Gündem

Muğla'da 'Toprağımızı vermiyoruz' mitingi...

Muğla'nın Menteşe ilçesinde gerçekleştirilen 'Toprağımızı vermiyoruz' mitingine kitlesel katılım sağlandı.

Muğla'da 'Toprağımızı vermiyoruz' mitingi...
28-09-2025 18:51
28-09-2025 18:55
MUĞLA

Muğla'nın Menteşe ilçesinde gerçekleştirilen 'Toprağımızı vermiyoruz' mitingine kitlesel katılım sağlandı. Mitinge katılanlar, 7554 sayılı Torba Yasa'ya tepki gösterdi. Mitinge mesaj gönderen CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, "Zeytinliklerimizin, derelerimizin, yaylalarımızın yok olmasına sebep olanlar, bunun bedelini sandıkta ve yargı önünde ödeyecekler" dedi. Sendikalar ve meslek örgütleri 'birlikte mücadele' vurgusu yaptı.

Muğla’da 48 köyün yaşam alanlarını tehdit eden ve zeytinlikleri madencilik faaliyetlerine açan yasaya karşı köylüler ve yaşam savunucuları bir araya geldi. Yasanın köksüzleştirme çabası olduğu vurgulandı.

Muğla'nın Menteşe ilçesinde, Muğla Çevre Platformu ve Toprağımızı Vermiyoruz Platformu’nun çağrısıyla yapılan miting, bugün saat 16.00'da başladı.

Kitlesel katılımın sağlandığı mitinge, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, DEM Parti, SOL Parti, EMEP gibi siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, çevre örgütleri destek verdi.

İMAMOĞLU'NDAN MESAJ

Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, mitinge mektup gönderdi.

İmamoğlu, mektubunda şunları kaydetti:

"Sevgili Akbelenliler; yurdunu, ülkesini canı gibi seven, vatan toprağına canı gibi sahip çıkan, benim temiz kalpli, cesur vatandaşlarım… Sizleri Silivri’deki hücremden sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Verdiğiniz onurlu mücadele için, her birinize yürekten teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun. Ülkemiz maalesef, adalet ve merhamet duygusunu yitirmiş, haksız kazanç ve çıkar şebekeleri tarafından yağmalanıyor. 86 milyonun haklarını, bu ülkenin menfaatlerini korumakla yükümlü iktidar, bu kirli sürecin tam merkezindedir. Vatan toprağının kıymetini bilmeyen, ülkeyi bir ganimet gibi gören bu anlayış, millete sırtını dönmüştür. Milletin ihtiyaçlarına sırtını dönmüştür, milletin iradesine sırtını dönmüştür.

Milletin haklarını hiçe sayan bu iktidar, Akbelen’de de anayasayı ve hukuku çiğneyerek, baskıyla, zulümle sonuç almaya çalışıyor. Hiçbir vatansever, içinde insan ve doğa sevgisi olan, Allah korkusu taşıyan hiç kimse ormanların talan edilmesine, zeytinliklerin yok edilmesine seyirci kalamaz. Maden yatırımları, ülkemiz için elbette çok önemlidir. Ancak riskleri doğru hesaplanmamış, geri dönüşü olmayan tahribatlar yaratan, vatandaşlarımızı ağır bir biçimde mağdur eden yatırımlar, yanlış ve tehlikeli yatırımlardır. Madencilik alanındaki yanlış yatırımların maliyetini, milletçe, kuşaklar boyu öderiz. Onun için, maden yatırımlarının uzun vadeli bir bakış açısıyla, yerel irade ve hassasiyetleri gözeterek, merkezi bir ekonomik ve sosyal plan çerçevesinde ele alınması şarttır.

Kısa vadeli siyasi hesaplarını, birtakım küçük grupların çıkarlarını kamu yararının ve memleketin geleceğinin önüne koyanlar şunu çok iyi bilsinler ki; kimsenin yaptığının yanına kâr kalmayacağı günler yakındır. 2018’den bu yana, 26 milyon metrekare vatan toprağının orman vasfını yitirmesine sebep olanlar, bunun bedelini sandıkta ve yargı önünde ödeyecekler. Zeytinliklerimizin, derelerimizin, yaylalarımızın yok olmasına sebep olanlar, bunun bedelini sandıkta ve yargı önünde ödeyecekler. Akbelen’de ve ülkenin dört bir yanında ormanlarımıza, zeytinliklerimize, derelerimize, yaylalarımıza, verimli ovalarımıza, su kaynaklarımıza sahip çıkanlar, vatan müdafaasındadırlar. Onlarla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü başka vatanımız yok ve biz, bu vatanı canımızdan aziz biliyoruz. Sizlere, yürekli mücadeleniz için, bir kez daha ülkem adına teşekkür ediyorum. Hepinizi çok seviyorum. Kalın sağlıcakla."

Mitingde, siyasi partilerin, sendikaların, çevre örgütlerinin temsilcileri açıklamalarda bulundu.

