USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

CeHaPe’nin DARBESİ !

11-05-2020

Son günlerin meselesi, CeHaPe’nin DARBESİ !

Ortaya bir DARBE lafı atıldı, herkes ŞAŞIRDI kaldı.
Sözde, CHP DARBE yapacakmış !?
Herkes şaşım-şaşım şaşırmış !

Millet soruyor, bu iş “BELEDİYE ZABITALARI ile mi yapılacakmış !?”
Ve bunun ardından da, herkes CHP’yi savunmaya geçiyor ve “İNKÂR” etmeye çalışıyor.

FesübhalAlllaaahhh !

İşte böyle söyleyen bu millet YANILIYOR ve etrafındakileri de YANILTIYOR.

Zira, EVET, CHP DARBE YAPACAKTIR ve hatta YAPMIŞTIR ve yeni DARBELERE de HAZIRLANMAKTADIR.

Ama, bütün bunlar sadece DARBEDİR ve asla İHTİLAL değildir.
İşte millet, bu noktada YANILMIŞ olmaktadır.
Zannediyorlar ki İHTİLÂL ile DARBE aynıdır.
Hayır, DARBE başkadır ve içinde bulunduğumuz durumda MEŞRÛ bir haktır ve fakat İHTİLÂL bambaşkadır.

DARBE: 1)VURUŞ, vurma, çarpma, 2)musibet, belâ demektir.
DARB da, vurma, DÖĞME demektir. Bunun çoğulu Darâbat’tır.

Mesela, DARB-ı Sikke, PARA basmadır.
Bu iş, resmen DARB-HÂNE’de yapılır.
Gayri resmi yapılana KALPAZANLIK denir. Yani böylesine, KALP (=Hileli, geçerli olmayan, SAHTE) para basma denmektedir.
KALP kelimesi aynı zamanda, kendini CESUR gösteren KORKAK adam manâsına da gelmektedir.
YÜREK manâsındaki kelimenin aslı ise KALB’dir fakat yanlış olarak KALP şeklinde ifade edilmektedir ya neyse …

CHP, geçen seneki Belediye seçimlerinde Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Antalya Belediyelerini kazanmakla AKePe’ye DARBE yapmış ve yani ona VURMUŞ ve Onu DÖVMÜŞTÜR.

Öylesine bir DÖVME ve VURMA ki, hele de İstanbul’da, İlk raunda AKePe’nin MİDESİNE aparkatı geçirmiş yarı baygın haldeyken ikinci raundda, çene ucuna vurduğu SOL kroşe ile onu NAKAVT etmiştir.

Bu işteki VURMA veya dövme, vatandaşın verdiği OY ile yapılmıştır. Kazanmayı gerektiren her fazla OY da, muhatabına veya hasmına vurulan bir YUMRUK mesâbesinde (derecesinde) olmuştur.

Burada AKePe, ANTRENÖR hatasına kurban gitmiştir.

DARBELERİN en görünen şekli BOKS maçlarında olur.
Uyanık antrenör, boksörünün aldığı yumuğun ağırlığını kendi vücudunda hissedecek ve onun, müsabakaya devam edip edemeyeceğini iyi hesaplayacaktır. Hatta, uyanık olmasına da lüzum yoktur, bu husus, her antrenörün bilmesi gereken asgari bir bilgidir.

Antrenör, boksörünü EZDİRMEYECEKTİR ki, bundan sonraki müsabakalara sağlıklı olarak katılabilsin.
Baktı ki, galib gelme ihtimali yoktur ve devamlı olarak DARBE almaktadır, hırpalanmasına müsaade etmeden onu ringten alacaktır. Eğer raund ortasındaysa, ringe HAVLU atarak müsabakayı sonlandıracaktır. HAVLUYU gören hakem, müsabakayı derhal durduracaktır.
Zira, NAKAVT olan boksör en az 3 ay sonraki müsabakalara katılabilir. Onun BEYNİ BULANMIŞTIR, ama kendisi bunun farkında değildir. Beyin iyice dinlendirilmeden alacağı ufak bir darbede BEYİN KANAMASI geçirme ihtimali çok yüksektir.

Ki, İstanbul seçimlerinde vaziyet, bu usulün veya kaidenin dışında ve buna aykırı cereyan etmiş ve AKeP’nin boksörü ikinci DARBEDE NAKAVT olmuştur.

