USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ABOOOOVVV !

10-09-2020

Ya RAB !

Bu ne HİDDET, bu ne ŞİDDET, bu ne NEFRET !
Hani nerede RAHMETİN, MERHAMETİN, BEREKETİN ?

Bi bakın hele !
17. İsrâ Sûre 58. Âyet : “Kıyamet gününden önce YOK ETMEYECEĞİMİZ veya çetin bir AZÂBA UĞRATMAYACAĞIMIZ hiçbir kasaba yoktur. Bu, Kitap’ta (yazılıdır.” (Levh-i Mahfuz’da)

Yani, önce herkesi AZÂBA dûçâr edeceksin ve yani, kullarına İŞKENCE edeceksin, onları KEDERE boğacaksın, sonra da onların yaşadığı yerleri YOK edeceksin !?
Ve bununla da, kuvvet gösterisi yapmış olacaksın ve bu kuvvetinle ÖVÜNECEKSİN !?

Ve daha sonra da KIYAMETİ koparacaksın.
VAHŞET !

Hani, (isimlerinle) RAHMAN ve RAHİM idin. Yani, her kuluna acıyan ve MERHAMET edendin.
Ve 99 isminden birisi de el.LATÎFÜ idi. Yani lütûf ve ihsanın bol idi. Ve yani, yaratılmışların bütün ihtiyaçlarını en incesine kadar bilen ve sezilmez yollarla karşılayan, LÛTFEDEN idin.

Nedendir, “YARATTIĞIN” bu insanlara olan bu KİNİN ve bu NEFRETİN ?

Niçin;
"Biz dileseydik herkese iman yolunu bulacak şeyi verirdik, fakat benden bu söz sadır ve sabit olmuştur ki, 'Herhalde Cehennemi bütün CİN ve İNSAN cinsi ile DOLDURACAĞIM'" demektesin ? (Secde Sûresi 13. Âyet)

Madem ki, “DİLESEYDİN İMAN yolunu bulacak şeyi verirdin”, niçin vermiyorsun da, TEHDİT ediyorsun ?
Ama doğru ya, haklısın. Zira, bir defa SÖZ VERMİŞSİN ve biz de biliriz ki sözünden DÖNMEZSİN !
Ne diyebiliriz ki, öyle olsun.

Pekiiii, KIYAMETİ ne zaman KOPARACAKSIN ?

Vahyin 4. Yılında Peygamber Muhammed Mekke’deyken, yani bundan 1406 sene önce KIYAMETİN kopacağı zamanı, Kamer Sûresi 1. âyetinde, ”O saat yaklaştı AY YARILDI” diyerek bildirmişsin ama aradan geçen bunca zamanda, KIYAMETİ hâlâ KOPARMAMIŞSIN.
(Hz. Muhammed de, kendisine inanmayanların bir mucize beklemesi üzerine Allah’tan aldığı izinle, AY’ın 14'ünde dolunay olduğu bi zamanda işaret PARMAĞI ile AY’ı ikiye yarmış ve ayırmış idi ve bu suretle de müşrikleri inandırmış idi.)

Şimdi bakıyoruz da, ne AY’da YARILMA veya yarık İZİ var ve ne de KIYAMET ile ilgili bir haber var.

Bu hususta Hz. Muhammed daha da ACELECİ.
Bakın hele bir HADİS-i Şerifte ne demiş:

Ubey b.Ka’ab (r.a.) anlatıyor: “Gecenin üçte biri geçince Resûlullah (s.a.v.) kalkıp şöyle seslenirdi: ‘Ey insanlar ! Allah’ı zikrediniz. SUR’a ilk üfleyiş gelip çattı. Arkasından ikinci üfleyiş de gelip çatacak. ÖLÜM, bütün DEHŞETİ ile GELDİ; ölüm, bütün dehşeti ile geldi.’ … (Tirmizi (2308), İmam-ı Nevevî, Riyâz’üs-Sâlihin Tercümesi)

Bir düşünün hele, gece yarısı bir ses “ÖLÜM bütün dehşeti ile GELDİİİİ …” sesiyle uyanıyorsunuz … ABOOOOVVV !
MaâzAlllaaaahhh KORKUNÇ bi şey değil mi ?
Aman Allah tövbeeee !

Neyse ki, o zamandan beri hâlâ KIYAMET yok. Bu duruma göre Muhammed’in sözü de yere düşmüş oluyor ya, neyse … !?

Bu böyle olunca da kıyametin kopma zamanını bizler TAHMİN etmeye ve bu hususta laflar uydurmaya başlamışız.

Eskiden, kıyametin kopmasını, “KATIRIN DOĞURMASINA, HOROZUN YUMURTLAMASINA” bağlamıştık da, zaman zaman gazetelerde KATIR DOĞRDU haberleri çıktığında bir de HOROZUN YUMURTLAMASINI beklerdik.
İkisini de “DUYDUK” ama kıyamet bir türlü kopmadı.
Sonra, “BİNA ile ZİNA ÇOĞALINCA” kıyamet kopacak denildi.

T.Ceza Kanununda SUÇ sayılan ZİNA, (Anayasa Mahkemesi Kararı ile) SUÇ OLMAKTAN ÇIKARILDI ve ZİNA yapmak SERBEST bırakıldı. (sadece BOŞANMA sebebi olarak sayıldı)

Her taraf BİNA ile doldu ve yenilerini yapacak yer bile kalmadı da, ORMANLARI YAKARAK yer açmaya başladık, ama yine de KIYAMETTEN heç bi ALÂMETE rastlayamadık.

KIYAMET alâmetlerini HADİSLERDE aradık, ama kafamız iyice karıştı.
Hadislere göre, bir, kıyametin KOPACAĞI zaman ve bir de KOPMAYACAĞI zaman var ki, bu şartların yerine gelmesini beklemek aklın alacağı şeyler değildir.
Hele şuna bakın:

Ebu Hureyre (r.a)’dan. Rasûlüllah (s.a.v.) “Devs kabilesinin kadınlarının kıçları Zü’l-Halsa’nın karşısında çalkalanmadıkça kıyamet KOPMAZ” buyurmuştur. Zü’l-Halsa, Devs kabilesinin cahiliyye döneminde taptıkları puttur. (Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh)
(Zü’l-Halsa, Cerir b. Abdullah komutasındaki seriye ile yıkılmıştır)

Peygamberimiz, kıyameti Devs kabilesinin kadınlarının götünü sallamasına bağlamış ama ortalıkta ZÜ’L-HALSA diye bi yer kalmamış. N’olacak şimdi ? Olacağı şu ki, bu Hadis, KEENLEMYEKÜN olmuş; yani YOK hükmünde olmuş ve yani İPTAL olmuş.

Şimdi GÜNEŞİN yaklaşmasını bekleyelim hele:

Mikdad (r.a.) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.v.)’dan işittim. O şöyle buyurdu:‘Kıyamet gününde güneş, insanlara, güneşle aralarında bir mil mesafe kalıncaya kadar yaklaştırılacaktır. (Hadisi, Mikdad’tan rivayet eden Suleym b. Amr; ‘Vallahi Resûlullah’ın, mil ile yer ölçüsünü mü, yoksa göze sürme çekmek için kullanılan mili mi kastettiğini bilmiyorum’ diyor.) Buna göre insanlar, amellerine göre ter içerisinde kalırlar.Kimi topuklarına kadar,kimi dizlerine kadar, kimi beline kadar ve kimi de, ter onu ağız ve kulaklarına kadar gemler (Ter, ağız ve kulaklarına ulaşır) Resûlullah,böyle derken mübarek eliyle ağzına işaret buyurdu.’(Müslim (2864), İmam-ı Nevevî, Riyâz’üs-Sâlihin Tercümesi)

Fakat, YAKLAŞTIĞI falan yok; 1400 senedir GÜNEŞ hiç kımıldamıyor, hep aynı yerinde duruyor.

Şuna da bakmak lazım:
“Ebu Hureyre (r.a.) anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ‘Fırat nehri kuruyup, altından bir altın dağı meydana çıkmadıkça kıyamet KOPMAZ. Bunun üzerine savaş patlak verecek ve her yüz kişiden doksan dokuzu öldürülecektir. Savaşanlardan her biri (mal hırsından dolayı) Keşke ben sağ kalıp kurtulabilsem’ diyecektir. Diğer rivayet şeyledir. “Fırat nehri kuruyarak altın hazinesini meydana vurması zamanı uzak değildir. Kim o anda orada bulunursa, ondan bir şey almasın.” (Buharî (7119), Müslîm (2894), İmam-ı Nevevî, Riyâz’üs-Sâlihîn Tercümesi)

1400 senedir FIRAT nehri AKIP gidiyor, KURUMA falan yok.
Belki de en iyisi, nehri KURUTUP içinde DAĞ gibi yığılı ALTINLARI alıp memleketi düzlüğe çıkarmak. Ama bunun da mahzuru var ki, o da SAVAŞ çıkacağı ve % 99 ölüm olacağıdır.
SAVAŞSIZ, ÖLÜMSÜZ bi yolunu bulamaz mı bizim başımızdaki Büyüklerimiz acaba ?

Ama aha bu şart veya alâmet KIYAMETİN çok YAKIN olduğunu anlatmaya yetiyor.
Zira senelerden beri içinde yaşıyoruz:

“Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayet edilmiştir: Hz. Peygamber bir toplulukta konuşurken bir bedevi gelerek ona ‘Kıyamet ne zaman ?’ diye sordu. Allah Resulü konuşmasına devam etti. Bazıları ‘Hz. Peygamber, adamın sorusunu duydu ama, soru sorma şeklini yadırgadı, bu sebeple cevap vermedi’ derken bazıları da, ‘Hz. Peygamber, adamın sözünü duymadı’ dediler. Hz. Peygamber, konuşmasını tamamlayınca, ‘Kıyametin vaktini soran kişi nerede ?’ buyurdu. Adam, ‘Buradayım ey Allah’ın elçisi’ dedi. Hz. Peygamber, ‘EMANET KAYBEDİLDİĞİNDE KIYAMETİ BEKLE’ buyurdu. Adam, ‘Emanet nasıl kaybedilir ?’ diye sordu. Hz. Peygamber, ‘İŞ EHİL OLMAYANA BIRAKILDIĞINDA KIYAMETİ BEKLE’ buyurdu” (Sahih-i Buharî Muhtasarı)

Evet, “EMANET KAYBEDİLMİŞTİR” !
İŞİN EHLİ OLMAYANLARIN ELİNDE OYUNCAK OLUNMUŞ HALDEYİZ.

Ne dersiniz, bu hâl bizim KIYAMETİMİZ midir ?

(Not: KIYAMET ile ilgili 100’e yakın HADİS vardır. Bunları tek tek yazmanın bir faydasını görmediğim için buraya almadım)

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?