Konuşmalardan öne çıkanlar şöyle:

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras: Muğla'mızın her köşesi talan edilmek isteniyor. Ormanlarımız, zeytinliklerimiz, koylarımız, kıyılarımız, her yer bir avuç rantçının gözlerini diktiği alanlar haline gelmiş. Türkiye'nin her yerinde mücadeleyi verenlere minnetlerimizi sunuyoruz. Demokrasi yoksa hiçbir şeyi savunamayız. Toprağımızı ve geleceğimizi de savunamayız. Muğla her şeyiyle bir dünya mirası. Bu güzellik bazıları tarafından yok edilmek isteniyor. Antik çağlardan beri bu topraklar tarımla, kültür ve sanatla var oldu. Ancak Muğlamızın her köşesi talan edilmek isteniyor. Her yer bir avuç menfaatçinin gözlerini diktiği alan haline geldi. Bizler bir avuç rantçıya karşı milyonlarız, hep beraber direneceğiz. Zeytin Anadolu topraklarının bekçisidir. Bugün yapılanlar Anadolu işgal altındayken yapılmadı. Zeytine taşınabilir meta gözüyle bakılamaz. Bizim atalarımız zeytin dikerdi, bu hainler zeytin söken olarak tarihe geçecek.

KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak: Ormanlara saldıranlar aynı zamanda bizim geleceğimize saldırıyorlar, bizim emeğimize saldırıyor... Doğamızı katlettiklerinde geleceğimizi elimizden almış olacaklar ve bizi kölece şartlarda yaşamak zorunluluğu bırakacaklar.

TMMOB MYK Üyesi Arif Balkanay: Bugün konuşmazsak eğer zeytinliklerimizi sökecekler, tarım alanlarını yok edecekler. Ülke varlıklarımızın yağmalanmasına, geleceğimizin karartılmasına izin vermeyeceğiz. 100 yıllık birikimlerimizin hepsi tükendi. Bugüne kadar koruma altında tutulan doğamız ve tabiat zenginliklerimiz hedef haline geldi. Ancak memleketin sahipleri var. Bu topraklarda memleketini, suyunu, doğasını savunanların mücadelesi var. Bu yağmaya karşı hep birlikte mücadele edeceğiz. Ülke varlıklarımızın yağmalanmasına, geleceğimizin karartılmasına asla ama asla izin vermeyeceğiz. Bu yağmayı hep birlikte durduracağız. Birlikte mücadele edecek, birlikte kazanacağız. Sömürgenleri, yağmacıları, aç gözlüleri bu topraklardan söküp atacağız.

Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap: Biz sadece toprağımıza, ağacımıza değil sağlığımıza da sahip çıkıyoruz. Bu ülke emperyalist ülkelerin oyuncağı olamaz. Bu ülkenin sahipsiz olmadığını onlara göstermek için buradayız. Ağaç, orman insanı sadece mutlu eden güzellikler değildir. Soframızdaki ekmeğimiz, geleceğimizdir. Biz aslında yaşama hakkımıza sahip çıkıyoruz. Yaşam hakkını ihlal eden hiçbir proje bizlerden önemli değildir. Bu yasa hükümsüzdür. Bu ülkede her 100 insanın 92'si kirli hava soluyor. Kirli hava her yıl 50 bin insanın erken ölmesine sebep oluyor. Bu madenlerin çıkarılmasının topluma katkısı nedir? Bizim ülkemizde neden yağma uygulanıyor? Sağlık tek başına hastaneyle olmaz. İnsanlar zehirli hava solurken sağlıktan bahsedilemez. Bu ülke, bu topraklar, bu insanlar bu yaşananları hak etmiyor. Bu yalnızca bir doğa meselesi değil. Ölüme karşı yaşamı savunma, emperyalist işgale karşı memleketi savunma meselesidir. Biz bugün burada sağlığımıza da sahip çıkıyoruz. Sadece toprağımıza, suyumuza, ağacımıza değil; sağlığımıza ve geleceğimize de sahip çıkıyoruz. Yaşam kaynağını, yaşam hakkını ihlal eden hiçbir yasa, hiçbir proje sağlığımızdan ve bizlerden daha önemli asla değildir. Bu yasa hükümsüzdür.

SOL Parti MYK Üyesi İlknur Başer: "Burası Muğla yani Karya. Yağmurun dinmediği güneşler ülkesi. Dünyada devletten en çok ihale alan 10 şirketten 5'i Türkiye'de. Bu 5 şirketin içinde maden yasasını çıkarttıkları Limak var. Topraklarımızı, doğamızı katlederek servet transferlerini bir avuç sömürücüye yapıyorlar. Ülkedeki insanları açlığa, yoksulluğa, doğadaki canlıları ölüme terk etmek istiyorlar. Meclis, tek adam rejiminin ömrünü uzatmak için bir yasa üretme merkezine dönüştü. Tek adam rejimi bu ülkenin başından gitmeden ne doğaya, ne bize ne de doğadaki canlılar nefes almayacak. En acil görevimiz birleşik mücadeleyle tek adam rejimini tarihin çöplüğüne göndereceğiz. Bu ülke halkının emperyalistlere tahammülü yoktur. 100 yıl önce bu topraklardan emperyalistleri kovanlar, bugün emperyalistlerle işbirliği yapanları bu topraklardan kovacak.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER