ABD Başkanı Donald Trump’la dostluğuyla bilinen Tom Barrack, Aralık ayında ABD’nin Ankara Büyükelçiliğine atanmış, Mayıs ayında ise güven mektubunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a takdim ederek görevine başlamıştı. Lübnan asıllı Barrack bunun ardından ABD Suriye Özel Temsilcisi olarak da atanmıştı. ADD Başkanı Hüsnü Bozkurt Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede Barrack’ın esas hedefinin “Türkiye’nin din eksenli bir devlete dönmesi” olduğunu söyledi.
Bozkurt, ABD’nin Orta Doğu’yu dinci diktatörlüklerle şekillendirdiğini ve böylece petrole kolay biçimde ulaştığını ifade etti. Bozkurt, “Terörsüz Türkiye” sürecinin ve terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın “demokratik konfederalizm” söylemlerinin de Barrack’ın açıklamasından ayrı düşünülemeyeceğini kaydetti.
‘İSTENMEYEN KİŞİ İLAN EDİN’
Bozkurt tüm bu sebeplerle Barrack’ın “sömürge valisi” gibi davrandığını ve mevcut görevini sürdürmemesi gerektiğini söyledi. Bozkurt, “Türkiye Cumhuriyeti egemen bir devletse, bu cumhuriyeti seçimle göreve gelen insanlar yönetiyorsa bu adam derhal persona non grata (istenmeyen kişi) ilan edilecek ve Türkiye’den gönderilecek. Aksi hâlde Türkiye’nin egemenliği tartışılır duruma gelir” dedi.
‘MİLLET SİSTEMİ OSMANLI’YI PARÇALADI’
Emekli Büyükelçi Onur Öymen ise millet sisteminin Osmanlı Devleti’ni bölünmeye götürdüğünü söyledi. Öymen, “Bu millet sisteminden yararlanan gruplar özellikle Fransız ihtilalinin etkisiyle parçalanarak Osmanlı’ya isyan ettiler” dedi. Öymen özellikle eğitim gibi alanlarda bölünmüşlüğün millî bilincin gelişmesini engellediğini dile getirirken, Atatürk’ün “Türk milleti” anlayışıyla bu sorunların geride bırakıldığını ifade etti. Öymen, Barrack’ın sözlerini Irak örneği üzerinden de şöyle eleştirdi:
“Mesela Irak’a 2005 yılında bir anayasa dayattılar. Bu anayasaya göre ülkenin kuzeyinde bir bölgesel yönetim, bu bölgesel yönetimin kendi yasama, yürütme ve yargı erkleri ve bir de silahlı kuvveti olacaktı. Devlet içinde devlet yarattılar. Biz bu sebeple böyle açıklamaları manidar buluyor ve yadırgıyoruz.”