USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ŞAHSIM YOĞ İKEN neler olmuş AHVÂLİMİZE ?

07-05-2021
ŞAHSIM YOĞ İKEN hele bi bakalım hâlimize, neler olmuş AHVÂLİMİZE ?
KATAR ile yeni ve yeniden PAPAZ OLMUŞUK !
Ne demiş ve n’etmiş bu KATAR ?
“Türkiye, Arap ülkelerinin iç işlerine karışmasın.
Irak’ın egemenlik haklarının Türkiye tarafından ihlali önlensin.
Türkiye’nin Irak topraklarına müdahalesi durdurulsun.”
Sadece KATAR mı ?
I ııhh, bütün ARAP ülkeleri birleşmiş (Arap Ülkeleri Birliği OY BİRLİĞİYLE, ittifakla) bu kararı almış ve bunu Birleşmiş Milletlere Bildirmiş. Bu bildirmeyi de Katar’ın Birleşmiş Milletler’deki temsilcisi Alya Ahmed Saif Al-Thani adında bir kadın yapmış.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği de bu kararı almış, kabul etmiş ve (25 Mart’ta) BM. Belgesi olarak yayınlamış. (29 Nisan tarihli Hürriyet Gazetesi’nde Ertuğrul Özkök’ün yazı bu konuda geniş bilgi veriyor)
Heeeyyy KATAR !
Ve de eeeyyy bizim ahâliii !
Biliyorsunuz değil miii ?
Karınlarını DOYURMAK için gönderdiklerimize ilaveten, Katar Emiri ve sülalesine BEKÇİLİK yapmak için, ASKER de göndermiştik (ki, halen orada durmaktalar).
Ve yine, Türkiye Cumhuriyeti ARSASINDAN Katar’a verdiğimiz PARSELLER ve diğer imkânlar ile BAĞIŞLADIĞIMIZ TANK FABRİKASI da gözlerinizin önündedir değil mi ? (Ama onlar da bizim SARAYIMIZA bi kaç KATRİLYON liralık TAYYARE bağışlamışlardı ya neyse … )
Bütün bunlara rağmen, KATAR’ın ARAP’ları ile Kıbrıs’ın RUM’ları arasından su sızmıyor.
KATAR’ın Arap’ları, Kıbrıs RUM tarafı ile DOĞALGAZ araştırması yapmak üzere iki sene önce anlaşma imzaladılar. Katar Emiri’nin petrol şirketi ile Exxon-Mobil petrol şirketi, Kıbrıs adası etrafında aramaya başladılar.
AÇ kalmasınlar diye patates-domates-soğan … falan filan gönderdiğimiz adamlar, bizden önce anlaşmayı yapmışlar.
Zehir-ZAKKUM olsun !
Bir KATAR var İDİ, ama demek ki, o da GİTTİ !
Ne KALDI geride, neler VAR elimizde ?
Haritayı önümüze açalım, vaziyetimize bi bakalım.
ABD ve Bay Başkan BAYDIN ma’lûm, bizi BAYDI ya, fazla laf etmeye heç bi lüzum yok.
Avrupa Birliği denilen Avrupalıları biliyoruz ki, bildiğimiz şey, bizi GISGANDIKLARI ve gısgançlıktan ÇATLADIKLARIDIR.
Şimdi önümüze bi harita açalım ve mevcut hâlimizi bi görelim hele:
“Şarkta GÜRCİSTAN, garbta BULGARİSTAN;
şimâlde de UKRAYNA kaldı” diyecektim kiii, Ukrayna Meclis Başkanı da ERMENİ SOYKIRIMI lafını etmeye başladı. Yani, bunca desteğimize rağmen bunlar da karşımıza dikildi.
RUSYA’nın PUTİN’i ile bir dargın bir barışık haldeyiz ve O, bizi parmağında oynatıyor.
Cenûb cenâhta hiç YOK !
KRAL Şeyhi öldüğü zaman 3 gün YAS ilan ettiğimiz SUUDİ ARABİSTAN, zaten oldu bitti bize DÜŞMAN.
SURİYE, Irak malûm !
Az uzaklaşalım:
PAKİSTAN ile BANGLADEŞ var.
