USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

MA’SÛM ÇOCUK: TOSUNCUK !

05-07-2021
En sonda söyleyeceğimi ilk başka söyleyip sonra da vaziyetin izahatına girişeceğim:
Bence asıl SUÇLU, Memleketimizin başındaki “ÇOBANLARIN”, sürülerindeki KOYUNLARA tam olarak sahip olamaması ve onları sağlam otlaklarda OTLANDIRMAYI bilememesinden ve dolayısıyla da KIRAÇ yerlerde AÇ olarak gezinip KURTLARA yem olmasından kaynaklanmaktadır.
Baksanıza, Tosuncuk bir AHIR yaptı adını da BANKA olarak koydu : ÇİFTLİKBANK !
Affedersiniz VAKIFBANK, HALKBANK gibi.
“Dur yahu ne oluyor, nasıl bir BANKA imiş” diyen çıkmadı.
Bu nasıl bi ÇOBANLIKTIR ki, ahâlinin burayı BANKA olarak algılamaması ve para yollanmasının önlenmesi yapılamadı ?
Neyse …
Melmeketimizdeki ahâli bu meseleye SAPLANMIŞ kalmış olduğu için ben de EFKÂRLANDIM ve TEFEKKÜRE dalarak şu şekilde bi FİKİR üretimine giriştim.
Meseleye 3 ayrı açıdan bakmakta fayda var:
1)DİNÎ (İslâmî-Kur’anî-Uhrevî),
2)DÜNYEVÎ (Kanunî-Adlî-Resmî),
3)ŞAHSÎ (İndî-Medenî-Gayriresmî)
1)DİNÎ (İslâmî-Kur’anî-Uhrevî):
Kur’an’ın lafzına, yani âyetlerine baktığımızda görüyoruz ki;
Allah’tan habersiz hiç bi şey olamaz:
“ … O, Karada ve denizde ne varsa bilir; O’nun ilmi dışında bir YAPRAK bile DÜŞMEZ …” (En’am Sûresi 59. Âyet)
Ve HÜKÜM de Allah’a aittir, hükmü veren de Allah’tır.
(Yusuf Sûresi 40 ve 67; Ra’d Sûresi 41; Mü’min Sûresi 12. Âyet)
Ve tabii ki, RIZKI veren de, yani insanın geçimini temin eden de Allah’tır.
Allah, RIZKI istediğine ÇOK verir ÂBÂD eder, şenlendirir; istediğine de AZ verir, BERBÂD eder ve üzer.
“Doğrusu, ZENGİN eden de, varlıklı kılan da O’dur” (53. Necm Sûresi 48.âyet)
“Allah DİLEDİĞİNE rızkı bol verir, DİLEDİĞİNE de ölçülü verir … “ (13. Ra’d Sûresi 26. âyet)
“(Ey Muhammed) Rabbin rahmetini onlar mı taksim edip paylaştırıyorlar ? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz taksim ettik. Birbirlerine iş gördürmeleri için KİMİNİ KİMİNE DERECELERLE ÜSTÜN KILDIK … “ (43. Zuhruf Sûresi 32. âyet)
“Eğer Allah, rızkı kullarının hepsine bol bol verseydi, yeryüzünde azgınlık ederlerdi. Ama O, rızkı DİLEDİĞİNE bir ölçüye göre indirir … “ (42. Şûrâ Sûresi 27.âyet)
(RIZK ile ilgili buna benzer diğer âyetler: 16. Nahl Sûresi 71; 17. İsrâ Sûresi 30 ; 29. Ankebut Sûresi 62. ; 30. Rûm Sûresi 37. ; 34. Sebe Sûresi 39. ; 39. Zümer Sûresi 52. ; 42. Şûrâ Sûresi 19. Âyet)
Bu âyetlere göre Allah, bu ÇOCUĞU bu şekilde RIZKLANDIRMIŞ ve Onu ZENGİN etmenin yolunu Ona açmıştır. O da bu yolda yürüyerek ZENGİN olmayı bilmiş ve bu işi eyi bi şekilde BECEREBİLMİŞTİR.
