Kutsal kitapların anlattığı bir hikâye vardır: Hz. İbrahim, kavminin körü körüne bağlandığı putları kırarak aklın ve tevhidin sesini yükseltir. Bugün siyasetin, toplumsal hayatın ve hatta gündelik ilişkilerimizin içinde de benzer bir sınavla karşı karşıyayız: "Herkesin putu kendine şirin, herkes başkasının putuna İbrahim…"
Bugün bu sözün derinliğiyle kendi partimize, kendi evimize bir bakalım istiyorum. Çünkü Gaziantep’te CHP olarak yürüdüğümüz yol, öyle zorlu bir yol ki; ancak birbirimize omuz vererek, birbirimizi anlayarak ve ortak akılla ilerleyebiliriz.
Bizler aynı davanın, aynı değerlerin insanlarıyız. Hepimiz ülkemizde adaleti, demokrasiyi, laikliği, sosyal adaleti hâkim kılmak için yola çıktık.
Ama içimize dönüp bakalım;
Bazen kendi düşüncemiz, kendi yöntemimiz öyle bir puta dönüşüyor ki, başka yol arayan arkadaşımıza kulak tıkıyoruz. Kendi yaptığımızı doğru sayıp, başka bir yol öneren arkadaşımızı sorgusuz sualsiz eleştiriyoruz. İşte o zaman biz de başkasının putuna İbrahim kesiliyor, kendi putlarımızın esiri oluyoruz.
Oysa Gaziantep gibi AKP’ nin yozlaştırdığı zorlu bir siyasi iklimde, bizlerin birbirimizi tüketmeye değil, birbirimizi büyütmeye ihtiyacımız var. Kavga ederek değil, tartışarak. Dışlayarak değil, kucaklayarak. Parçalanarak değil, birleşerek Gaziantep’te umudu büyütebiliriz. Unutmamalıyız ki, bir yol arkadaşımızın başarısı hepimizin başarısıdır. Bir arkadaşımız eksilirse, aslında biz eksiliriz.
Birbirimizin putlarına İbrahim kesilmeden önce, kendi doğrularımızı, kendi ezberlerimizi sorgulamaya cesaret edelim. Çünkü gerçek değişim önce içimizde başlar. Gerçek bir örgüt dayanışması, ancak ben değil biz diyebildiğimizde kurulur.
Sevgili GAZİANTEP’Lİ CUMHURİYET HALK PARTİLİLER
Bugün CHP Gaziantep örgütü olarak bizden beklenen, kendi içimizde barışı, ortak aklı ve dayanışmayı hâkim kılmamızdır. Ancak o zaman bu şehirde halkımızın umudu olabiliriz. Ancak o zaman Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün partisini layık olduğu noktaya taşıyabiliriz. Yarından itibaren mahalle mahalle, sokak sokak, kapı kapı hep birlikte yürüyelim. Herkesin bir fikri, bir emeği, bir katkısı olsun. Kimseyi ötekileştirmeden, kimseyi küçümsemeden, kimsenin emeğini yok saymadan bir büyük örgüt dayanışmasını kuralım.
Çünkü bu şehirde değişim istiyorsak, önce kendi içimizde değişmeyi başaracağız.Kendi putlarımızı da sorgulayacağız, başkalarının putlarına saygı duymayı da öğreneceğiz.