USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

FUZULİ’den başlayayım

21-02-2020

FUZULİ’den başlayayım:

Derdime vâkıf değil cânân
Beni handân bilir.
Hakkı vardır, şâd olanlar
Herkesi şâdan bilir.
Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.
Çektiğim âlâmı bir ben, bir de Allah’ım bilir.

(Vâkıf = Haberi olan. Cânân = Sevgili, gönül verilmiş. Handân = Sevinçli, gülen. Şâd = Sevinçli, memnun. Âlâm = Elemler, Kederler.)
***

A D A L E T … !?

(Baba mesleğim idi) ADLİYEDE DOĞDUM, “ADLİYECİ” oldum ve ömrüm boyunca ADALETİ aradım.
Ama maalesef, (HUKUKUN her dalında ayrı ayrı çalıştığım halde) zamanında ve DOĞRU olan ADALETİ (hemen hemen hiç) BULAMADIM !

Tam aksine TEMBEL, cahil, akılsız, ahlâksız, ahmak, zalim, kibirli ve AKILLANMAZ olan SAVCI ve HAKİMLERİ ve bunların verdikleri SAÇMA, YANLIŞ ve HAKSIZ KARARLARINI buldum.
Ve İYİLERİN ve iyiliklerin İSTİSNA; kötü ve KÖTÜLÜKLERİN asıl ve esas olduğuna şahit oldum.

Çok kısa, öz ve özetin özeti, örnek başlık olarak;

“SİZİ BURAYA TIKAN KUVVET BÖYLE İSTİYOR” diyerek ZALİMCE ve VAHŞİCE ceza veren ve adına “YÜKSEK ADALET DİVANI” denilen KİN ve ZULÜM Mahkemesini;

“SANIĞIN BERÂETİNE, ancak TUTUKLULUK hâlinin DEVAMINA” şeklinde karar veren (Gaziantep’deki) Hakimi;

AYNI dosyada AYNI Heyet tarafından (hem davalıya, hem davacıya hak verilmek suretiyle) 8 defa TERSİNE karar veren ve hem Davacıyı ve Davalıyı ve hem de Mahkemeyi ŞAŞKINA çeviren Yargıtay 2. Dairesi’nin hakimlerini de gördüm.

Hepsiyle de ŞAHSEN mücadele ettim. Ve sayısını unuttuğum bir sürü davalara ve şikâyetlere maruz kaldım.

Bunların bir kısmını (Adaletin KÖR Gözü adıyla Ağustos 1996’da) KİTAP haline getirdim.
Bu yazdıklarımı şimdi yeniden gözden geçirdim ve ŞAŞKINLIĞIMI tazeledim ve bu yazımı yazmaya karar verdim.

Yani, aklımın yetmeye başladığından itibaren (en az 60 sene boyunca) bu işlere vâkıf ve meşgul oldum ve olmaya devam ediyorum.

Şimdi de, “SİZ KİM OLUYORSUNUZ DA BERÂET KARARI VEREBİLİYORSUNUZ” denilerek karar veren Mahkeme Hakimlerinin SUÇLANMASINA (ilk defa) şahit oldum.

Ama hiç de garip karşılamadım. Çünki, “Perşembenin gelişi Çarşambadan belliydi”

“SİZİ BURAYA TIKAN KUVVET BÖYLE İSTİYOR” üslubunun değişik bir ifadesiydi.
Ve de, "Sanığın BERÂETİNE, ancak TUTUKLULUK hâlinin DEVAMINA" benzeyen bir uygulama neticesi vermesi gibiydi.

Şimdi herkes ŞAŞKIN !
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin verdiği karar gibi.
Hakimler şaşkın, Sanıklar şaşkın, millet şaşkın !
Ve hatta DÜNYA ŞAŞKIN !

ADALET ile ilk tanışmaya başladığım 27 Mayıs 1960 AYAKLANMASI ile ZALİM BAŞOL’un Başkanlığı altında kurulan ve bu Herifin eliyle ZALİMLEŞEN “Adalet”, daha sonraları yavaş yavaş ALÇALMIŞKEN, son 18 senede yerlerde SÜRÜNMEYE başladı ve bunu BAŞARDI !

Hele de, EMİR-KOMUTA tesiri ile iddianame tanzimi ve karar verilmeye ilaveten, son 3 senedir FETÖ BORSASI ile yerlerde SÜRÜNMEYİ bıraktı ve YER ALTINA bile indi.
Bu durumu da bilmeyen kalmadı.

YAZIK !

Yazsam sayfalara sığmaz;
Sussam gönlüm razı değil.
Ne yapsam bilmem ki ?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?