USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

EDEPSİZLİK ETMEYİN ULAN !

01-07-2019

Kadının YAŞI, erkeğin de MAAŞI sorulmaz.
AHLÂKSIZ KISKANÇLAR siziii !

Size ne, siz ne hakla BÜLENT ARINÇ Abimizi (SARAY'daki yeni görevinden dolayı aldığı) MAAŞINI sorup sual edersiniz de orta yerelere dökersiniz ?
Çok kızdı buna BÜLENT Abimiz, bilir misiniz ?
Ve yukarıdaki lafı sööledi “HAKLI” olarak.
Yani, bööle sorgu sual etmek “EDEPSİZLİKTİR” dedi.
Ve sadece 18 000 liraCIK almış olduğunu ifade eyledi.
Ve de bu maaşın, diğer bazı yerlerdekilerin aldıkları yanında CÜCE kaldığı da anlaşıldı.

Ayrıca, ayrı bir yazıhanesinin olduğunu ve burada ARABULUCUK yaparak EKMEK parasını çıkardığını da söyledi.
(İsteyen, Google amcaya sorup, BÜLENT Abimizin bu husustaki konuşmasını videodan dinleyebilir.)

Bu arada, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyelerinin de, geçen sene, tam 19 MİLYON 600 BİN liraCIK (eski parayla YİRMİ TRİLYON liraya yakın bi) ücret aldıkları ortaya çıktı.
(2018 yılı faaliyet raporuna göre, THY yönetiminde Başkanla birlikte 9 yönetim kurulu üyesi görev yapmaktaymış. Başkanvekili aynı zamanda Genel Müdür imiş. Bu Genel Müdürün 8 tane yardımcısı varmış. Dolayısıyla bu 19.6 milyon TL yıllık toplam ödemeyi 17 kişi paylaşıyormuş. Bu tutarın tek tek kime, ne kadarı ücret, ne kadarı ikramiye vs. ayrıntı yer almıyormuş)

Buna göre yuvarlak hesap, her birine yıllık BİR TRİLYONDAN FAZLA liraCIK civarında bi para ödenmiş. Aslında, aslan payını Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür almıştır ve diğerlerine TRİLYONDAN daha az bi şeyler kalmıştır ya, neyse …

Saymakla bitmez, yazmaya sayfalar yetmez, ama şunu yazmakta da fayda olur:

Samsun Atakum Belediyesi’nin 31 Mart’tan önceki AKePe’li Başkanı, bir seferde 31.12.2018’de ON BEŞ BİN LİTRE MAZOT almış.

CHP’li yeni Başkan soruyor:
Bunca mazotu bir defada nasıl aldınız ? 
Ortada ne mazot var ne depo var; nereye koydunuz ?

Mazot bedeli 1 milyon 57 bin lira olduğu halde niçin 1 milyon 769 bin lira ödediniz. Yani, 739 bin lira FAZLADAN niçin ödeme yaptınız ?

Aynı Belediye bu yıl Ocak-Şubat ayında 46 gün içerisinde 37 bin 500 kilo ET almıştı.
Başkan, şu anda 7 MİLYON liranın da ortada olmadığını, KAYIP olduğunu söylüyor.

Dedim ya, bunlar sayfalara sığmaz ve hatta tamamını ortaya çıkarmaya bir ÖMÜR yetmez

Aaaamaaaannn be oğulum Mümtaz !
Ne diye kafanı bozuyorsun ve niçin milletin kafasını karıştırıyorsun ?
Özet olarak TEVFİK FİKRET’in şiirini al ve bırak bu meselelerin peşini.

Aha ben de bırakıyorum bööle işlerin peşini.

İşte o şiir:

HAAN-ı YAĞMA

Bu sofracık, efendiler ki, -iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor-şu milletin hayâtıdır;
Şu milletin ki muztarib, şu milletin ki muhtazır,
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun, hapır hapır.

Yiyin efendiler yiyin; bu haan-ı iştihâ sizin;
Doyuncaya, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin !

Efendiler ! Pek açsınız, bu çehrenizden bellidir;
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı, kim bilir ?
Şu nâdi-i ni’am, bakın, kudumunuzla müftahir,
Bu hakkıdır gazânızın, evet, o hakk da eldebir !

Yiyin efendiler, yiyin; bu haan-ı zî safâ sizin;
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin !

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say:
Haseb, neseb, şeref, şataf, oyun, düğün, konak, SARAY
Bütün sizin, efendiler, konak, SARAY, gelin, alay
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay.

Yiyin efendiler, yiyin; bu haan-ı iştihâ sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin !

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı, yok zarar,
gurûr-ı ihtişâmı var, sürûr-i intikaamı var,
Bu sofra iltifatınızdan işte âb ü tâb umar;
Sizin şu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar.

Yiyin efendiler, yiyin; bu haan-ı cân-ı fezâ sizin;
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin !

Verir zavallı memleket, verir ne varsa; malini,
Vücûdunu, hayâtını, imîdini, hayâlini;
Bütün feraag-ı hâlini, olanca şevk-ı bâlini
Heman yutun, düşünmeyin harâmıni helâlini.

Yiyin efendiler, yiyin; bu haan-ı iştihâ sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin !

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak:
Yarın bakarsınız söner, bugün çatırdayan ocak;
Bugünkü miğdeler kavî, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak …

Yiyin efendiler, yiyin; bu haan-ı pür-nevâ sizin;
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin !

(Hân (Haan) = Yemek sofrası, yemek.
İltikaam = Lokma atma, yutma, yutulma. 
Muntazır = Hazır. 
Muhtazır = Can çekişen.
Müftahır = Övünen. 
Nâdi = Nida eden, çağıran. Ni’am = Nimetler
Kudum = Uzak yerden gelme, ayak basma.
Sürûr =Sevinçli yer.
âb ü tâb = Güzellik, parlaklık, tazelik.)
(Çoğumuz ve belki de hepimiz, 1867-1915 tarihleri arasında yaşamış olan TEVFİK FİKRET’e ait olan bu şiirin sadece NAKARAT kısmını biliriz.
Bu şiiri daha önce de birkaç defa buraya almıştım)

(Not: Bu şiir BÜLENT Abimiz için değildir. O’nu tenzih ederim.)

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?