Güneydoğu Anadolu'nun hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatı, yılın ilk 5 ayında yüzde 7,9 artışla 1,5 milyar dolara ulaştı. Miktar olarak yüzde 4,5 artışla 1,9 milyon tona yaklaşılan bu dönemde 431,3 bin ton makarna, 397,9 bin ton buğday unu ve 182 bin ton ayçiçek yağı ihraç edildi. Türkiye’nin 472,9 milyon dolarlık ayçiçek yağı ihracatının 270,1 milyon dolara denk gelen yüzde 57,1’lik kısmı Güneydoğu’dan ihraç edildi. Türkiye’nin 370,5 milyon dolarlık makarna ihracatında bölgenin payı 250 milyon dolar ile yüzde 67,4 oldu. 5 aylık süreçte ihracatın yüzde 8,4 gerileyerek 434,2 milyon dolar olarak gerçekleştiği Irak, bölgenin en büyük ihraç pazarı olmayı sürdürdü. İkinci sıradaki Suriye’ye yüzde 34,2 artışla 149,5 milyon dolar ihracat yapıldı.
“Hububat sektörünün bölge ihracatındaki payı yüzde 30’u geçti”
Güneydoğu ekonomisinin gelişiminde gıda sanayicilerinin payının son yıllarda dikkat çekici şekilde arttığını ifade eden Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu şunları söyledi:
“Gıda sanayine yönelik yatırımların artması ve bölgede artan markalaşma eğilimi, sektörümüzü Güneydoğu Anadolu ekonomisinin temel taşlarından biri haline getirdi. Son 2 yılda bölgesel ihracatımızdaki payını yüzde 29,1’den yüzde 30,5’e yükselten hububat sektörü, bu artışla birlikte bölgemizin ihracat lideri haline geldi. Aynı dönemde, Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarını içeren İSO500 listesine 3 üyemizin daha katılması ile toplam firma sayımız 12’ye ulaştı. Ocak-Mayıs döneminde Güneydoğu’dan aylık ortalama 36,4 bin ton ayçiçek yağı ve 86,2 bin ton makarna ihraç edilmesi; bunun yanında Türkiye genelinde yapılan 5,2 milyon tonluk hububat ihracatının 1,8 milyon tondan fazlasının bölgemizden gerçekleştirilmesi, bölgemizin gıda sanayisindeki potansiyel ve kapasitesinin bir ifadesi.”
“Yerel kalkınma hamlesinde gıda sanayi kritik rol oynuyor”
Sektördeki bu büyümenin sadece dış ticaret değil; bölgedeki ekonomik canlılık açısından da kritik rol oynadığını ifade eden Kadooğlu şunları belirtti:
“Gıda işletmelerimiz, tarımsal üreticiden nakliye ve lojistik firmalarına, paketlemeden dağıtıma kadar uzanan geniş bir tedarik zinciriyle çalışıyor; kadın istihdamını artırarak yerel iş gücüne dayalı bir kalkınma modeli geliştiriyor. Bu güçlü yapı, depo ve soğuk zincir sistemlerinden enerji altyapısına kadar pek çok tamamlayıcı yatırımı da beraberinde getiriyor. Yerel Kalkınma Hamlesi Programı kapsamında organize sanayi bölgelerinde rezerv alanların oluşturulması ve yeni teşvik sistemi ile gelişmiş kentlerdeki sanayi altyapısının 6. Bölge’ye taşınması, Güneydoğu illerinde ekonomik canlanmayı hızlandıracak stratejik bir adımdır. Terörsüz Türkiye vizyonuyla birlikte, bu yatırımların bölge halkı için istikrar ve refahı kalıcı hale getirmesini bekliyoruz.”
“Orta Doğu’ya hububat ihracatının yüzde 40’ı Güneydoğu’dan”
Gıda ihracatçıları olarak kurdukları uluslararası bağlantıların tarımsal diploması açısından önemine dikkat çeken Kadooğlu şu değerlendirmede bulundu:
“Tarım ve Orman Bakanımızın da altını çizdiği gibi, Türkiye’nin bölgesel ve küresel kuruluşlarla kurduğu güçlü iletişim ve kardeşlik temelli ilişkiler, tarım diplomasisinin etkili şekilde kullanılmasına olanak tanıyor. Bu vizyonun sonucu olarak, Dünya Gıda Programı'nın ülkemizi stratejik gıda stok merkezi olarak görmek istemesi, ülkemize duyulan uluslararası güvenin güçlendiğini gösteriyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi olarak biz de bu sürece güçlü katkılar sunuyoruz. 2025’in ilk 5 ayında Türkiye’nin Orta Doğu’ya yaptığı hububat ihracatının yaklaşık yüzde 40’ı, Afrika’ya yapılan ihracatın ise yüzde 36,9’u bölgemizden gerçekleştirildi. Bu bölgelerde yer alan ülkelerle kurduğumuz ticari bağlar, ikili ilişkilerin güçlenmesini sağlıyor. Irak ve Suriye gibi komşularımızla kurduğumuz istikrarlı ilişkiler, jeopolitik dalgalanmalara karşı daha dayanıklı bir ticaret ortamı yaratırken, Afrika’da derinleşen bağlantılarımız bu kıtada uzun soluklu ve sürdürülebilir bir gıda ticareti modelinin altyapısını oluşturuyor.”