USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

O, bir FEZAGİR’dir !

12-02-2024
O, bir FEZAGİR’dir !
Şuna “ASTRONOT” demeyin arkadaşlar.
Vallahi AYIP oluyoo ve sanki, EMEK inkârı yapılmak suretiyle NANKÖRLÜK gibi ve de GÂVURLARI TAKLİT etmiş gibi bi şey yapılmış oluyoo.
Bakın neden bööle oluyoo; anlatayım veya biraz hatırlatma yapayım da göstermiş olayım:
Biliyorsunuz ya, 2021’in başında bi Türk UZAY AJANSI (TUA’mız) kurulmuş ve yeni LOGOSU ve Milli Uzay Programı da 9 Şubat’ta tanıtılmıştı.
Ve Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, TUA tarafından hazırlanan Milli Uzay Programı'nı kamuoyuna açıklamıştı.
Bu Programa göre; “2023 yılında Ay'a SERT iniş ve 2028 yılında da YUMUŞAK iniş yapılacaktı.”
(Ancak bu iş birazcık ertelenmek zorunda kalındı ve şimdiye kadar yapılamadı)
Bunun hemen ardından ASTRONOT-Kozmonot kelimesini Türkçeleştirmiş ve FEZAGİR yapmıştık.
Ve FEZAGİR olmak isteyenlerin (keskin görüş sahibi olması, İÇKİ ve SİGARA kullanmaması, psikolojik rahatsızlığının bulunmaması, ANTROPOMETRİK gereksinimleri sağlayabilmesi vs gibi şartları taşıyanların) müracaatlarının alınmaya başlanacağı ve çok yakında seçimlerinin yapılacağı da, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır tarafından (Mayıs ayı içinde) açıklanmıştı.
Bu arada Ajans’taki Büyüklerimiz, binecekleri otomobillerin RENGİNİ bile pür-dikkat kesilerek ve HASSASİYYETLE tesbit edip karara bağlamış ve ihale ilanında belirtmiş ve heç vakit gaybetmeden aşağıdaki şartlarla bir araç alım ihalesi açmıştı:
“8+1 kişilik VIP minibüste arka kısımda yer alacak 6 KOLTUK ÜÇERLİ KARŞILIKLI hale DÖNÜŞTÜRÜLEBİLECEK … Ayrıca VIP minibüsün arka koltukları YATAR pozisyon alabilecek. Araç RENKLERİ ise metalik GRİ, SİYAH, FÜME veya LACİVERT olarak belirlenirken araçlarda ön ve arka KOL DAYAMA ünitesi, elektrikli ve ısıtmalı ve otomatik katlanabilen yan aynalar, sis farları bulunacaktır.”
Ve eveeettt, demek ki şimdi bu TUA’mız, ARAÇ alım ihalesini de tamamlamış ve işimiz bi FEZAGİR uçurmaya kalmıştı.
Esasen, TÜBİTAK’ın bağlı olduğu Bakanlığın Sayın Bakan’ı VARANK beyefendi 11 Nisan’da da, "AY MİSYONU İÇİN İLK ATEŞLEME" töreninde “Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Ay’a gönderilecek insansız araçta kullanılması planlanan milli ve özgün hibrit roket motorunun, ilk ateşlemesini yaptığını" da MÜJDELEMİŞTİ.
Geçen gün de, Milli Uzay Programı'nın hedeflerinden birinin 2023'te Ay'a SERT iniş gerçekleştirmek olduğunu anımsatarak, "Şu anda UZAY ARACIMIZIN TASARIMINA başladık." Müjdesini verdikten sonra;
“AY’a ADIM ADIM YAKLAŞIYORUZ” diyerek koltuklarımızı kabartmış, gönüllerimizi fethetmişti.
Ve bi kaç gün sonra MÜJDE daha vermiş ve "Türkiye kendine inanmış, ufku Samanyolu galaksisi kadar geniş, çalışkan gençleriyle UÇAN ARABALARDA da dünya liderliğine oynayacak” demişti.
Demek ki, (o zamanda, yani henüz TOGG’umuzun olmadığı zamanda) YERDE GİDENİNİ YAPAMADAN HAVADA UÇANINI yapmak üzereydik ki, bu da bütün dünyayı ÇILDIRTAN ve şahsımın da HAYRETİNİ ŞAŞIRTAN bi MÜJDE olmuştu.
Kim bilir, belki de bu sayede füzeye, FEZAGİRE falana filana (ve “AY’a 4 şeritli YOL” yapmaya bile) lüzum kalmadan UÇAN ARABALARIMIZLA çıkma imkânını yakalamış oluruz.
(Ama şimdi TOGG’larımızla çıkacağız tabii ki)
Ne de olsa, Ufku SAMANYOLU galaksisi kadar geniş gençlerimiz var ya …
İşte görüyorsunuz ya, AY’a çıkmak için her bi şeyimiz hazır.
ADIM ADIM yaklaştığımıza göre, belimize bağlayacağımız ADIM ÖLÇER cihazlarımızı da hazırlamamız lazım.
İşte bunun için bütün dünya bizi KISKANIYOR ve kıskançlıktan da ÇATLIYOR.
ÇATLASINLAR o GÂVURLAR !
***
Bu arada, bizim GezginAVCI’mızın Dünya’ya ayak bastığı şu MÜBAREK günde FEZA (veya FELEK= gök yüzü, semâ) hakkındaki Kur’an hükümlerini de TUA’mızın nazar-ı dikkatine (yeniden) arz etmekte fayda görmekteyim:
Kamer Sûresi 1. Âyet : “Kıyamet yaklaştı AY YARILDI”
Mülk Sûresi 5. Âyet: “Andolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları ŞEYTANLARA atış taneleri yaptık ve onları onlara alevli ateş azabını hazırladık"
Hicr Sûresi 16. Âyet : “Andolsun, biz gökte birtakım burçlar yarattır ve seyr edenler için onu süsledik.”
Saffat Sûresi 6-10 âyetler : “Biz yakın göğü , bir süsle, yıldızlarla süsledik. Ve (gökyüzünü) itaat dışına çıkan her şeytandan koruduk. Onlar artık mel-i a’lâ’ya (yüce topluluğa) kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar. Kovulup atılırlar ve onlar için sürekli bir azap vardır. Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder”
***
Şimdi bi soru sormak istiyorum:
Bizim FEZAGİR’imize, bunların araştırılması için bi MİSYON verilmiş miydi ?
Veya bizim FEZAGİR’imiz oralara çıkarken bunlara da bi göz atmış olabilir miydi ?
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?