USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Niçün ŞAŞIRIYORSUNUZ, Neden GISGANIYORSUNUZ?

20-01-2019

Nihat HATİPOĞLU, (Memleketim) Gaziantep İSLÂM BİLİM ve TEKNOLOJİ Üniversitesi’ne REKTÖR olmuş.

İnşaAllah CÜBBELİ Ahmet Hocaefendi de o Üniversite’ye DEKAN olur.

Niçün YAYGARA yapıyorsunuz ?

Bakın OKUYUN da, meselenin ne olduğunu anlayın ve ondan sonra ne yapıyorsanız yapın.

“İLİM, DİNDİR; namaz dindir. Bu ilmi kimden alacağınıza bilhassa dikkat edin. Bu namazı nasıl kılacağınıza dikkat edin. Çünki siz, kıyamette İLİM ve namazdan suale çekileceksiniz” (Ahmet Ziyâüddin Gümüşhanevi, Râmûz’ül Ehâdis)

İşte görüyorsunuz ya, İLİM denilen şeyden ne anlaşıldığı ortada:
İLİM sadece ve sadece DİN, yani İSLÂM’dır. Gerisi ilim sayılmamaktadır. Onun içindir ki “ÂLİM” sadece, İMAM-MOLLA ve Hacı-Hocadır.

“âlimler, yeryüzünün meşaleleri, peygamberlerin halifeleri, benim varislerim, peygamberlerin de varisleridir” (Ahmed Ziyâüddin Gümüşhânevi, Râmûz’ül Ehâdis)

“ÂLİM “ dedikleri, SARIKLI-SAKALLI takımıdır ki, bunu uyduranlar kendilerini tarif etmişlerdir. Yoksa, elektriği, telefonu icad edenler, uzaya çıkanlar, onların nezdinde âlim falan değiller. Zaten bunlar ”KÂFİR” oldukları için cennet yüzü de göremeyecekler. Bu konuda bir çok hadis vardır ki, hepsi de, ilimin sadece DİN demek olduğunu, âlimlerin de sadece DİN üzerinde çalışma yapan kişiler olduğunu isbat eder.

Muaz bin Cebel (r.a)’den rivayet edilmiştir: (özet olarak) “İLİM ile HELÂL-HARAM öğrenilir. Cennet ehlinin yollarını aydınlatan ışıktır. İlmi tefekkür etmek, ORUÇ ibadetine bedeldir. Onunla meşgul olmak ise geceyi ibadetle geçirmiş sevabına muadildir … Helâl-Haram kavramları ilimle anlaşılır … “

Ebu Hureyre (r.a)’dan rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Allahü Teâlâ’ya yapılan ibadetlerin en üstünü DİNDE-FIKIHTA âlim olmaktır. Hatta bir din âlimi-fâkih, şeytan nazarında , bir âbidden daha etkilidir. Her binanın direği olduğu gibi İslâm dininin direği de FIKIHTIR (İLİMDİR).”

Ebu Zerr (r.a)’dan rivayet edilmiştir: “Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Bir sabah Allah’ın kitabından bir ayet öğretmen 100 rekât (nafile) namaz kılmandan hayırlıdır. Yine bir sabah ilimden bir mevzu öğretmen ki, ester öğrettiklerinle amel edilsin veya amel edilmesin, senin kılacağın 1000 rekât (nafile) namazdan daha hayırlıdır. (İbn Mâce rivayet etmiştir. Hafız Ebu Muhammed Şerefüddin, Efendimizin Dilinden Hadislerle Amellerin Fazileti)

Bu gibi hadisler çoktur. Yani, İLİM, sadece DİNDİR; ÂLİM de sadece DİN ilmiyle meşgul olan SAKALLI-SARIKLI kişidir, ki SARIKSIZ âlimlerin âlimliği kabul edilmemektedir.

“Dünya ve dünya içindekiler MEL’UNDUR (Allah’tan uzaklaştırır) Yalnız, Allah’ı anmak (zikrullah) ve Allah’a yaklaştıran şeyle ÂLİM ve ilim öğrenenler müstesnadır. (Taberanî: İbn Mes’ud r.a)

Bakın gayet açık söylüyor: DİN dışında bilgi sahibi olmaya çalışmak “ALLAH’tan UZAKLAŞTIRDIĞI için “MEL’UN DÜNYA İŞİ” imiş ! Aman dikkat.

“Muhakkak ehli cennet (dünyada din ulemâsına muhtaç oldukları gibi) Cennette de din ulemâsına muhtaçtırlar. Şöyle ki, Cennet ehli muhakkak Allahu Teâlâ’yı her Cuma ziyaret ziyaret edip gördükleri vakit Allah, kendilerine nida edecek: ‘Benden dilediğinizi isteyiniz !’ Bunun üzerine ehl-i cennet, ne isteyeceklerini şaşırarak ÂLİMLERE teveccüh edip ‘ne diyelim ?’ diye soracaklar. Onlar da, ‘şunu bunu isteyin’ diyerek ceab verecekler. Bu bakımdan ehli cennet, dünyada olduğu gibi Cennette de ÂLİMLERE MUHTAÇTIRLAR” (İbn Asakir: Cabir r.a)

Bu hadisten de anlaşılacağı üzere, bu MOLLALAR, Cennette bile bu milletin “YAKASINI” bırakmayacaklar ve onlara “YOL” göstermekten BIKMAYACAKLARDIR.

Neyse …

İşte görüyorsunuz veya görmeniz lazım ki, NİHAT NAKİTOĞLU’nun REKTÖR olarak tayin edilmesi İSLÂMÎ açıdan çok isabetli olmuştur.
Zira, en güzel İslâmî HİKÂYELERİ, O anlatmaktadır.

Hele de bir, SIRAT KÖPRÜSÜ’nü anlatması vardır kiiii, tadına doyum olmuyor, dinlemeye doyulmuyor. Dinleyenler, AĞLAMAKTAN HELÂK oluyor. Tam 39 dakika sürüyor. Lütfen siz de dinleyin. (Nihat Hatipoğlu, Sırat Köprdüsü diye Google Amcaya sorun, karşınıza çıksın)

Bu NAKİTOĞLU’nun Oğlu da, aynı Babası gibi, çok güzel İSLÂMÎ HİKÂYELER anlatıyor. Bunu da unutmamak ve bi makam da buna tahsis etmek şarttır.

Aslında, bir de ÖMER ÇELAKIL vardı. Onu da bulup buna REKTÖR Yardımcısı yapmak lazımdır. 
Çocukcağız, KUR’AN’daki ŞİFRELERİ çözmekten, keşifler icadlar yapmaktan bıkmamış, her gün bi şeyler bularak MÜSLÜMAN âlemin hizmetine sunmuştu. Şimdilerde pek görünmüyor; nerelerdedir bilemiyorum ?

Öyle ya, “KUR’AN varken başka hiçbir kitaba lüzum yoktur. Kur’an’ın içinde her türlü ilim ve bilgi vardır” denir ya … (Ve bu laf yüzünden Müslümanlar ilk zamanlar zaptettikleri yerlerdeki KÜTÜPHANELERİ yıkıp-yakıp İMHA etmişlerdir)

Fakat her nedense İSLÂM âlemi, bir tane bile TEKNİK alet icâd edememiş, bir tek KEŞİF bile yapamamıştır.

Ama olsun beyaa … ÂLİMLERİMİZ, Âhirette bize ŞEFAAT edecekler ve Bize CENNET’te de yardım edecekler ya, bu da bize yeter.
Hatta ARTAR bile …

İcad, keşif yapan “KÂFİRLER” de Cehennem ateşinde YANACAKLAR ya …

Ne dersiniz ?
Şimdi anlayabildiniz mi meselenin ne olduğunu ?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?