Medical Point Gaziantep Hastanesi Gaziantep'te beş yıldızlı bir otelde unrezektabl karaciğer kitlelerinin tedavisinde önemi gün geçtikçe artan ‘Mikroküre’ tedavisinin değerlendirildiği bölgesel toplantı gerçekleştirdi.
Özel hastaneler arasında Bölgeye getirdiği yeniliklerle adından söz ettiren Medical Point Gaziantep Hastanesi Cerrahi ile çıkartılamayan karaciğer kitlelerinin tedavisinde önemi gün geçtikçe artan ‘Mikroküre’ tedavisinin değerlendirildiği bölgesel bir toplantı gerçekleştirdi. Alanında uzman hekimlerin katıldığı toplantıda ‘Mikroküre’ tedavisinin karaciğer kanserinin yönetiminde getirdiği yenilikler konuşuldu.
“MİKROKÜRE DEDİĞİMİZ TUZ TANESİ BÜYÜKLÜĞÜNDE PARÇACIKLAR OLUP SADECE KANSERLİ DOKUDA HASAR OLUŞTURAN RADYASYON YAYARLAR,”
Mikroküreler yaydıkları radyasyon ile sadece kanserli dokuda hasar oluşturan, normal karaciğer dokusunu koruyan bir tedavi yöntemi olduğunu ifade eden Medical Point Gaziantep Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Akif Şirikçi, “Günümüzün en büyük sağlık problemi kanserdir. Kanser hastalarında karaciğer en büyük hedef organdır. Ayrıca karaciğerin kendi tümörleri de çok yaygındır. Tüm tıbbi gelişmelere rağmen maalesef karaciğer kanserlerinin tedavisinde belli bir noktanın ötesine geçemiyoruz. Bu hastalarda hayat kalitesi ve yaşam süre beklentisini belirleyen en büyük faktör kanserin karaciğerde yayılmasıdır. Bu nedenle bu konuya dikkat çekmek ve bilimsel gelişmeler ve yeni sayılabilecek mikroküre dediğimiz parçacıkların, anjiografi ile kanseri besleyen artere verilerek yapılan bir tedavi şeklidir. Bölgesel olarak uygulama tedavinin yenilikleri, katkıları noktasında konunun uzmanı arkadaşlarla paylaşmak üzere böyle bir toplantıyı gerçekleştiriyoruz. Kanser eğer karaciğere yayılmışsa ve cerrahi olarak çıkartılamıyorsa tedavi seçenekleri çok kısıtlıdır. Yalnız başına veya ilaç tedavisiyle birlikte uygulanabilen bu yöntem ile mikroküre dediğimiz parçacıklar, yaydıkları radyasyon ile sadece kanserli dokunun büyümesini durduran, küçülten, hatta bazen tamamen kaybolmasına neden olabilen modern bir tedavi şeklidir. Ülkemizde az merkezde yapılabilen bu yöntem karaciğer kanseri tedavisinde gittikçe yaygın kullanım alanı buluyor” dedi.
“2,5 İLA 10 MİLİMETRE ARALIĞINDA IŞINLAMA YAPARAK BÜTÜN TÜMÖR HÜCRESİNİ YOK EDEBİLİYORUZ”
2,5 ila 10 milimetre aralığında ışınlama yaparak bütün tümör hücresini yok edebildiklerini söyleyen Medical Point Gaziantep Hastanesi Nükleer Tıp Uzmanı Doç. Dr. Füsun Kökçü, “ Y-90 mikroküre tedavisi Primer ve Metastatik karaciğer kanserlerinde kullanılan bir tedavidir. Radyonüklit moleküller aslında çok uzun yıllardır kanser hastalarının tedavisinde uygulanmakla birlikte Y-90 tedavisi radyoembolizan dediğimiz ayrı bir tedavi şeklini çerçevelemektedir. Mikroküre dediğimiz küçük kapiller boyuttaki mikroküreleri transarteryal yoluyla bu da girişimsel radyoloji eşliğinde oluyor karaciğer yatağına veriyoruz ve bu şekilde hem tümör nekrozu sağlamış oluyoruz hem de lokal radyasyon vermiş oluyoruz. Karaciğer tümörlerinin en büyük sıkıntısı dışarıdan radyasyona hastanın karaciğerinin çok hassas olduğu için dışarıdan radyasyon verilemiyor. Bu teknikle interner radyasyon dediğimiz yaklaşık 2,5 ila 10 milimetre arlığında ışınlama yaparak bütün tümör hücresini yok edebiliyoruz” şeklinde konuştu.
“TAM BİR ONKOLOJİ HASTANESİ NİTELİĞİNDEYİZ”
Tam bir onkoloji hastanesi niteliğinde olduklarını belirten Medical Point Gaziantep hastanesi Başhekimi Prof Dr. Ekber Şahin, “Medical Point Gaziantep Hastanesi olarak gerçekleştirdiğimiz bilimsel etkinliklere bir yenisini daha eklemekten gururluyuz. Bölgede tek özel hastane olarak mikroküre tedavisini uygulayacak olan ekibe de buradan teşekkürlerimi gönderiyorum. Bu bölgede Medical Point Gaziantep Hastanesi olarak sağlıkta hep öncülük etmeye önem verdik. Hastanemizde çok güzel bir ekibimiz var. Cerrahlarımızla beraber tam bir onkoloji hastanesi niteliğindeyiz” diye konuştu.
Çukurova Üniversitesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Tuğsan Ballı ise Mikro Küre Tedavisi ile birçok vakada olumlu sonuçlar alındığını belirterek, Türkiye'deki hekimlerin bu konuda oldukça başarılı olduğunu ve vakalarda yüz güldüren sonuçlar alındığını belirtti.