
Tuzla'daki buluşmada konuşan CHP lideri Özgür Özel, "Bazı savcılarla bağlantılı avukatlar, tutuklular üzerinden 'İBB Davası Borsası' oluşturmuş. Bu duyum değil, somut kanıtlar var. Yarın HSK'ya sunacağız" ifadelerini kullandı. Türkiye gündemini sarsan 'sahte e-imza' skandalı üzerinden de iktidara sert sözlerle yüklenen Özel soruşturmanın 9 aydır "gizli yürütülmesine" tepki gösterdi.
CHP lideri Özgür Özel: Bazı savcılarla bağlantılı avukatlar, tutuklular üzerinden 'İBB Davası Borsası' oluşturmuş. Bu duyum değil, somut kanıtlar var. Yarın HSK'ya sunacağız.https://t.co/jcdg1nFQQM@emrkongar pic.twitter.com/0x6TVV5FSZ
— Gazikent27 (@Herdaim_Haber) August 6, 2025
Soruşturmanın 9 aydır "gizli yürütülmesine" tepki gösteren Özel, "Bunu nasıl gizliyorsun? Çünkü içinde 'Osmanlı torunuyum' diyen, bakan yardımcın; nereye gitsen AKP var. Pislik paçalarından akmaktadır" ifadelerini kullandı. Özel, Erdoğan'a bir kez daha 'erken seçim' çağrısında bulunarak "2 Kasım'da getir sandığı" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun, İBB'ye yönelik soruşturmalar kapsamında tutuklanmasının ardından CHP'nin 19-26 Mart arasında Saraçhane'de başlattığı miting ve buluşmalar devam ediyor.
İmamoğlu'nun tutuklanması sonrası şimdiye kadar 12 farklı ilçede düzenlenen bu buluşmaların ilki Şişli'de gerçekleşti; burayı sırasıyla Beylikdüzü, Başakşehir, Beyazıt Meydanı (İstanbul Üniversitesi) , Silivri, Pendik, Esenler, Gaziosmanpaşa, Avcılar, Saraçhane, Sancaktepe, Kartal, Bakırköy ve Şile buluşmaları izledi.
Her çarşamba İstanbul'un bir ilçesinde düzenlenen "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" buluşmalarında adres bu kez Tuzla oldu.
6 Ağustos Çarşamba (bugün) günü saat 20.30'da başlayan buluşmaya on binlerce vatandaş katıldı.
İMAMOĞLU: BİR KİŞİ KAYBEDECEK, MİLLET KAZANACAK
Mitingde tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mektubunu CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, aktardı.
İmamoğlu'nun mesajında özetle öne çıkanlar şu şekilde:
"Tuzla, tam 32 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin sosyal belediyeciliğine kavuştu, icraatçı ve halkçı kimliğiyle tanıştı. Tuzlalılar, İstanbul’un en genç belediye başkanlarından Eren Ali Başkanımıza yürekten güvendi.
Onun enerjisiyle, azmiyle Tuzla’ya canla başla hizmet edeceğine inandı. O da sağ olsun sizlerin güvenini hiç boşa çıkarmadı, çıkarmayacak.
Bizimle icraatta, hizmette yarışamadıkları için, sandıkta karşımıza çıkmaya korkuyorlar. O korkuyla bizleri tutsak edip, koltuklarını korumaya uğraşıyorlar.
Karşılarında, onları her seçimde sandığa gömmüş bir aday olunca, çareyi diploma iptalinde, yalanlara, iftiralara dayalı soruşturmalarda arıyorlar. Devletimizi sahte diploma çeteleri karşısında aciz hale düşürenler, benim usule, hukuka uygun diplomamı iptal ettirmek için üniversiteye, yargıya baskı yapıyorlar, hakimleri değiştirip duruyorlar.
Diplomam hızla iptal edilsin diye üniversiteye yazılar yazıp, baskı yapan savcılık, benim ve arkadaşlarım hakkında, Ekim 2024’te başlattığı soruşturmayı sonuçlandırıp iddianameyi hala hazırlayamadı. Tam 9 aydır aradıklarını bulamadıkları için, ortada iddianame yok. O iddianame önümüze gelecek ve bütün iftiraları, kumpasları, yalanları bir bir yüzlerine vuracağız."
ÖZGÜR ÖZEL: 2 KASIM'DA SANDIĞI GETİR
Tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mesajının ardından Özgür Özel de vatandaşlara sesleniyor.
Konuşmasına Tuzla'da toplanan vatandaşlara selam vererek başlayan Özgür Özel, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslendi.
'Erken seçim' çağrısını yineleyen Özel, "Ben bütün Türkiye'deyim, sen neredesin Erdoğan? Çık karşımıza! Cesaretin varsa, 2 Kasım'da sandığı getir. Millet karar versin" ifadelerini kullandı.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Bugün Cumhuriyet Halk Partisi tam tamına, tüm milletvekilleriyle 22 ildeyiz. Parti, örgüt her yerde; Mücadele, çalışma her yerde!
İktidara yürüyoruz; çalışkan örgütümüze, grubumuza, Parti Meclisimize, YDK’ya teşekkür ediyorum.
Ayrıca bizi meydanlarda yalnız bırakmayan, milletin derdinde ortaklaşan, mücadelede ortaklaşan tüm muhalefet partilerine; burayı şereflendiren tüm partilere ve bu iktidarın karşısında mağdurun ve mazlumun yanında duran, milletin yanında duran bütün kardeş partilere yürekten teşekkür ediyorum.
Ve… ve burada bir teşekkürü de Tuzla’ya etmeliyim; Tuzla, 1992 yılında kurulmuş bir ilçe. O günden bugüne yedi seçim gördü: Altısında yenildik, kaybettik. 47 yıldır Türkiye’de ve kurulduğundan beri Tuzla’da kazanamamıştık. Küsmedik, darılmadık.
