USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Eeeeeyyyy AHÂLİİİİİ, hele bana bakın ve beni DİNLEYİİİİNNN !

26-12-2019

Kanal İSTANBUL üzerine ESAHHTEN ve SAHİDEN ve HAKİKATEN, en HAKİKİ GERÇEK, en DOĞRU HAKİKAT, en SAHİH ve hatta en MÜBAREK bilgi ben’de.

Bu mevzuda benden evvel gayet GIYMETLİ FİKİR üretip, milleti İRŞÂD eyleyen, yani AYDINLATAN ve doğru yolu göstermiş olan, ziyadesiyle ehemmiyetli ÂLİM ve kulağı delik GASTECİ arkadaşlarıma da hürmetlerimi arz eylerim ve ÖNCE bunlardan bahsetmek isterim.

Mesela, bunlardan biri olan AKADEMİSYEN ÂLİM, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Yard. Doç. Dr. YAVUZ ÖRNEK;
“eğer Kanal İstanbul yapılmazsa KARADENİZ PATLAYABİLİR” demiş.

Yani Karadeniz, dibinde birikmiş GAZ yüzünden içten içe ısınıyormuş ve eğer bi KANAL açılmaz ve bu GAZ alınmaz ise, bi gün bi DÜDÜKLÜ TENCERE gibi PATLAYABİLİR imiş.

Elbette doğrudur, HÖRMETİM vardır. Şu CÜCÜK aklımla, aksini iddia etmek HADDİM değildir.

Bu AKADEMİSYEN ÂLİM Beyefendiyi geçen seneden tanırsınız, hatırlarsınız.

(kitap haline getirdiği) dört yıllık çalışmalarını TıRT 1 TiVi’sinde mufassal bi şekilde şööle izah eylemiş idi:

“fî ... tarihindeki o TÛFÂN olduğunda, önceden yaptığı (NÜKLEER yakıt ile çalışan) GEMİ ile ufuklara açılan NUH Bey’in, Oğlu ile irtibata geçerek KONUŞMA yaptığı CEP TELEFONUdur.

300-400 metre yüksekliğindeki dalgaların olduğu denizlerin ortasında, yüzlerce Km. ötedeki Oğlu’na sesini nasıl duyuracaktı ? Tabii ki, CEP TELEFONU ile ! Ve o Oğul da, o gemiye nasıl gelecekti ? Tabii ki, UÇAN bi cisim ile !”
Ama, Oğlu gelmediği için BOĞULMUŞ. Ve Nuh Bey de, vapurundaki HAYVANLARLA beraber KURTULMUŞ.
KUR’AN’daki bilgilere göre o zaman yüksek TEKNOLOJİ kullanılmış olduğunun anlaşıldığını" söylemiş idi.

İşte o telefonun markası NUHIA imiş.
NUHIA … !!!
Ve meğerse, pek muhterem ahbaplar, dostlar, arkadaşlar ve Müslüman Gardaşlar !
O telefonu GÂVURLAR, çoookkkk önceden CUDİ dağında bulmuşlar ve KOPYALAMIŞLAR
Ve de markasını NOKIA olarak değiştirmişler

NUHIA = NOKIA !
Benim telefon hâlâ bu ilk kullanılan NUHİA’dır.
Neyse …

Bi diğer iddia da, Kanal A Haber TeVe’sinde ileri atıldı.
Şööle bi haber idi:

A Haber kanalında yayınlanan Deşifre programda konuşan Doçent. Dr. Ramazan Kağan Kurtoğlu Kanal İstanbul projesine ilişkin şunları söyledi: "Sayın Cumhurbaşkanına yüklenilmesinin en büyük sebebi Kanal İstanbul projesi. VATİKAN kaynaklarından ALDIĞIM bilgilere göre Kanal İstanbul'un altında TAPINAKÇILARDAN kalan 10 GEMİ dolusu ALTIN var. Fransa'dan kaçırdıkları HAZİNELER var. Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda bilgiye sahip."

MaâzAllaaaahhh !

E koskocaaa bi AKADEMİSYEN daha …
Koskocaaaa bi DOÇENT yalan söyleyecek değil ya …
Bu haberi taaa VATİKAN’dan almış.
Koskocaaa bi Vatikan da YALAN söyleyecek değil ya …

10 GEMİ dolusu ALTIN, açılacak KANAL hattının altında YATIYOR imiş !
Ve bunu da, REİS BİLİYOR imiş.
Daha DURULACAK zaman mı yahu !?
SübhânAlaaaahhh !

Bu KANAL’ın KUR’AN’da yazılı olduğu da, öne çıkan ve öncelenen bi iddia olarak öne atıldı ki, ben, en çok buna İTİBAR ettim ve buna İNANDIM ve hatta bununla çok MUTMAİN oldum Yani yüreğim ferahladı, HUZUR buldum.

Önce kendi kendime şööle dedim:
“Yaav, Kur'an kitabının YAZMADIĞI bi şey var mı ki ?”

Böyle dedikten sonra bu mevzuda (devamlı olarak Kur’an’dan keşifler yapan, icadlar çıkaran ancak son zamanları pek ortalıkta görünmeyen, Siverekli Sinan oğlu) ÖMER ÇELAKIL’ı (yani 40Akıllıyı) kendime rehber edindim ve) KAFAMI yorup, DERİN bi araştırma içine girdim ve sonunda da BULDUM.

Bence, 1500 küsur sayfalık (Çevresel Etki Değerlendirmesi) ÇED Raporundan da mühim bi KEŞİF yapmış oldum.
Aha işte size bu BULDUĞUM:

Kadir Sûresi'nin "K"sı,
Abese Sûresi'nin "A"sı,
Nasr Sûresi'nin "N"sı,
Adiyat Sûrisi'nin "A"sı
Leyl Sûresi'nin "L"si

Aha bunlar etti mi, KANAL !

İbrahim Sûresi'nin "İ"si,
Saffat Sûresi'nin "S"si,
Tâhâ Sûresi'nin "T"si,
Ahzab Sûresi'nin "A"sı,
Nas Sûresi'nin "N"si,
Bakara Sûresi'nin "B"si,
Duhan Sûresi'nin "U"su,
Lokman Sûresi'nin "L"si,

Bunlar da etti mi İSTANBUL !

Şimdi oldu mu KANAL İSTANBUL !?

Ve işte şimdi anladınız mı, HAKİKİ HAKİTATI ve sarih ve SAHİH GERÇEĞİ ve SIHHATLİ DOĞRUYU, eeeeyyyy MÜNAFIK MUHALİFLEEEEERR !?

Yaptığım bu “KEŞF”, yani GİZLİ bi şeyi, bi SIRRI ortaya çıkarmış olmam, bana da bi AKADEMİSYEN ünvanı kazandırır mı acaba ?

Ne dersiniz arkadaşlar ?
Şu duruma göre onlardan neyim eksik ki ?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?