Sağlık

Güvenli bağ, güçlü toplum

Psikolog Dr. Özge Altan Aytun, bireyden topluma yayılan güven duygusunun birlikte iyileşmenin temelini nasıl oluşturduğunu anlatıyor.

Güvenli bağ, güçlü toplum
02-05-2025 00:39
04-05-2025 11:44

6 Şubat depremleri sonrası temelleri atılan Güvenli Yuva Konferansı, yaşadığımız toplumsal travmaların çocuklar üzerindeki etkilerini görünür kılmayı ve bu etkileri önleyici çözümler geliştirmeyi amaçlayan, psikolojik, sosyal ve eğitsel bir seferberlik çağrısı olarak kendisini konumluyor. Psikoloji İstanbul tarafından düzenlenen ve 27-28 Mayıs’ta İstanbul’da yapılacak etkinliğe, bin kişilik yüz yüze ve 10 bin kişilik çevrim içi katılım öngörülüyor. Etkinliğin amacını ve “güvenli yuva” kavramını Psikolog Dr. Özge Altan Aytun ile konuştuk.

– "Güvenli yuva" kavramı, bireysel ruh sağlığının ötesinde nasıl bir toplumsal iyileşme modeli sunuyor?

Güvenli Yuva, bireyin iyilik hâlinden çok daha geniş bir alanı kapsıyor. Bireyden başlayan güven duygusunun ailelere, okullara ve sonunda tüm topluma yayıldığı bir iyileşme modeli sunuyor. Çünkü birey kendini güvende hissetmediğinde yalnızca bireysel bir kayıp yaşanmıyor; öğrenme kapasitesi, empati yeteneği ve umut da zedeleniyor. Bu da toplumsal ölçekte güven kaybı ve sosyal kopuşlara neden olabiliyor. Biz “Güvenli Yuva” modeliyle bireyden başlayarak toplumun sinir sistemini yeniden düzenlemeye odaklanıyoruz. Çünkü bireylerin ilişkiler ağı ne kadar güvenliyse, toplumun bütünündeki dayanışma ve umut kapasitesi de o kadar güçleniyor.

– Büyük travmalar sonrası "güvenli bağ" gereksiniminin çocuklar ve yetişkinler üzerindeki etkileri nasıl gözlemleniyor?

Sadece 6 Şubat depremleri değil; son 10 yıla baktığımızda yaşadığımız olaylar “güvenli yer yok” bilgisiyle iç dünyamıza işledi. Bu kolektif travmalar, ilişkilerde duygusal kopmalara, kaygı bozukluklarına ve ciddi psikolojik sorunlara neden oldu. Travmalar entegre edilmediğinde, yaşamı korkuyla izlemeye başlıyoruz. Özellikle çocuklar, dünyayı çevrelerindeki yetişkinlerin güvenliğinden okuyarak büyür. 6 Şubat depremleriyle birlikte yalnızca evler değil, içsel güvenlik hissi de yıkıldı. Bu yüzden İstanbul’da düzenleyeceğimiz Güvenli Yuva Konferansı’nda güvenli bağları yeniden inşa etmenin yollarını birlikte konuşacağız.

İYİLEŞME HAREKETİ

– Peki konferans bu kavramı pratikte nasıl yaşama geçirmeyi amaçlıyor?

Güvenli Yuva Konferansı, her yıl farklı bir tema etrafında düzenlenen bir iyileşme ve önleme hareketi. Bu yılın odağı çocuklar. Çünkü travmaların en sessiz tanıkları onlar. Programda çocuk gelişiminin tüm kritik alanlarına dokunacağız. Bir çocuğun yaşamına yalnızca ailesi değil; öğretmeni, danışmanı, antrenörü de dokunuyor. Konferansla çocuklarla temas eden herkesi aynı bilinçle buluşturmak istiyoruz. Lisans öğrencileri de çevrim içi olarak ücretsiz katılabilecek. Herkesin şu soruyu sormasını istiyoruz: “Ben bu çocuğun içindeki güvenlik hissine nasıl katkı sağlayabilirim?”

– Konferansın uzun vadede toplumsal bağları güçlendirmeye nasıl katkı sağlaması bekleniyor?

Bugün toplumsal çatışmaların, şiddetin ve yalnızlaşmanın temelinde güven kaybı yatıyor. Güvenli ilişkiler kurmak artık bireysel bir konfor değil; toplumsal bir hayatiyet meselesi. Konferanslar bu bilinci yaygınlaştırarak, güven duygusunu toplumsal yaşama taşımayı amaçlıyor. Çünkü güven yeniden inşa edildiğinde; dayanışma artar, şiddet azalır, umut yeşerir. Konferans, bir bilgi aktarımı değil; bir seferberlik çağrısı.

– Konferans, toplumsal travmalara nasıl bir kolektif yanıt geliştirmeyi hedefliyor?

Toplumsal travmalar, bireysel çabalarla aşılabilecek kadar küçük izler bırakmıyor. Depremler, krizler, pandemiler... Toplum bunları ortak bir sinir sistemi gibi hissediyor. Güvenli Yuva Konferansı, “birlikte iyileşebiliriz” diyen kolektif bir yanıt üretmeyi hedefliyor.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER