USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BEKLENTİ !

04-09-2023
İnsanoğlu, kafasında bir şeyler tasarlayıp canlandırarak teselli bulur.
Mesela, piyangonun büyük ikramiyesinin kendisine çıkacağını ve bunu nasıl harcayacağını düşünür. Yani HAYÂL kurar, HULYÂLARA dalar.
Ve “insanoğlu, HAYÂL ettiği müddetçe yaşar”.
Bazan, meydana gelmiş olayın sonuçları hakkında veya ileride olacaklar için kendisine sorulan bir soruya karşılık olarak fikirlerini söyler (beyan eder, açıklar), aşağı yukarı düşüncelerini belirtir.
Yani, bir TAHMİNDE bulunur, İHTİMÂL (olabilme) hesapları yapar.
Hedeflediğimiz bir işi başarmak veya bir şeyleri eldie etmek için kendimize bir plan çizer, bu PLANI uygulamak ve İSTİKBÂLİMİZİ (geleceğimizi) şekillendirmek için bir PROGRAM yaparız.
Mesela, savcı-hakim veya avukat olmak için hukuk fakültesine girmek isteyen bir öğrenci çalışmalarını ona göre ayarlar veya bu fakülteye giren bir kişi “hedefim savcı olmak” diyorsa çalışmalarına buna göre yön verir.
UMUTLAR içinde yaşar gideriz
Bir kabahat işlemişsek, büyüğümüzün veya sevdiğimizin bizi affetmesi ÜMİDİYLE onu ziyaret ederiz.
Sıkıştığımız zaman, “çıkmayan candan UMUT kesilmez” deriz.
Bir ihtiyacımız olduğunda veya sıkıştığımızda birilerinden bir şeyler ister, arzumuzu bildiririz.
Hatıralarımızı tazelemek veya bir olayı enine boyuna düşünüp bir karara varmak için kafamızın içinde şekillendirir, olayı gözümüzün önünde canlandırarak TASAVVUR ederiz.
Mesela, bir suç failinin robot resimlerinin çizilmesinde, o kişinin yüzünü gözümüzün önüne getirir ve tarifini ayaparız.
Ticari bir iş yapacağımız zaman o işin sonucunun ne olacağını düşünür, getireceği KÂR hoşumuza giderse girişir, ZARAR ihtimali yoksa vazgeçeriz.
Şimdi bütün bunları bir tarafa koyalım ve televizyon konuşmalarına bakalım:
Spiker, haberlerin bitimini bildirdikten sonra; “şimdi günün BEKLENTİLERİNİ almak üzere İstanbul Menkul Kılmetler Borsası’na bağlanıyoruz Karşınızda arkadaşımız … . Evet … Borsa’daki BEKLENTİLER nelerdir bize aktarır mısın ?” diyor.
Muhabir, bir öğrenciye, “gelecek hakkında BEKLENTİLERİN nelerdir ?” diye soruyor.
Basın toplantısın yapan bir Bakan’a gazeteci soruyor: “Efendim, Avrupa Birliği’nden BEKLENTİLERİNİZİ aktarırmısınız” diyor.
Gazeteciler, ABD’ye gitmek üzere olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a havalında koro halinde soruyorlar; “ Bush’dan BETLENTİLERİNİZ nelerdir ?”
Keza, Savunma Bakanı’na da aynı soru: “Suriye için görüşmeye gelen falanca kişiden BEKLENTİLERİNİZ ne olacaktır ?”
Piyango bileti almak için İstanbul Nimet Abla Büfesi önünde sıra bekleyen vatandaşa da aynı soru: “Büyük ikramiye hakkında BEKLENTİLERİNİ anlatır mısın ?”
Keza, “ünlülülerin” (!) yeni yıl BEKLENTİLERİ ?
Yeni işyeri açan veya yeni bir imalata başlayan iş adamından da bu teşebbüsü için BEKLENTİLERİ soruluyor.
BEKLENTİ, Beklenti, Beklenti … !?
En az 10 kelimeyi aldı götürdü, sildi süpürdü !
Tıpkı “İZLEMEK” gibi …
TAKİP etmek, TESBİT etmek, MÜŞAHADE etmek, SEYRETMEK, DİNLEMEK, GÖRMEK, GÖZLEMLEMEK, GÖZETLEMEK, BAKMAK gibi kelimeleri piyasadan kaldırdı.
Varsa yoksa “İZLEMEK” !
Tıpkı, DERT, BELÂ, GAM, KEDER, GAİLE, MESELE, PROBLEM, ÜZÜNTÜ, SIKINTI kelimelerini yutan “SORUN” gibi.
Saymakla bitmez, yazmaya sayfalar yetmez.
“MÜJDELER” olsun !
Artık fazla kafa yormaya, birbirine yakın anlam ifade eden ve dili ZENGİNLEŞTİREN kelimeleri öğrenmeye ve daha geniş ve güzel düşünme ve anlatma çalışmaları yapmaya gerek kalmadı.
3-5 yüz kelimeyle “FEVKALÂDE” (!) “TÜRKÇE” konuşabilir ve hatta;
ETİK, SEGMENT, KONSEPT, LANSMAN, LOKASYON, PROVAKASYON, DEZENFORMASYON … gibi biraz Rumca, biraz Latince birkaç kelime ezberleyip televizyonlardaki TELEVOLE programlarını veya STRATEJİK ANALİZ yapan oturumları “DETAYLI” olarak “MÜKEMMEL” (!) bir şekilde idare edebilirsiniz.
Ne dersiniz ?
ZAVALLI TÜRKÇEMİZ !
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?