Kiii, Allah, bu işi BECERME marifetini ve HÜNERİNİ gösterecek AKILI da bu ÇOCUĞA vermiştir.
Zira Allah, AKILI da istediğine ÇOK verip VEZİR eder, istediğine de AZ verip REZİL eder. Kimini HİDAYETE erdirir, doğru yola sokar, kimini de SAPITIR yolunu şaşırtır.
İşte o âyetler:
“Allah, DİLEDİĞİNE hikmet verir … ” (Hikmet = İlim, fehim-ANLAYIŞ, AKIL, marifet) (Bakara Sûresi 269. Âyet)
“ … Artık Allah dilediğini SAPTIRIR, dilediğini de doğru yola iletir. Çünkü O, güç ve hikmet sahibidir.” (14. Sûre İbrahim 4 âyet)
“ … Allah dilediğini sapıklığa yöneltir, dilediğini doğru yola iletir … “ 35. Sûre Fatır 8. âyet :
(buna benzer âyetler: 6. En’am 65. ; 7. A’raf 178, 186. ; 10. Yunus 25, 99, 100. ; 11 Hûd 34. ; 16. Nahl 37. ; 17. İsrâ 97. ; 28. Kasas 68. ; 32. Secde 13. ; 42. Şûrâ 44-46. ; 64. Tegabün 11. ; 74. Müddesir 31. Âyetler.)
Pekiii, TOSUNCUK ÇOCUĞA para verenlere ne demek veya onların hâlini nasıl değerlendirmek lazım gelmektedir acaba ?
Efendim, yukarıdaki âyetleri MEFHUMU MUHALİFİNDEN ele alarak düşündüğümüzde (ki, mantıkî olanı da budur), yani o ifadelerin tersi veya aksi göz önünde bulundurulduğunda karşımıza, Allah’ın, onların rızkını KESTİĞİ ve AKILLARINI da AZ verdiği ortaya çıkmış olur.
Tabii ya, Allah, “kiminizi kiminizden ÜSTÜN kıldım” diyor ya; TOSUNCUĞU, kendisine para verenlerden ÜSTÜN kıldığı ortaya çıkmış oluyor.
Yani bütün bu vaziyetin ve hadisenin, Allah’ın DİLEĞİ ve isteğiyle oluştuğu ve geliştiği, O’nun GÖZETİMİNDE yürütüldüğü ve O’nun da bunları SEYRETTİĞİ sonucuna varmak hiç de yanlış olmuyor.
Kaldı ki, TOSUNCUĞUN bu şekilde RIZKLANDIRILMASINDAN hem yanında götürdüğü ve hem de taaa Brezilya’daki HÛRİ misali güzeller bile faydalanmış ve (Allah’ın izniyle) onlar da RIZKLANMIŞ ve memnun kalmış oluyor.
Kader, ölüm ve RIZK değişmezmiş. RIZK seni ararmış, sen de RIZKINI ararmışsın ve bir noktada buluşulurmuş.
İşte taaa Brezilya’da bile böyle bir BULUŞMA gerçek olmuş.
Bu durum karşısında TOSUNCUĞA ŞER’Î bakımdan, yani İSLÂMÎ açıdan ceza vermek mümkün değildir.
Zira HÜKÜM Allah’a aittir ve bu hükmü biz insanların vermeye kalkışması Allah’a İSYAN manâsına gelecektir.
En iyisi ve en DOĞRUSU, bu meseleyi, bu dünyada halletmeye çalışmayıp, “ÖTE DÜNYA” dediğimiz yerde Allah’ın vereceği karara havale etmek ve bunu beklemek gerekmektedir.
Yani, bu TOSUNCUK ÇOCUK bu dünyada MA’SÛMDUR.
***
2)DÜNYEVÎ (Kanunî-Adlî-Resmî):
DOLANDIRICILIK suçunun oluşması için, bir insanın saflığından faydalanarak HİLELİ davranışlarla, yalan sözlerle bir kimseyi aldatıp KANDIRIP ondan bir menfaat temin edilmesi lazımdır.
