MHP Gaziantep milletvekili Muhittin Taşdoğan, 25 Aralık Gaziantep'in düşman işgalinden kurtuluşunun 98'inci yıl dönümü nedeniyle kutlama mesajı yayımladı.
"Şanlı mazimizin her anı iftihar edeceğimiz destanlarla doludur. Ülkemizin her ferdi bu eşsiz tarihimizden haberdar olmalı, mütemadiyen çocuklarımıza ve gençlerimize anlatmalıdır." diyen Taşdoğan, mesajında şu ifadeleri kullandı:
"Varlığımızın nişanesi ay yıldızlı al bayrağımızın kutlu vatanımızın üzerinde ebediyen ve özgürce dalgalanması için canımızı, kanımızı feda etmeye; bu uğruda her türlü fedakârlığı yapmaya ant içmişiz.
İsminin başına “Gazi” unvanını almış gazi şehrimizin savunması dillere destandır. Zira bu unvan, mukaddeslerin en ulvilerindendir. Gururluyuz, onurluyuz; bu gurur ve onurun emanetçisiyiz, en güzel hâliyle de çocuklarımıza emanet etmeye namzetiz. Birkaç günde işini bitirip gitmeyi plânlayan düşmanın şehrin önünde aylarca çakılıp kalması onları şüphesiz şaşırtmıştır. Oysa bu durum Türk için en tabii hâldir. Çünkü Türk, savaşa, düğüne gider gibi gidendir; cennete, gül bahçesine girer gibi girendir.
Antep savunması savaşın her türlü imkânlara sahip olmakla değil, vatan ve iman sevgisiyle kazanılacağını bütün dünyaya ispat etmiştir. Bu şehrin her sokağı, her köşesi, her taşında aziz şehitlerimizin aziz hatırası bizleri karşılamaktadır. Merhum Akif’in “Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda.” dizesi, Anadolu’nun her karış toprağında olduğu gibi Gaziantep’te de karşılığını fazlasıyla bulmaktadır. Ecdadın yadigârı olan kutlu topraklarımıza bağlılığımızı kendimize baş vazife edinmişiz.
Bu vazife öyle alelâde bir vazife değildir. Bu vazife gelişen ve değişen dünya düzeninde bütün ilmî, siyasî, askerî, fikrî gelişmeleri takip etmek; kurucu liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün istikamet olarak belirlediği çağdaş medeniyet seviyesini yakalamak gibi bir ülküye odaklanmıştır. İşte bu uğurda “Muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.” Bu asil kan, Mete Han’dan, Sultan Alparslan’dan, Fatih’ten beslenmekte; Çanakkale’den, Sakarya’dan ruhunu alıp destanlar yazmaktadır.
Resmî rakamlara göre 6317 şehidimiz şüphesiz Türk tarihine altın harflerle yazılmış Antep savunmasında, Alparslanlarla, Fatihlerle, Yavuzlarla yan yana, omuz omuza muharebe etmişlerdir. Nihayetinde ise cennetteki en yüksek mertebe olan şehitlik makamında Peygamber efendimizle komşu olmuşlardır.
Yüce Atatürk’ün “Türk’üm diyen her şehir, her kasaba, en küçük Türk köyü Gazianteplileri kahramanlık misali olarak alabilirler.” sözünü kendimize şiar edinmeli, Gazianteplinin gösterdiği cengâver duruşu en ince ayrıntısına kadar okumalı, okutmalıyız. Zira Şahinbeyler, Karayılanlar, Şehit Kâmiller ebediyen gönlümüzde yaşamalıdırlar. 6317 kahraman şehidimizi isim isim, köy köy gönlümüzün en güzel yerine yerleştirdik. Rahat uyusunlar, emanetleri emin ellerdedir.
Yüce Mevlam’dan bütün kahraman şehitlerimize rahmet diliyorum. Kahraman gazilerimize, o devir şehri topyekûn savunan genç, ihtiyar, kadın, kız, kızan hepsinden Rabb’im razı olsun. Hepsini rahmet ve minnetle anıyorum."
Editör: Turgut Bozgeyik