Aslında, bu müsabakada HAKEM’in de çok büyük hatası ve hatta SUÇU olmuştur ve bu suretle NAKAVTIN müsebbiblerinden biri de HAKEM’in kendi acemiliği veya DİRAYETSİZLİĞİ neticesinde ortaya çıkmıştır. Zira, henüz NAKAVT olmadan önceki DARBEYİ iyi teşhis etmesi ve boksörün daha fazla ezilip SAĞLIĞININ bozulmasına engel olması lazımdı.

Hakem, DARBE alan boksörün durumuna, yani SERSEMLİK derecesine bakar ve isterse 10’a kadar (yani 10 saniye) sayar. Sayıyı hem yüksek sesle söyler ve hem de o boksöre parmaklarıyla gösterir. 8’inci saniyede boksörün hâline ve GÖZLERİNİN içine bir daha bakar, eğer devam edemeyecek haldeyse müsabakayı sonlandırır (ki, gözlerin kaymış olması boksörün hâlini gösterir) ve boksörü köşesine gönderir.
Çoğu zaman o boksör müsabakaya devam etmek ister, kendi durumunun farkında değildir. İSYÂN eder, rakibinin üstüne doğru gider. Antrenörü bile itiraz eder, başhakem masasına hücum eder. Ama, bunların hiç biri fayda vermez. Karar, orta hakemindir. O karara kimse karışamaz. Karışsa da kabul edilmez.

İşte buradaki VURUŞ veya DÖVÜŞ bir DARBEDİR.
Ama İHTİLÂL değildir.
Zira İHTİLÂL, bozukluk, düzensizlik, isyân, KARIŞIKLIK, demektir.

Mesela, bir Bakan’ın gece yarısı (yetkisi dahilinde yetkili tarafından) görevinden alınması (veya AZLEDİLMESİ) O Bakan için bir DARBEDİR, ama İHTİLAL değildir.
Çünki, bir KARIŞIKLIĞA sebebiyet verilmemiş ve yerine (sokaktan geçen alakasız biri veya yetkisiz biri gelmemiş) hemen Yardımcısı OTURTULMUŞTUR.

Anlatmak istediğim hadise veya müsabaka da, önceden tesbit edilmiş usul ve esaslar dahilinde yürütülmekteydi ve ortada bir KARIŞIKLIK mevcut değildi.

Ancak, ne olduysa sonradan MÜSABAKA dışında, “bir şey OLMADIYSA BİLE oldu”. Ve ortalık sonradan KARIŞTI.
Ama DARBE, bu KARIŞIKLIKTAN önce olmuştu.
Fakat İHTİLÂL diye bir şey yoktu, her şey eskisinden de düzgün bir şekilde devam etmekteydi.

Bu izahtan sonra şimdi, DARBE kelimesinin (yukarıda yazdığım) 2. manâsına gelinmiş olmaktadır.
Yani, MUSİBET ve BELÂ manâsına.

Müsabakada NAKAVT olmuş boksör, hâlâ bunu kabul edemediği için ne tür MUSİBET veya nasıl bir BELÂ ile karşı karşıya olduğunu takdir etmekten âciz kalmakta ve yeni yeni DARBELERE açık bir vaziyette YENİDEN ve DEĞİŞİK bir şekilde kendisinin tesbit edeceği usul ve esaslar ile yeni müsabakalar peşinde koşmaktadır.

Yani, henüz kendine gelmiş değildir. Ve rakip boksörün antrenörüne falan, DARBE atmaya çalışmak üzere saldırmaktadır.

Evet, OY kullanma suretiyle MUKTEDİR olanın (yani, gücü yetenin) elinden İKTİDARININ (kudretinin) alınması, İKTİDAR sahibine karşı yapılmış bir DARBEDİR ve bunun için OY artırma çalışması yapılması da DARBEYE TEŞEBBÜSTÜR, fakat İHTİLÂL veya İHTİLÂLE TEŞEBBÜS ve her şeyden önemlisi de, bir SUÇ değildir.

Yani, MEŞRU bir haktır ve bu hak kullanılacaktır.

KARAR, orta hakemindir; yani OY sahibi HALKINDIR.
Zira, bütün dünyada bu iş böyle yapılmaktadır ve yapılacaktır.

Ne dersiniz, vaziyet böyle midir ve böyle mi olacaktır ?

(Not: Boksörlüğüm ve boks Antrenörlüğüm, Hukukçuluğum kadar eskidir)
(Not: CHP'li değilim. Hiç olmadım ve olmayacağım da. Ben sadece mevcut halimizin bir tesbitine çalıştım. O kadar)

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?