
Anahtar Parti İl Başkanı Murat Üzümcü kamu işçileriyle yürütülen toplu sözleşme sürecine ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Yüksek enflasyonun reel gelirleri hızla aşındırdığı bu süreçte, çalışanların sadece geçim değil, onurlu bir yaşam hakkı talep ettiğini vurgulayan Üzümcü, “Biz, Anahtar Parti olarak bu kriz ortamında sadece eleştirmiyor, çözüm de üretiyoruz” dedi.
Sosyal Barışın Anahtarı: Emeğe Değer Vermeyen Kilidi Açacaktır
İl Başkanı Murat Üzümcü ücret ve üretkenlik arasındaki dengeyi bozarsan, yalnızca ekonomik değil, toplumsal barışa da darbe vurursun dedi. “Toplumun emek veren kesimi, alın terinin karşılığını alamazsa sadece fakirleşme değil, toplumsal güven ve barış zedelenir. Bu durum sürdürülemez” diyerek, şu anda hükümetin tekliflerinin kamu işçilerinin beklentilerini karşılamaktan uzak olduğunu vurguladı.
Veriler Ne , Çalışan Kesim Ne Diyor?
İl Başkanı Üzümcü Türkiye’deki emek piyasasına dair bazı çarpıcı istatistikleri paylaştı:
Türkiye’de 17 milyon 326 bin işçiden yalnızca %14’ü sendika üyesi.
1,3 milyon kamu işçisi çoğunlukla taşerondan kadroya geçen, eğitim seviyesi düşük, ağır işlerde çalışan bireylerden oluşuyor.
TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ’in talebi, mevcut en düşük net maaşın 37 bin TL’den 72 bin TL’ye çıkması yönünde.
Hükümetin teklifi ise %16, %8, ardından %17, %10; en son ise %24 zam ve sonrasındaki dönemler için enflasyon oranı kadar zam. Kabul edilebilir gözükmüyor.
Anahtar Parti’nin Sistematik Çözüm Önerileri
İl Başkanı Murat Üzümcü “Anahtar Parti olarak bizim çözüm önerilerimiz kuru sloganlar değil, bilimsel veriye dayalı, uygulanabilir programlanır diyerek, çözüm planını dört temel başlık altında sundu:
1. Ücretlerde Yeni Model: ‘Verimlilik + Hedef Enflasyon’ Formülü
“Reel ücret artışları enflasyonun altında kaldığı sürece kapsayıcı büyümeden söz edilemez. Ortalama ücretlerin en az 'verimlilik artışı + hedef enflasyon' kadar artırılması artık bir gerekliliktir.”
Anahtar Parti, ücret politikalarının belirlenmesinde sadece yıllık TÜFE’ye değil, aynı zamanda emek verimliliği artışına da dayalı yeni bir çerçeve öneriyor. Bu çerçeve, üretkenlikteki artışı doğrudan maaşlara yansıtarak hem emeğin değerini koruyor hem de sosyal adaleti güçlendiriyor.
2. Eğitime Dayalı Ücret Adaleti
İl Başkanı Üzümcü son yıllarda düşük eğitimli çalışanların reel gelir artışının, yüksek eğitimli kesime göre daha fazla olduğunu belirtti ve bunun eğitim sistemine duyulan güveni sarstığını vurguladı:
“Üniversite mezunlarının reel gelirlerinin artmaması, okuma çabasının karşılık görmediği algısını güçlendiriyor. Bu, emeğin niteliğini teşvik etmeyen bir sistem demektir.”
Anahtar Parti, eğitim düzeyine uygun ücret politikalarının yeniden yapılandırılmasını ve uzmanlık gerektiren mesleklerde emek karşılığının artırılmasını savunuyor.
3. Sektörel Verimlilikle Uyumlu Gelir Dağılımı
Yıllık ortalama reel gelir artışının inşaat ve tarım sektöründe kısmen yüksek, hizmetler sektöründe ise daha düşük olduğunu belirten İl Başkanı, bu dengesizliğin hem sektörel verimlilik hem de emek göçü açısından ciddi riskler taşıdığını belirtti.
“Ücret politikaları sektörel verimlilikle uyumlu değilse, ekonomi dengeli büyüyemez. Tarımdan sanayiye, sanayiden hizmete geçişte emeğin niteliği desteklenmeli.”
Anahtar Parti, faktör verimliliği artışıyla uyumlu ücretlendirme sistemini esas alan bir sektörel analizi esas alan bir reform çağrısı yapıyor.
4. Güvenceli İstihdam ve Sosyal Haklar Temelli Çalışma Hayatı
İl Başkanı Üzümcü sadece maaş-ücret değil, sosyal haklar açısından da ciddi bir dönüşüm gerektiğini ifade etti:
Aylık sosyal destek: 7.500 TL
Aile yardımı: 2.500 TL
Çocuk yardımı: 250 TL
Yemek, giyim, doğum, evlenme destekleri
“İnsanca bir yaşam için iş güvencesi, sendikal haklar, sosyal haklar ve sağlıklı çalışma ortamı en az ücretler kadar önemlidir.”
Anahtar Parti, kısa süreli sözleşme, taşeronlaştırma, kayıt dışılık gibi yapısal sorunlara karşı güvenceli ve kayıtlı istihdam modelini öneriyor.
Ekonomide Rasyonel Dönüşümün Anahtarı: Zahmet-Nimet Dengesi
İl Başkanı Murat Üzümcü basın açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“AnahtarParti,ekonomik kalkınmayı sadece faiz, kur, dış dengeyle açıklayan değil; tasarruf yatırım dengesiyle mali dengeyi merkeze alan bir kalkınma modeli öneriyor. OECD ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye’nin ücret-verimlilik makası giderek açılıyor. Bu açık kapatılmadan hiç bir denge kurulamaz
“AK Parti yönetiminde halk, ‘rasyonel kulvara dönüyoruz’ diye diye iki yıldır fakirleştirildi. Biz bu kulvarın yönünü top yekûn refah için değiştiriyoruz. Emekçinin alın teri, bu ülkenin geleceğidir.”
Anahtar Parti İktidarında:
Emek verimliliği esaslı adil ücret politikası
Eğitim ve meslek odaklı gelir dengesi
Sektörel verimlilikle uyumlu ücret sistemi
Kayıtlı ve güvenceli istihdam
Hesap verebilir ekonomi yönetimi
Sosyal barışın tesisi için refahı tabana yayan kalkınma modeli
Anahtar Parti iktidarında, ücret ve maaşlar siyasi tercihlerle değil, üretkenliğe dayalı objektif kriterlerle belirlenecek; çalışan kesimin yaşam standartlarını yükseltecek, toplumun gelir dağılımını iyileştirecek kapsayıcı büyüme modeli inşa edilecektir. Ekonomi yönetimi liyakat, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleriyle yürütülecektir. Halkı yoksullaştıran aldatıcı yaklaşımlara değil, sürdürülebilir kalkınmanın reel politik sistemi kurulacak; bu sayede toplumun her kesimi büyümeden hakkaniyetli pay alacaktır.