizi çıkardık. Yeryüzüne gökyüzüne birbirimizin yüreğine La ilahe illallah Muhammeden Resulullah hattını hep beraber kazıdık. Açın tarihin sayfalarına bakın.

İttifak yaptığımızda atlarımızın, kılıçlarımızın, kalkanlarımızın, naralarımızın, tekbirlerimizin önünde hiç kimse duramadı. İttifak yaptığımızda medeniyetimizle, sanatımızla, ilmimizle, refah seviyemizde hiç kimse yarışamadı.

"İSTİKLAL SAVAŞI'NIN NÜVESİ YENİDEN ŞEKİLLENİYOR"

Türk, Kürt, Arap eğer bir aradaysa, birse, beraberse işte o zaman Türk vardır, Kürt vardır, Arap vardır. Ayrıştıklarında bölündüklerinde uzaklaştıklarında ise mağlubiyet vardır, hezimet vardır, hüzün vardır.

Moğol orduları acımasızca İslam beldelerini yıktı çünkü Türk, Kürt, Arap ayrışmıştı. Haçlılar İslam beldelerine saldırdı çünkü Türk, Kürt, Arap birbirinden kopmuştu. 1. Dünya Savaşı'nı kaybettik. Aramıza sınırlar çizildi. Duvarlar örüldü. Kudüs'ü yitirdik çünkü tefrika vardı. Ne zaman ayrıldık kaybettik, yenildik. Ne zaman ittifak yaptık o zaman tarihe istikamet çizdik.

Bugün Gazze'de Filistin'de tarihin en acımasız, en vahşi, en barbar soykırımı icra ediliyor. Neden? Çünkü Türk, Kürt, Arap tarih boyunca olduğu gibi bir araya gelip ittifak kuramıyor. Terörün nihai amacı Türkiye'yi bölmek değildi. Türkiye'yi bölmeye kimsenin gücü yetmez.

Ama bizi oyaladılar. Bize zaman kaybettirdiler. Bize ekonomik kayıp verdirdiler. Enerjimizi harcadılar. En çok da aramıza Türk ile Kürt'ün arasına nifak sokmaya çalıştılar. Kim kazandı? 41 yılda kim kazandı? Terör baronları kazandı, terör sektörü kazandı.

Kandan beslenenler kazandı. Türk, Kürt, Arap üzerine kirli hesapları olanlar kazandı. İşte bugün bu kirli oyunu, bu kirli tezgahı, bu nifak hareketini bozuyor, alt üst ediyoruz. Tarih tekerrür ediyor. Bugün Türk ile Kürt aralarında engel olmaksızın tekrar muhabbetle kucaklaşıyor. Rabbime hamdediyorum. Bugün Malazgirt ruhu, bugün Kudüs ittifakı, bugün İstiklal Savaşı'nın nüvesi yeniden şekilleniyor.

"KÜRT KARDEŞİM, ALEVİ KARDEŞİM..."

Bugün büyük ve güçlü Türkiye'nin şafağı söküyor. Şimdi oturup konuşacağız. Silahlarla değil, şiddetle değil, kavga için değil, muhabbet için, kardeşlik için, aradaki terör engelini kaldırarak yüz yüze, gönül gönüle, ruh ve ruh konuşacağız.

Her meselemizi konuşarak çözeceğiz. Bu ülkenin her bir vatandaşı ister Türk olsun, ister Kürt, ister Arap, ister Sünni, ister Alevi, sağcı solcu, zengin fakir her bir vatandaşı bu ülkenin devlet karşısında birinci sınıf vatandaştır.

Unutmayın. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak yuvası, ortak çatısıdır. 86 milyon biriz. Beraberiz. Ezelden ebediyete kadar kardeşiz. Tüm farklılıklarımıza rağmen hep birlikte Türkiyeyiz. 23 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz ve inşallah Türkiye bu mücadeleyi taçlandırıyor. Kürt kardeşim! Meselen mi var? Arada silah olmadan, şiddet olmadan, terör olmadan oturup konuşacağız. Alevi kardeşim sorunun mu var? Diyalogla çözeceğiz. İnanın soframıza bereket gelecek. Geniş Türkiye hanemize huzur gelecek. O bereketle, o huzurla her engeli aşacak geleceğe yürüyeceğiz, geleceğe bakacağız.

"AK PARTİ, MHP VE DEM HEYETİ İLE SÜRECİ GELECEĞE TAŞIYACAĞIZ"

Unutmayalım gönüller bir olunca sınırlar ortadan kalkar. İşte ilk adım olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir komisyon kuracak, sürecin yasal ihtiyaçlarını meclis çatısı altında konuşmaya başlayacağız. Altını çizerek söylüyorum. Cumhur İttifakı olarak AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Dem Heyeti ile de birlikte bu süreci evvel Allah pişirerek geleceğe taşıyacağız. Dem Heyeti meclis başkanımızla dün görüştüler. Gazi Meclisimizin sürece sunacağı güçlü katkının yürütülen çalışmaların başarısı açısından kritik önemde olduğu kanaatindeyiz. İşte bu süreçte rahmetli Sırrı Süreyya kardeşimizle ardından Pervin Buldan Hanımefendi ile ve Mithat Sancar'la yine bu hafta bir araya geldik. Oturduk, konuştuk. Beraber birlikte bu yürüyüş için neler yapabiliriz bunları konuştuk. Demek oluyormuş. Daha güzel şeyler olacak.

İnşallah mümkün olan en geniş katılımla yapıcı ve kolaylaştırıcı bir yaklaşımla meclisimizin de bu hayırlı süreci desteklemesini temenni ediyorum. Burada şunu da tüm samimiyetimle ifade etmek istiyorum. Sadece Kürt vatandaşlarımızın değil, Irak ve Suriye'deki Kürt kardeşimin meselesi de unutmayın bizim meselemizdir.

"AK PARTİ MHP VE DEM BERABER YÜRÜME KARARI VERDİK"

Onlarla da bu süreci görüşüyoruz, konuşuyoruz ve onlar da çok mutlu. Türkiye'deki bu gelişmeler, hele hele dünkü atılan adımlar Irak'ta çok farklı sesler meydana getirdi. Suriye'deki Kürt kardeşimin de huzur, barış ve emniyet içinde yaşaması bizim olmazsa olmazımızdır.

Ve Türkiye Büyükelçisi biliyorsunuz Suriye aynı zamanda sorumlusu, Suriye'nin aynı zamanda adeta temsilcisi. Onlar da Suriye'de görüşmeleri, toplantıları yaptılar ve oradan verilen mesajlar da gerçekten çok çok olumluydu, çok çok bizler için de sevindiriciydi. Böyle bir iklimin süratli oluşması için yeni Suriye hükümeti ile ve uluslararası ortaklarımızla çalışmayı sürdürüyoruz. Orada da terör defterinin kapanacağına, kardeşliğin kazanacağına, birlik, beraberlik ve bütünlüğün kazanacağına yürekten inanıyorum. Şimdi AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Dem biz en azından üçlü olarak bu yola beraber yürümeye kararı verdik.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER