Saatler geçmiş gecenin bir yarısı olmuş, deniz kenarında kamp yapıyorum. Arkam ormanlık saha. Önümde en konusundan bir siyah boşluğu ve içinden haykıran dalgaların sesi. Muhabir telsizinden Midilliye yine askeri sevkiyat yapan Yunan askeri hakkında bilgi geçiyor anonslardan !!!!...
Lozan'ı delen ABD ve Yunanistan sahada istediği gibi at koşturuyorken, Dünya küreselcileri Ukrayna sahasını bahane ederek, Karadeniz'de Türkiye üzerinden geçiş yapmak istiyor... Tüm bu olup bitenler kimin ne kadar umrunda ???.....
Birileri halka tuzak kurup bir gecede milyon dolarlar ile zenginliklerine zenginlik katıyorken, ezilen halkın feryadı kimin umurunda! Twitter'da sohbet odalarında konuşuyoruz da sonuç ne oluyor? Kazanım ne?...
Başı bozukluk yaşamın her anında! "" Kör tuttuğunu Topal düşürdüğünü öpermiş"" Misali.....Her anlamda kilitlenmiş Muhalefet! Sınırlandırılmış halk baskıya direnmeye çalışan bir avuç aydın gazeteci .....
Suskunluğun çare olmadığını anladık anladık da ...""çözüme ulaşmayan kar"" için avazın çıktığı kadar bağırsak ne oluyor ki? Aslında olan biten bu halka gözlerinin önünde cereyan ettiriliyor!
CB makamı ile kendine çıkarttığı özel kanun maddeleri ile Devlet başkanlığı arasında başı sıkışınca ikisi arasında gidip gelen bir devlet başkanımız var....Herşey onun iki dudağı arasında!
Anayasa diyor ki, "" Bir kişi en fazla iki kez CB olabilir!"" Ancak referandum ve sonrası başkanlık yetkisini eline alan CB Erdoğan bu şartlar da iki değil üç kez, beş kez CB olabilir, buna engel şu an ne var?....
Susturulmuş, uyutulmuş, kandırılmış halkın ne yi var? Neyi nasıl eski haline orjinal mantalitesine ve sosyal doğal haline getirebileceğiz ki? Ümit var! Umut da var! Çare de var! Peki onlar nedir? Nerede dır?... Kaf dağı arkası misali ömürden giden her saniye her dakika nasıl dondurula bilinir?..
O koca çınar ki, cumhuriyet onun köklerine nereden inilir?? Vakit ve zaman diyaliktiği kronos misali kendi öz evlatlarını yiyorken!.. Doğru ya kronos zamanı en güzel yiyen her saniye yi öğüten ve sindiren canavar değilmiy di?.. Adı da yüzüne çarpan içini üşüten sert rüzgarlara karşı dimdik durabilmekti hayat!...
Dimdik duruyoruz da ne oluyor? Hep duruyoruz! Neyi ne kadar sorguladık? Ne yi ne kadar başardık?... Hayatın kendisi zaten müthiş manipülasyon aracı kendisi....
Kitlelere, radikal gelen bazı fikir ve düşünceler özel telkin ve ikna ile bulaştırılır! Teşhisi ben koyayım çaresi siz olun! ""Hayallerim izin bile ötesinde soyuluyoruz! Hayallerimizin ötesinde zorlandığımız herşeyin kurgusunu yaşamaya maruz bırakılıyoruz!??? Gerçeği bemzerinden ve sahnesinden ayıran güç nedir?/
Esenlikler dilerim sevgili okurlarım...