USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

TÜRKEŞ VE TÜRK BİRLİĞİ

13-01-2024
Yıl 1992 Demirel, SHP hükümeti kurulmuştu. Demirel, Ortak Devlet Aklının talebi üzerine Türk Cumhuriyetlerine gitmek için bir program yaptı. Ancak bir kaygısı vardı. Ya Türk Cumhuriyetlerinde Demirel yeterli ilgiyi görmez ise ne olacaktı? Bu endişesini gidermek için MHP genel başkanı Alparslan Türkeş'i protokole almaya karar verdi. Türkeş'e bu isteğini anlattı ve kabul gördü. Bu ziyaretlerde Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan meclislerine Demirel Cumhurbaşkanı olarak konuştu. Alparslan Türkeş de işin teknik yönünü anlattı, Turan'ın yani Türk Birliği'nin nasıl kurulacağını anlattı. Türkeş'in dikte ettiği bütün maddeler karar defterlerine geçtiler ve altı Cumhurbaşkanı tarafından imza altına alındı. Türk Birliği'nin ilk adımları atılmış oldu. Bu adımları maddeler halinde sıralayalım:
1. En kısa zamanda Latin Türk Alfabesine geçilecektir. 29 harf yetersiz bulundu ve yeni 5 harf daha eklenerek 34 e çıkarılacaktır. 
2. Beş Türk Devleti en kısa zamanda ortak bilimsel ve resmi dil olarak İstanbul Türkçesine geçilecektir. 
3. En kısa zamanda ortak para birimi olarak Türk Lirasına geçilecektir. 
4. En kısa zamanda ortak ekonomik işbirliğine geçilecektir. 
5. Altı devlet tarafından oluşacak olan Türk Birliği'ne dönem başkanları altı ayda bir değişecektir. 
Hatırlayamadığım maddeler olabilir. Milliyetçi ve ülkücü Hhreketin lideri, Başbuğu olmadan Türk Birliği'ne ilk adım atılamamış ve son nokta konulamamıştır. En son turda Azerbaycan'a geçilerek Ebulfeyz Elçibey'i Cumhurbaşkanlığını kazanabilmesi için, Türkiyenin desteğinin olduğunu belirterek, seçmene güvence vermiştir. Bunu başarmıştır. Bu mitingde binlerce seçmen Kurt selamı ile Başbuğlarını selamlamışlardır. Başbuğ Alparslan Türkeş, ilk Kurt Başlı işareti Azerbaycan'da, Elçibey'den öğrenmiştir ve bu selamı Türkiye'ye taşımıştır. Elçibey, Kurt Başlı selamın Türklerin Ergenekon'dan çıkışından sonra Türk ordusunda selam olarak yaşatıldığını, günümüze kadar geldiğini Başbuğuna ifade etmiştir. İyi de etmiştir. Ülkücülerin selamı haline de gelmiştir. Elçibey'in ve Başbuğun ruhları şad olsun, mekanları cennet olsun.
Ancak Başbuğ Türk Cumhuriyetlerinde tarih yazarken, bunu algılayamayan Böyyük Türkler,  Başbuğ için, "Demirelin Çantasını Taşıdı" diyerek başarısını küçümsemek istediler. Bir gün basına kapalı özel bir toplantıda, bu Böyyük Türklerin dilleri tutulmuş, Başbuğlarına soru dahi sorma cesareti bulamadıkları gibi, devletin derinliklerinde yaşanan faaliyetleri Türkeş'in ağzından dinlediklerinde, başlarını öne eğmek zorunda kalmışlardır. Türkeş'in Ermenistan'a buğday verebiliriz sözünün üzerine, "Bu adam bunamıştır, çekilsin" diyen Böyyük Türklere yine derslerini vermiştir:
"Evladım bakın, Karabağ savaşında Azeri kardeşlerimiz yenik durumda idiler. Tam bu zamanda, Hıristiyan Dünyası savaşan Ermeni din kardeşlerine yüz bin ton buğday gönderme kararı almışlar. Nakliyeden kar etmek için en yakın ülke olan Türkiye'den buğday istemişlerdir. Biz buna hayır desek, başka bir ülkeden alırlar. Başka ülkeden buğday alınırsa, Ermenistan'a buğday yerine nükleer silahlar gönderme ihtimali vardır. Ben askerim, olaya istihbari yönden bakarım. Demirel ile bu kaygılarımı paylaştım. Aynı kaygılarımızı Azerbaycan sefaretine anlattık, onların rızalığını aldıktan sonra buğday verebiliriz dedim. Size de soruyorum; Nükleer silah mı, Buğday mı, hangisini tercih edersiniz" sorusunu sorunca, Böyyük Türkler sustular. Başka partilere kaçarak, Başbuğlarına iktidar yüzü göstermediler. Şimdi de o Böyyük Türkler, Devlet Bahçeli için aynı tezgahı kurmuş durumdalar. İşte yaşlanmış, çekilsin artık diyorlar. Başka adreslerde ahkam kesenlerin gazına gelmeyelim derim.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?