Kabahati Tuzlalılar’da değil, kendimizde aradık: “En doğru adayı bulmalıyız, Tuzlalı’nın karşısına çıkarmalıyız” dedik. Ve... Tuzla 1992’de kurulduğunda daha hayatta olmayan Tuzla’nın evladı, partinin evladı, gençlik kollarından gelen, ilçe başkanlığından gelen, o gün 30 yaşında, bugün 32 yaşında, gencecik Eren Ali’yi aday yaptık. Tuzla güvendi, görevi verdi.
Öyle bir hale geldik ki; millet güvende olmadığı gibi, devlete emanet hiçbir şeyimiz de güvende değil. Devletin verileri güvende değil.
Yıllarca sınav sorularını FETÖ’cülere çaldıranlar... Sonra şaibe bulaştırıp, sınavda gerçekten başarılı olan öğrencilerin de ailelerini üzenler... Herkesin içine şüphe getirenler...
Şimdi sadece soruların değil, artık her şeyin birden — bir bütün olarak devletin elindeki her şeyin çalındığı günlere geldik. Tüm sistemi çalmışlar; devletin dijital altyapısına sızmışlar. sahte diplomalar düzenlemişler.
Bir milyon öğretmen atanmaz üniversite mezunları işsiz gezerken... Üç yüz atanmayan öğretmen bunalıma girip intihar etmişken, binlerce genç üniversite mezunu, bilmediği, hazır olmadığı işlerde çalışırken iş cinayetlerinde ölmüşken bazı yandaşlara, bazı uyanıklara sınava bile girmeden ya da kaybetseler de notunu yükselterek diplomalar veren, yabancı dil sınavlarını geçiren 250 bin lirayla 2,5 milyon lira arasında diploma satan bir sistem…
2025 yılında Türkiye’de olmuştur, yaşanmıştır!
Ve maalesef, ancak aylar sonra haber olunca, duyulunca bakanlar tarafından doğrulanmıştır.
İnsan çıldıracak gibi oluyor.
Bakan çıkıp açıklama yapıyor: “Yeni değil bu” diyor. “7 Ocak’ta birinci dalga, 23 ilde…
23 Mayıs’ta ikinci dalga, 12 ilde… Toplam 35 ilde 197 şüpheli… 37’si tutuklandı,” diyor. “150’si adli kontrolle serbest…” İnsanda birazcık utanma olur.
Bu ülkede suçsuz, günahsız 30 yaşında belediye başkanını; kasasında mühür çıkan belediye başkanını sabahın altısında basın bülteni geçenler, ispatlayamadıkları iftiraları gerçekmiş gibi duyuranlar 9 aydır bu ülkede bu skandalı örtüyorlar. Bu rejiminin pislik paçasından akmaktadır!"
Ama namuslu insanlara hiçbir kanıt yokken iftira atanlar, şimdi onlara dair bir kanıt bulamadıkları için iyice telaşa kapılmış durumdalar. Bir yandan saçmalarken, diğer yandan da akıl almaz şeylere cüret etmeye başladılar.
"SAVCI VE AVUKATLAR DA VAR... İBB DAVASI BORSASI OLUŞTURULDU, KANITLARIN ELİMDE OLDUĞUNU İLAN EDİYORUM"
Özgür Özel, konuşmasında çok önemli bir iddiayı gündeme getirdi. Özel, "İBB Davası Borsası" oluşturulduğunu, işin içinde avukat ve savcıların olduğunu söyledi ve "Elimde kanıtlar var" dedi. Özel, elindeki belgeleri yarın Hakimler ve Savcılar Kurulu'na vereceğini açıkladı.
Özel şöyle konuştu: Namuslu insanlara hiçbir kanıt yokken iftira attıranlar şimdi onlara kanıt bulamadıkları için iyice telaşa kapılıp bir yandan saçmalarken bir yandan da akıl almaz şeylere cüret etmeye başladılar. Şu anda buradan mesleklerini kötüye kullanan bazı savcılarla onların elçisi, aracısı bazı avukatların gidip kişilerle görüşüp beni savcı bey yolladı, avukatlığını yapacağım, şu ifadeyi vereceksin, şunları söyleyeceksin, şu kadar da para vereceksin diyerek bir çetenin İstanbul Büyükşehir Belediye davası borsası oluşturduğunun, bununla ilgili duyumlar değil, kanıtların elimizde olduğunu Türkiye'ye ilan ediyorum. Bir avukatın, adı M.Y., tam mı söyleyeyim? Mustafa Yıldırım... Bir avukatın, gezip şirketleri, sana da şu gelebilir bu gelebilir, şöyle yaparsan seni kurtarırım dediğini. Bazı tutukluların aileleriyle temas kurduklarını, hatta bugün içeride olan bir tutuklunun geçmişte bunlarla görüştüğünü, bu avukatın dediği parayı bankadan çektiğini (dekont elde), bu avukatın yolladığı kişilere banka şubesinde teslim ettiğini -tarih belli, saat belli, dekont belli, kamera kayıtları orada- ve bu kişilerin bu parayı alıp avukata götürdüklerini, avukatın bir savcının ismini açıkça söyleyerek bu ifadeleri şu gün bu kişi gelip şu ifadeyi verecek dediğini, bu dediğinin gerçekten de o gün olduğunu, bu ispatla diğerlerine bir şeyler yaptığını, yetmez bu kişileri telefonda kısa da olsa savcıyla görüştüğünü bilmiyorum, bilmiyorum, elimde kanıtım var. Bunu yarın Hakimler Savcılar Kurulu'na veriyorum."