AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'li belediyelere yönelik operasyonları bir kez daha sahiplendiği konuşmasında "Sadece kararlarıyla konuşabilen yargı mensuplarının sükûneti, zafiyet olarak algılanmamalı" dedi. Oysa İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek henüz geçen hafta sükûnetini Yeni Şafak'a bozup belediye başkanlarını suçlu ilan etmişti.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni'nde açıklamalarda bulundu.
Eğitim ve staj dönemlerini tamamlayıp mesleklerine ilk adımı atacak olan 712 hâkim, 492 cumhuriyet savcısı ve 147 idari hâkimi tebrik ederek sözlerine başlayan Erdoğan, yargının yeni mensuplarına şu sözlerle seslendi:
"Konuşmamın başında büyük bir heyecanla kura çekimini bekleyen genç arkadaşlarıma birkaç hususu hatırlatmak istiyorum. Sevgili genç kardeşlerim; sizler, birazdan çekilecek kuralar neticesinde vazifelerinize başlayacak, memleketin her bir köşesinde adalet neferi olarak görev yapacaksınız.
Maaşını alıp köşesine çekilen, mesaisi bitince arabasına binip evine dönen biri olarak değil; adalet için, adaletin tecellisi için vicdanı hür, aklı hür, kalbi hür birer vatan evladı olarak inşallah fedakârca çalışacaksınız. Şüphesiz mücadelelerin en büyüğü hak için verilendir; vazifelerin en faziletlisi ise adalet uğruna yapılandır. Sizler, devletimizin adalet neferleri olarak bu mücadelenin kalbindesiniz.
İbn-i Haldun’un veciz ifadesiyle: ‘Adalet, halk arasına konulmuş bir terazidir.’ İşte bu terazinin dengesi, eğitimini aldığınız bilgiye dayanan vicdanınızın rehberliğinde kaleminizden dökülen hükümlerle sağlanacaktır.
Talip olduğunuz sorumluluğu layıkıyla ifa etmenin çok çalışmaktan, vicdanlı ve sağduyulu davranmaktan, basiret ve feraset sahibi olmaktan geçtiğini unutmayın. Önünüze gelecek her dosyanın içinde en az bir insanın hikâyesi, en az bir insanın istikbali, umudu, hayalleri ve kaderi olduğunu lütfen unutmayın.
Her birinizin bugünden itibaren artık bu yüksek hassasiyetlerle vazifenizi yerine getireceğinize yürekten inanıyorum. Duam odur ki meslek hayatınız boyunca fikrinizle, zikrinizle, hükmünüzle daima adalet olsun. Cenab-ı Allah hepinizin yâr ve yardımcısı olsun."
"YARGI MENSUPLARININ SÜKUNETİ "
AKP'li Cumhurbaşkanı, konuşmasının devamında şu sözlere de yer verdi:
"Değerli arkadaşlar, kıymetli hâkim ve savcılarımız; hâkimlik cübbesini giymek ve hüküm makamına oturmak, insanı insan olmaktan kaynaklanan zaaflarından, kusurlarından, noksanlarından tek başına kurtarmaya yetmez. Hâkimler ve savcılar, yanılgı nedir bilmeyen hakikat avcıları da değildir. Yargılamaya iştirak edenlerin samimi katkıları olmadan varılacak sonuca, kurulacak hükme hakikatin rengini vermek mümkün olamaz.
Bununla birlikte hâkim ve savcılarımızın bugün toplumsal algıda tuttukları yer, onları adaletin merkezi figürü hâline getirmiştir. Takdir edersiniz ki bu, oldukça büyük ve ağır bir sorumluluk demektir. Bu mesuliyeti hakkıyla taşımanın yegâne formülü; adalet menziline aklın rehberliğinde, vicdanın nezaretinde yürümektir. Elbette akıl, bilgiden beslenmeli; vicdan, önyargıları reddetmelidir. Devleti ve toplumsal düzeni korumak, adaleti tesis etmekle mümkün olur. Şu gerçeğin daima göz önünde bulundurulması gerektiği kanaatindeyim: Bekası için üzerine titrediğimiz hasletler; adil devlet, güçlü millet ve özgür bireydir. İstikbalimizden emin olmak istiyorsak hep beraber bunları korumak ve güçlendirmek mecburiyetindeyiz.
Burada şunu da özellikle hatırlatmak istiyorum: Yargının kendi doğal mecrasındaki işleyişine, siyaset kurumu ve medya dâhil herkesin saygı duyması gerekiyor. İşini yapan, işini doğrulukla ve dürüstlükle yapan, anayasa ve kanunlar çerçevesinde iyi niyetle hareket eden yargı mensuplarımıza destek olmalıyız. Ancak ve sadece kararlarıyla konuşabilen yargı mensuplarının sükûneti, zafiyet olarak algılanmamalı, bunu hiç kimse istismar etmemelidir."
'SİYASALLAŞMA' YANITI: KENDİLERİ SİYASALLAŞTIRDI
Daha sonra sözü isim vermeden CHP'li belediyelere yönelik yargı eliyle operasyonlara getiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Hukukun temel prensiplerinden biri şudur: Rüşvet, irtikâp, ihaleye fesat karıştırma gibi nitelikli suçların işlendiğine dair yeterli suç şüphesine ulaşan savcılık makamı için kamu davası açmak bir tercih değil, yasal bir mecburiyettir. Her fırsatta yargıya parmak sallayanların öncelikle bu hukuk kaidesini öğrenmelerinin şart olduğuna inanıyorum.
Yargıya ‘siyasallaştı’ ithamında bulunanlar, aslında çirkin üsluplarıyla yargı mensuplarımızı tartışmaların