Ne yapmış bu TOSUNCUK ?
Bi AHIR yapmış, açılışını da İMAM nezaretinde ve KAYMAKAM’ın da iştirakiyle DUALAR eşliğinde yapıp bunun filmini yayınlamış.
Ve ahâliyi buraya ORTAK olmaya davet etmiş.
Bunu gören, bunu duyan, Allah’ın AZ AKIL verdiği 100 000’den fazla insan da TOSUNCUĞA para yollamış.
İnternet denilen yerde gördüğü İNEK resminin üstüne BASMIŞ, ineğin SÜTÜNE ortak olmuş veya öyle SANMIŞ; TAVUK resminin üstüne basmış YUMUTAYA ortak olduğunu sanmış.
Videoda KOYUNLARI görmüş, bunların üstüne TIKLAMIŞ ve bunların YÜNÜNDEN, etinden, sütünden faydalanmak niyetiyle ortaklık hissesi aldığını sanmış.
TOSUNCUK bu “ORTAKLARININ” hiç birini ŞAHSEN GÖRMEMİŞ, hiç biriyle yüzyüze gelip konuşmamış, hiç birini kandırmak için söz söylememiş.
Buna rağmen PARA sel gibi AKIP gelmiş.
Ortada (tuhaf da olsa) bi “ORTAKLIK” vardır.
Ama bu işte KÂR etmek için YATIRIM yapmış olanların paraları batmıştır.
Efendim “KÂR, ZARARIN ORTAĞIDIR” denir ya … Ortaklıkta zarar etmekte vardır ki, buradaki “YATIRIMCILAR” zarar etmiştir.
BOR-SA denilen yerdeki “KÂĞIT” alım satımlarında da olmuyor mu ? Değeri düşen “Kâğıt” veya TAHTASI KAPANAN şirket, “yatırımcı” denilenlerin zararına sebeb olmuyor mu ? Oluyor ve hem de bir sürü insan zarara uğruyor. Ve bundan dolayı ceza da verilmiyor.
Mesele bundan ibarettir.
Bu itibarla bu hadisede T.Ceza Kanunu’nun 158. Maddesindeki DOLANDIRICILIK suçu asla YOKTUR.
Olsa olsa T. Ceza Kanunu’nun 155. Maddesindeki (cezası 6 aydan 2 seneye kadar hapis olan) GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA suçu olabilir ki, bunun sebebi de, TOSUNCUK ÇOCUĞUN, biraz ACEMİCE davranıp GURBETE çıktıktan sonra kendini REKLAM etmiş olmasıdır.
Neydi öyle yaav, en pahalısından arabalar, en güzelinden HÛRİLER, bol kepçe PORSİYONLAR , zengin sofralar, viskiler, şampanyalar falanlar filanlar !?
Kendini bööle reklam etmeyip de AR’lı NAMISLI bi şekilde sessiz sadasız paraları yeseydi teslim olmak zorunda kalmaz ve bunların heç biri başına gelmezdi ve ömür boyu keyf içinde yaşar giderdi.
Memleket de bu hadiseyi UNUTUR kafasından silerdi.
Bu millet nelere UNUTMADI, neleri kafasından silmedi ki ?
Hem, ne o ööle BİNLERCE sene HAPİS lafları yahu ?
TOSUNCUK, bir AHIR yapmış içine bazı hayvanları koymuş, yani bir İŞYERİ açmış buraya da 100 000’den fazla kişi ORTAK olmuş.
Yani bir TEK hareket noktası var. Ortakların çokluğu suçun da çokluğunu gerektirmez ve her ortak için ayrı bir ceza verilemez.
T. Ceza Kanunu’nun 43. Maddenin 2 fıkrasına göre Aynı suçun birden fazla kişiye karşı TEK bir FİİLLE işlenmesi durumuna BİLEŞİK SUÇ denir ve TEK ceza verilir. Ancak asıl ceza 4’te 1’den, 4’te 3’e kadar artırılır.
