Bu "bin yıllık gelenek, bin yıllık beraberlik" gibi cümleleri kullanırken dikkatli olmalıyız. Hem terör örgütü ile pazarlık yapılmaz diye kendimizi yırtıyoruz, hem PKK nın ekmeğine yağ sürüyor, tuzağına düşüyoruz. Bu nasıl terörle mücadeledir anlamak zordur.
Çünkü bu "bin yıllık" cümle PKK'nın ortaya attığı yalan bir iddiadır. Yani Türkler "bin yıldır" Anadoludalar, siz misafirsiniz, Kürtler buranın yerli halkıdır diyorlar. Siyasetçilerimiz "bin yıllık kardeşliğimiz" derken Kürtlere şirin görünmeye çalışırken, PKK ile birlikte Türk devletine bir gol atıyorlar farkında değiller.
Kedi et satırının üzerindeki ciğer parçacıklarını yalayayım derken dilinin kesilip kanadığını farkedemez, ciğer yediğini zanneder. Biz de bu golü yiyoruz afiyetle, Kürt kardeşlerimizi mutlu ettiğimizi sanıyoruz. Sahte bir tarihi kabul ettiğimizi bilmiyoruz.
Malesef siyasilerimiz particilik ve oy uğruna PKK'nın bu tuzağına düşüyorlar. Malum parti genel merkezi "bin yıllık beraberliğimiz" adı ile bir kitap yayımlamıştı. Çok üzülmüştüm. Yahu genel merkezinizde tarihçi Prof. bir dinazorunuz var, nasıl oldu da bu başlığa izin verdiler dedim isyan ettim.
PKK, 50 milyar lira verse de, malum partiye şu başlıkta bir kitap bastırın dese başaramazdı. Ancak hala o kitap duruyor. Tamam, malum parti bu hataya düşüyor. Malum partiyi beğenmeyip sağa sola kaçan Böyyük Türk geçinenler de aynı hataya düşüyorlar.
Halbuki cevabı hazır: Müslüman Türklerin Anadolu'ya girişi bin yıl önce gerçekleşti. Asıl gerçek Kürtler Orta Asya'da daha eski zamanlardan beri Uygur Türkleri ile birlikte yaşıyorlardı. Rus tarihçi Minorsky, Kürtlere "Çin Taifesi" diyor. Yani Çin-Ugur tarafından gelenlere diyor.
Ancak Türklerin bir kısmı, 12 bin yıldır UR (şehri sümer türklerin başşehri) şehirlerinde ve Anadolu'daki Göbeklitepe ve Karahantepesi civarında yaşamışlar. Sümer Türklerin 7 bin yıllık, Sümerlerin ataları KANGURlar yani Kengerlerin Sümer'den önce bir 7 bin yılı daha sayalım. Müslüman olmayan, ancak mümin olan Türklerin 12 bin yıl önce Mezopotamya'da yaşadıklarını görüyoruz. Bu bin yıllık cehaleti sözde vatanseverlerin Türkiye'yi ve Türk dünyasını yönetmeye hazır olmadıklarını gösteriyor:
Ağlama ey yürekten yaralı yar. Ağlasan da bir ağlamasanda...
Bir de "Kürtler Malazgirt Savaşı'nda Alparslan'ın ordusuna destek oldular, öyle Romen Diyojen'i yendiler" diyorlar. Peki madem Kürtlerin Türk olduklarını kabul etmiyorsunuz, neden yardım etmiş diye sorduğumuzda; Kürtler Müslüman oldukları için Müslüman Türklere yardım ettiler diyorlar.
Hemen ikinci soru geliyor peşinden: peki madem Kürtler Mezopotamya'nın yerli halkı idi, o dönemde Bizans Roma devleti hakim oralara. Kürtlerin müslüman olmalarına izin vermişler mi? Cevap yok.
1500 yıllık Roma imparatorluğu bünyesinde müslüman Kürt olduğuna dair Kürt nüfusu çıkmıyor. Kürtler Müslüman olamayacaklarına göre ancak Bizans'ın kölesi olmaları gerekirdi. Peki köle bir toplum, nasıl olur da kocaman bizansa karşı gelir de Alparslan'a yardım eder? Bu soruya karşı da bocaladılar. Yerli halkı idik Yalanı sırıtarak bağırıyor.
