Türkiye'nin uluslararası alanda en çok tanınan ve saygı duyulan yönetmenlerinden biri olan Yeşim Ustaoğlu, güçlü hikâyeleri, insan ruhuna dokunan anlatımı ve toplumsal meseleleri cesurca ele alış biçimiyle öne çıkıyor. Kariyeri boyunca özellikle kadın hikâyeleri, kimlik arayışları ve bireyin içsel yolculukları üzerine yoğunlaşan Ustaoğlu, sinemasını hem Türkiye’de hem de dünya festivallerinde özel bir yere taşıdı. İşte Yeşim Ustaoğlu’nun iz bırakan filmleri ve bu filmlerin taşıdığı sinemasal değerler...
1. GÜNEŞE YOLCULUK (1999)
İstanbul’da yaşayan biri Türk, biri Kürt iki gencin dostluğu üzerinden, kimlik, ötekilik ve aidiyet gibi temaları işleyen bu film; Berlin Film Festivali’nde Barış Ödülü ve Mavi Melek Ödülü gibi önemli ödüllere layık görülmüştür. Ustaoğlu’nun toplumsal meselelere olan duyarlılığının en çarpıcı örneklerinden biridir.
2. BULUTLARI BEKLERKEN (2003)
Trabzon’da yaşayan yaşlı bir kadının geçmişle yüzleşme öyküsünü anlatan film, mübadele, asimilasyon ve yitirilmiş kimlikler gibi konuları ustalıkla işler. Sessiz ama derin bir anlatımı vardır ve tarihsel belleği irdeleyen yapısıyla öne çıkar.
3. PANDORA’NIN KUTUSU (2008)
Yaşlılık, aile bağları ve unutulmuşluk temalarını işleyen bu film, Alzheimer hastası bir annenin çocuklarıyla olan mesafeli ilişkisi üzerinden ilerler. 2008 San Sebastian Film Festivali’nde En İyi Film ve En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini kazanmıştır.
4. ARAF (2012)
Gençlik, cinsellik, hayal kırıklığı ve sınıfsal sıkışmışlık üzerine yoğunlaşan Araf, küçük bir kasabada büyüyen iki gencin varoluş sancılarını gözler önüne serer. Başrollerde Neslihan Atagül ve Barış Hacıhan yer alır. Film, görselliği ve atmosferiyle oldukça dikkat çekicidir.
5. TEREDDÜT (2016)
Psikiyatrist Şehnaz ve hastası Elmas’ın yollarının kesişmesiyle gelişen bu film, kadın olmanın bedelini, sessizliği ve dayanışmayı merkeze alır. Cannes'dan Adana Altın Koza'ya kadar birçok festivalde büyük beğeni topladı. Toplumsal cinsiyet rollerine dair cesur söylemleriyle Ustaoğlu sinemasının zirve yapıtlarındandır.