ENKAZ, enkaz’dır; yani, kırık dökük kapı, pencere, lavabo, musluk, boru, demir parçaları, tuğla veya briket kırıntıları …
Bununla EV yapamazsın.
Ne kadar büyük ve yüksek olursa olsun bir binayı YIKTIKTAN sonra ortaya çıkan YIKINTI, yığıntı veya MOLOZ; bir BİNA yapmaya elverişli olamaz.
Bunlarla ancak dört duvar çevirip TEK katlı bir GECEKONDU yapabilirsin. Yani, 5 katlı bina ENKAZINDAN ancak tek katlı birkaç göz UYDURUK bir yer çıkarabilirsin.
Çankaya’nın tepesinden vitesi boşa atmış gitmişsin, zamanında durmak için frene basmamışsın, vites küçültmemişsin ve arabayı Kızılay’daki Gökdelenin duvarına çarpmış, duvarı da yıkıp, (bu arada epeyce de insan telef ederek) arabayı (Fransızca, Perte) PERT’e çıkartmışsın.
Bunu yeniden toparlayıp da YÜRÜTEMEZSİN.
Bunu, BİZZAT sen yapmışsın !
SEN … !?
KİMSİN “SEN” ?
BİR’sin; % 50’sin ve yani dolayısıyla, HEPİMİZSİN !
Efendim, TOPARLAMAK için ZAMAN lazım imiş; biraz zamana ihtiyaç var imiş.
Hadi canım sen deeee … !
Haydi kabul edelim ki, bu ENKAZI veya PERT’i “başkasından” DEVRALMIŞSIN !?
Yahu, bunu alırken hiç mi BAKMAMIŞSIN da, şimdi DERT yanmaktasın, tamir için ZAMAN istemektesin !?
Hiç ÜMİTLENME, umutlanma, heveslenme. Ama istersen, umutlanmış, heveslenmiş gibi yap. Fakat, bize anlatma.
Çünki, bizim ÜMİD-VÂR olmamız için, en ufak iyi bir şey yok.
Ve tam aksine, ortada bir ENKAZ-ı ÜMİD var; ÜMİD YIKINTISI !
Ve de ENKAZ-ı BEŞER … Yani, İNSAN YIKINTISI !
Yani, biz HEPİMİZ aynı hâldeyiz.
Şimdi SEN, bu malzeme YIĞININDAN para edebilecek ufak tefek HURDA parçaları SATARAK birazcık PARA elde etmeye bakacaksın.
Bununla da ancak, ya bir GECEKONDU yapabilirsin, ya da bir MOBİLET falan satın alabilirsin.
Ne dersin, BİNA yapmaya veya HURDAYI yürütmeye hâlâ HEVESLİ misin ümitli misin ?
Bence;
SIFIRA SIFIR, ELDE VAR SIFIR !
Ve hatta, SIFIRIN da ALTI … !?
Bilmem, anlatabildim mi ?