Peki Kürtler Bizans'a rağmen müslüman değillerdi. Peki köle de değillerdi. Hristiyanlaşmış olabilirlerdi. Bir an Hristiyanlaşmış kabul edelim.
Hristiyan Kürtler neden Müslüman bir milletin tarafını tutsun da kendi dindaşları yani Bizanslılar ile savaşsın diye sormayalım mı? Sorduk bile... Cevap fiyasko...
Dördüncü ihtimal ve gerçek olan cevap şudur: Müslüman Kürtler, İran'dan, Horesan'dan Alparslanla birlikte gelip Çaldıran'da din kardeşleri ve amcaoğulları ile birlikte gönüllü olarak Bizans'a karşı savaştırlar. En namuslu ve mantıklı cevap budur.
Ne kadar kıvırsanız da Mezopotamya'ya dayalı bir Kürt tarihi yazamazsınız. Çünkü yanlış yerlerde Kürt izi arıyorsunuz. Kürtlerin ve Türklerin anavatanı UR+AL ALTAY, İTİL UR+AL, KÜR ARAS'TIR. Buradan birlikte dünyaya dağıldılar.
Kürtleşen Türkleşen oldu mu?
Bu kadro ile nereye varacağız. Bir de kürtleşen Türkler başlığı altında kitap bastırmışlar. Neymiş oğlan tarihçiymiş, Türklerin kürtleştiğini tespit etmiş. Peki bu kitapları yazan adamlar kaç dil biliyor? Hele Kürtçe bilmiyorsan nasıl kürtleştiklerini anladın ki kitap yazdın. Cevap yok.
Bu da PKK'nın ekmeğine yağ sürmek demektir. PKK'dan bir gol daha yiyoruz. Çünkü PKK, 8 demek ki biz Kürtler, bir ulusu asimile edecek kadar yüksek bir kültür yaşadı ki, Türkleri Kürtleştirdik diye kendine pay çıkarıyor.
Halbuki Kürtler tarihte yüksek bir medeniyet yaşamadılar ki Türkleri asimile etsinler. Sosyoloji geriye gitmez. Eğer Kürtler geçmişte yüksek bir medeniyet yaşamış olsalardı kendilerine mahsus bir alfabeleri olurdu, matematik sayıları olurdu. Bilimsel terimleri olurdu. Fiziksel, kimyasal, matematik, hukuk, tıbbi terimleri olurdu. Bunlar yoktur.
Nasıl yüksek medeniyet yaşamışlar? Peki nasıl olmuş da Türkleri asimile etmişler? Aslında kimse kürtleşmedi. Kürtler yani Kurtlar, yine Kurt dilini konuşan UY+GUR (GURt,) Horasan'a, Anadolu'ya taşıdırlar. Türkler de Oğuz Türkçesini Horasan ve Anadolu'ya taşıdılar. Batıya giden Kürtler, Oğuz lehçesini reddetmemiş adapte olmuş. Doğuya giden Türk de Uygur Türkçesini yadırgamadan kabullendiler ve konuşmaya başladılar. İkisi de Türk lehçeleridirler.
Uygur'da Gurmançca, yani kurtun dili ile konuşan kürtler var. Her uygur Kürtçe anlar, her kürt Uygurcayı anlar. Peki PKK, neden Uygurdaki Kürtlere, Bakurdistandaki Kürtlere sahip çıkmıyorlar. Mesele Anadolu'da Ermenilere eski topraklarını iade etme mücadelesidir. Peki madem Kürtler Mezopotamya'nın yerli halkı idi, Uygurdaki Kürtler nasıl gitmişler oraya? İzahı hem var hem yok. Pkk'ya göre izahı yok. Ama bize göre izahı vardır.
Çünkü Rus yazar Minorsky kürtlere ÇİN TAİFESİ (çin tarafından uygurdan gelenler) diyor. Bu komünistin tezine yine komünist PKK inanmak istemiyor. Mesele bu kadar basit.
Ancak vatanseverler kaleye gönüllü geçiyoruz, PKK da gol atıyor bize... Bu yazımızda biz de PKK'ya gol atıyoruz. Paylaşırsanız seviniriz.