TÜRK soydaşımız, CAMİ yaptığımız KIRGIZİSTAN ile de “PAPAZ olduk”. (Geçen sene, Türkiye'nin Bişkek Büyükelçisi Cengiz Kamil Fırat'ın, Kırgızistan'da davet edildiği bir iftara, FETÖCÜ olduğu söylenen bir kişinin de gelmesi üzerine, "Biz burada 35 milyon dolara cami yaptıralım, siz bizi teröristlerle aynı masaya oturtun" dedi ve iftar açmaktan vazgeçti, çıktı gitti)
Biraz da Afrika’ya inelim ve ilerleyelim:
CAMİ yaptığımız, su KUYUSU açtığımız ve MASKE falan da yolladığımız SOMALİ, MADAGASKAR, ETİYOPYA (dama çıkıp da yanık sesiyle ilk EZANI okuyan Habeş-i Bilâl’in asıl memleketi olan eski Habeşistan) falan filan var.
Yani, sadece bunlarla aramız EYİ sayılır. Ama bunların hepsini toplasan bir DEVLET etmez.
MURSİ “KARDEŞ” tepetaklak edildikten sonra MISIR ile kanlı-bıçaklı olduk. Amma ve lâkin, şimdi yeni yeni Mısır’ın SİSİ’si ile “KARDEŞ” olma lafları ve gayretleri doğmaya başladı.
LİBYA’da SAVAŞ halindeyiz. Ama çok yakında Libya’daki muhalif HAFTER ile de bir masaya OTURTULACAAĞIMIZ kesindir.
Haaa, KAŞIKÇI denilen adamın Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosluğunda PARÇALANIP ERİTİLDİĞİ için İstanbul’da bi dava açmıştık ve bu işi yapanları da Suudi devletinden istemiştik ya …
Ben de, o Konsolosluk Suudi toprağı sayılır. Bu suç Türkiye dışında işlenmiştir ve hem suçlular ve hem de maktül yabancıdır. Onun için böyle dava olamaz. Bu FOS bir davadır, GÖSTERMELİKTİR demiştim ya…
Hah, işte bu mesele de benim dediğime geldi.
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü KALIN Bey, Reuters’e verdiği bir mülakatta, “Suudi Arabistan’ın bu olayla ilgili olarak verdiği mahkeme kararını SAYGIYLA karşıladığımızı” söylemiş.
Yani, onların mahkeme kararının doğruluğunu kabul ve bizim açtığımız davanın da FOS olduğunu İTİRAF etmiş olmuş.
Eeee N’OLACAK şimdi ?
“Bakın, burası ÇOK ÖNEMLİ” ve tabii ki, çok RİSKLİ.Yani çok TEHLİKELİ !
N’olacağına, durup bakacağız ve bekleyip göreceğiz;
Kim, kimi hangi alanda KAYBEDECEK öğreneceğiz ?
Ama, “hiç kimse, bizim GÜCÜMÜZÜ TEST ETMEYE KALKIŞMASIN” !
(Sabık Başbakan Ahmet DAVİDOF, böyle söylerdi)
Tamam mı ?
“PAPAZ olmak” tabiri nereden ve ne zaman çıktı ve dilimize yerleşti, bilmiyorum ?
DÖVÜŞMEK, kavga etmek, KÜSMEK, darılmak manâsında kullanılıyor.
Tam bize YAKIŞAN ve hâlimizi en kısa şekilde anlatan bir tabir oldu.
Öylesine yerleşti ve öylesine kabullendik kiiii, “PAPAZ olmak” yetmedi, bunun üst rütbelerine ulaşır olduk.
“MaşaAllah” dediğimiz üç gün yaşamıyor; bastığımız yerden ot yeşermiyor; gittiğimiz yer kuruyor.
DÖVÜŞMEDİĞİMİZ konu-komşu kalmadı da, denizaşırı memleketlerle;
Ve hatta GAZETELER ile de dövüşmeye başladık.
Ha gayret, sayın BÖYÜKLERİM !
Dünyada “TEK” olmamıza ve tek KALMAMIZA az kaldı.
Bilirsiniz ya, PAPAZLAR sürüyledir; KARDİNAL ise çok azdır, ama bunların başında bir tane PAPA vardır. Yani, Papa TEK’tir.
PAPAZ olmak bize az gelir, KARDİNALLİK bile yetmez; PAPA olmak elzemdir.
Ve hatta HAKKIMIZDIR !
Zira, her zaman, her yerde ve her işte biz HAKLIYIZ !
Pekiiii, siz ne dersiniz arkadaşlar, HAKKIMIZ mıdır ve HAKLI mıyız ?
Ve de, hâlimiz ahvâlimiz itibariyle böyle miyiz
(Not: Bu yazı, 6.7.2019’da yazdığım yazının biraz törpülenmiş, biraz bi şeyler eklenmiş ve yani ENTEL ve “İLMΔ bir tabirle REVİZE edilerek üretilmiş şeklidir)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?