Yani yani, TOSUNCUK bu işten en fazla, maddede belirtilen cezanın azami haddi verilse bile 2 sene hapis cezası alır ve bunun epeyce bir bölümü de (geçen sene çıkarılan) AF ile ortadan kalkar ve TOSUNCUK en fazla bi kaç ay hapishanede kalır ve çıkar.
Ki, benim buna da gönlüm razı olmaz.
Bunu da yazımın 3’üncü bölümünde yazacağım.
3)ŞAHSÎ (İndî-Medenî-Gayriresmî):
Memleketin hâli, tepeden tırnağa kadar ayân-beyân ÂŞİKÂR !
Her zaman dediğimi tekrarlıyorum ve İLÂN ediyorum ki,
Ben, DOLANDIRICIDAN yanayım !
Yani, telefonda konuşmak suretiyle kandırarak, bütün servetini torbaya doldurtup istedikleri yere bıraktırma becerisini gösterenlerin taraftarıyım.
Mesela Çiftlik Bank kurucusu TOSUNCUK’tan (CET FADIL’dan ve benzerlerinden) yanayım ve hatta bu marifetlerinden dolayı yedikleri paralar onların HAKKIDIR diyorum.
Ve de şunu ısrarla ve ciddiyetle söylemekten de çekinmiyorum:
Bunlara para kaptıranların AHMAKLIKLARINDAN dolayı CEZALANDIRILMALARINI istiyorum, zira, kaptırdıkları parayı hak etmediklerine inanıyorum ve YEMEYENİN MALINI YERLER ve de AFİYETLE YESİNLER diyorum.
Evet, çok EĞLENCELİ bir memleketimiz var.
Özellikle RESMİ SOYGUNCULARIN kanuni soygunlarından kurtulmamızın imkânsızlığı karşısında, serbestçe teşrîk-i mesâî yapmaktan çekinmeyen sivil ve gayri resmi ÖZEL DOLANDIRICILARDAN korunma veya sakınma becerisini göstermek ve bunları görebilmek ve bunların marifetlerini seyredebilmek esahhten zevkli bir hayat tarzı olmaktadır ki, dünyada böylesine bir başka memleket olduğuna ihtimal veremiyorum ve düşünemiyorum.
Onun içindir ki, sizi bilmem ama, ben buradaki hayatımdan MEMNUN ve MUTMAİN bi haldeyim.
Ve de başka memlekette YAŞAYAMAM demekteyim.
Bakın, bi TOSUNCUK Çocuk çıktı, ÇİFTLİKBANK diye bi AHIR yaptı ve 100 000 kişiden BEŞ YÜZ TRİLYON liracık kadar bi para ÇARPTI gitti de, şimdi dünyayı dolaşıyor, HÛRİLERİ ile birlikte AFİYETLE yedi, zevkine zevk kattı, keyfine baktı.
Benim Bİ TEKLİFİM var:
Belli ki bu millet, DOLANDIRILMAKTAN ZEVK almakta ve HOŞLANMAKTADIR.
BIRAKIN Kardeşim, milleti bu zevkten MAHRUM etmeyin.
Kaldırın DOLANDIRICILIK SUÇUNUN CEZASINI, millet ZEVKİNE KEYF katsın. DOLANDIRICILAR da, rahatça ve SERBESTÇE çalışsın.
Ve de yesin içsin keyfine baksın.
AFİYET olsun, helâl ü hoş olsun, YİYENLERE ŞİFÂ olsun.
YEDİRENLERE de zevk ü SAFÂ olsun.
Ne dersiniz böyle mi olsun ?
Esasen DOLANDIRICILIK bu memleketin en önemli ve en önde giden bi SANAYİ SEKTÖRÜ oldu ya …
Bi nev’i BORSA gibi devam etsin gitsin, KANUNİ esaslara bağlansın. Zaten BORSA denilen şey ne ki ? O da bir çeşit DOLANDIRICILIK ve KUMAR değil mi ki ?
Niçin olmasın ?
 
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?