Dünya

AB’de demokrasi çelişkisi: İmamoğlu'nun adı yok

ABD’de Trump yönetiminin Avrupa’ya sırt çevirmesiyle güvenlik telaşına giren AB’de dengeler yeniden kuruluyor. Türkiye ile savunma alanında ilişkileri güçlendirme çabasına girişen AB, demokrasi vurgusunu ikinci attığının sinyalini veriyor. İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla il

AB’de demokrasi çelişkisi: İmamoğlu'nun adı yok
19-06-2025 14:39
19-06-2025 21:48

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu başkan yardımcısı ve Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, AB Türkiye Delegasyonu’nun basın gezisi kapsamında bugün Türkiye’den gazetecilerle Brüksel’de bir araya geldi. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kallas, Türkiye ve AB ilişkilerine yönelik önemli açıklamalarda bulundu.

AB, “demokratik gerilime” nedeniyle 2019’da üyelik süreci askıya aldığı Türkiye’ye yönelik “insan hakları ve hukukun üstünlüğü” vurgusunu dünyadaki derin jeopolitik değişimler karşısında geri plana attı. ABD’deki Trump yönetiminin Avrupa ile güvenlik işbirliğini gözden geçirdiği bir dönemde, Türkiye ile savunma alanında yakınlaşma çabasına giren AB’nin, Türkiye’de muhalefete dönük iktidar baskısına karşı girdiği temkinli pozisyon, demokratik değerler üstüne kurulan birliğin içinde bulunduğu çelişkiyi gözler önüne serdi.

Kallas’ın, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve seçilmiş İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması konusunda yaptığı açıklamalarda “İmamoğlu’nun adını geçirmemesi” dikkat çekti. Toplantıda, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve muhalefete baskı konusundaki düşünceleri sorulunca Kallas, Türkiye’nin AB’ye aday ülke olduğuna dikkat çekti ve şöyle konuştu: “Aday ülkelerden insan hakları konusunda çok yüksek beklentilerimiz olduğu açıktır. Demokrasi ve insan hakları konusunda geriye gidiş, bizim için büyük kaygı kaynağıdır.” Kallas, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile temaslarında, bu konuyu gündeme getirdiğini bildirdi.

Ayrıca ocak ayındaki Ankara ziyaretini anımsatan Kallas, burada “TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’la insan hakları konularını ele aldığını” söyledi. Kallas, “Elbette bu bizim için büyük endişe kaynağıdır. Ancak insan hakları konusunda yapabileceğimiz tek şey, bu konuları gündeme getirmek; aday ve ortak ülkelerimizin doğru yönde ilerlemediklerine dikkatini çekmek” ifadelerini kullandı.

Türkiye’deki muhalefetle temasları olup olmadığı sorulduğunda Kallas, “Türkiye'deyken sivil toplumla görüştüm” dedi.

Ardından sözü alan devralan AB’nin Türkiye Delegasyon Başkanı Büyükelçi Büyükelçi Thomas Ossowski ise “Delegasyon olarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile düzenli diyalog halindeyiz ve İmamoğlu tutuklanmadan önce onunla da yakın temas halindeydik. Dolayısıyla elbette delegasyon olarak muhalefetle de yakın temas halindeyiz” dedi.

“TÜRKİYE GÜVENLİK AKTÖRÜ”

Öte yandan Türkiye’nin Avrupa güvenlik mimarisindeki rolüne ve ABD’de Trump yönetimi ile yaşanan paradigma değişiminin Ankara ile ilişkilere yönelik etkisini değerlendiren Kallas, 2030’a kadar AB’nin savunma alanındaki hazırlığını güçlendirme amacı taşıyan 800 milyar Avroluk “Avrupa’yı yeniden silahlandır (reArm Europe)” programına atıf yaptı. “Bu program, AB’nin hem Türkiye gibi ortaklarıyla işbirliği için kaynak hem de kendi savunma sanayimizi güçlendirme anlamına geliyor” dedi.

AB’nin askeri alımlarının yüzde 60’ının ABD’den yapıldığını belirten Kallas, Ukrayna’daki savaş ile birliğin kendi savunma sanayisini geliştirmesi gerektiğini gördüğüne vurgu yaptı. ReArm çatısı altındaki SAFE programı ile “Türkiye’nin, AB devletleriyle ortak projeler için kredilere erişime de sahip olduğunu” söyledi. “Dolayısıyla Türkiye'yi kesinlikle bir güvenlik aktörü olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.

“YANLIŞ HESAP RİSKİ ÇOK YÜKSEK”

Diğer taraftan İsrail-İran çatışmaları ve nükleer tehlikeye yönelik soruları yanıtlayan Kallas, “Ortadoğu'daki bu savaş son derece kaygı verici. Nükleer tesislere saldırmak endişe yaratıyor. Ayrıca ABD'nin bu çatışmaya dahil olup olmayacağına bakılmaksızın bunun yayılma etkisi de son derece kaygı verici. Yanlış hesap riski çok yüksek ve bu yüzden gerilimi azaltmaya çalışıyoruz” dedi.

ABD-İran nükleer anlaşmazlığına ilişkin “AB’nin her zaman diplomatik çözümü desteklediğini” aktaran Kallas, Tahran’la yeni bir nükleer anlaşma yapılmadığı için İran’a Avrupa’nın yaptırımlarının askıya alan “snapback” mekanizmasının yakında sona ereceğinin altını çizdi ve ekledi: “Ya bir yol bulacağız ya da yaptırımları yeniden uygulayacağız.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER