İnsan aklı işte, bazan başarır, bazan ŞAŞAR.
Efendim 3 gün önce arabamın kapısını kilitlemiştim ammaaa, CAMLARINI açık UNUTMUŞTUM da sabahleyin gördüğümden beri derdime yanıyordum ve gendime çok gızıyordum ve şu CÜCÜK aklım ne zaman düzelecek deyu endişe içerisinde düşünüp duruyordum.
Amma velâkin, bu sabah İstanbul İstiklal caddesinde bi daha PATLAMA olmaması için Vilayet Böyüklerimin aldığı TEDBİRLERİ (önlemleri) görünce, demek ki, (böyüklerimin içerisinde bile) benim gibileri de varmış dedim ve RAHATLADIM.
Aha o ÖNLEM(e)LER:
“- Herhangi bir amaçla cadde üzerindeki işletmeler tarafından caddeye masa, sandalye, pano, seyyar tabela vb. konulmasına,
- Stant kurulmasına,
- Sergi açılmasına,
- Seyyar satış yapılması ve satış tezgâhı konulmasına,
- Sosyal, kültürel veya ticari etkinlikler düzenlenmesine,
- Toplu veya bireysel sokak müzisyenliği ve performans gösterileri yapılmasına,
- Hanutçuluk faaliyetlerine,
- Ve benzerlerine kesinlikle izin verilmeyecektir."
Biliyorsunuz ki, patlamadan hemen sonra ÇİÇEK SAKSILARI ve OTURAKLAR (banklar) kaldırılmıştı ve o andan itibaren de heç bi PATLAMA olmamıştı.
Bu son kararla da artık bi daha PATLAMA çatlama falan heç olmayacak demektir.
Baksanıza !
Bir kişinin bile bir GİTAR çalması yasaklanmış, (turistlere mal satmak için tanıtım yapmak isteyen) HANUTÇULUK faaliyeti bile durdurulmuş.
Eee bundan sonra hangi PATLATICI oralara yanaşabilir de PATLATMA yapabilir ?
E şimdi diyeceksiniz ki, sen niye RAHATLADIN, bunlardan sana ne, arabanın CAMLARI ile bunlar arasında nasıl bi bağlantı var ?
KEL (quelle) ALÂKA yani ?
Efendim memleketin hâli ve SINIRLARIMIZIN ahvâli malûm:
Yani, GİRİŞ, GEÇİŞ, GİDİŞ (her türlü iş) SERBEST (çıkış yasak) !
Ama, İstiklal caddesinde GİTAR çalmak TERÖRİSTE imkân tanımak, ona çanak tutmak gibi bi iş.
Veya bi HANUTÇULUK işi, ya da bi SEYYAR SATICININ satış yapması, bombacıya yol göstermesi gibi bi iş.
Şimdi buna göre Böyüklerimiz, (benim yaptığımın tersi olan) KAPILARI AÇIK bırakıp da CAMLARI kapatarak arabanın ÇALINMIŞ (veya artık çok görüldüğü üzere, içindeki elektronik cihazların sökülmüş) olmasını ÖNLEMEK gibi bir duruma düşmüş olmuyorlar mı ?
Yani, hele bi söyleyin dostlar !
Ben şimdi RAHATLAMIŞ olduğumu söylersem ve bu vesileyle de Böyüklerime TEŞEKKÜR edersem eyi bi şey demiş olur muyum veya haksız sayılır mıyım ?