
İzmir’deki grev altıncı gününde devam ederken Genel-İş Başkanı Remzi Çalışkan, İzmir'deki grevle ilgili açıklama yaptı.
Çalışkan’ın açılamalarından öne çıkanlar şöyle:
-Bizim talebimiz eşitliktir. Aynı emeği döken işçi arkadaşlarımızın aynı ücreti alması lazım, aralarında herhangi bir fark olmaması lazım. Bu sadece ücret talebi de değildir vicdani insanı bir taleptir de.
-Belediye başkanı yaptığı açıklamada dahi eşit işe eşit ücret talebini kabul etmiştir. Ancak geçmişte imzalanan bir TİS’i sorumsuzluk olarak nitelendirerek mevcut eşitsizliği meşrulaştırmaya çalışmak bizim açımızdan asla kabul edilemez.
-Grev anayasal bir haktır. Grev anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış temel bir sosyal bir haktır. Grevin etkileri ve rahatsızlık yaratması doğaldır. Grev çünkü tam da bu etki üzerinden hak arama aracıdır. Bunun böyle anlaşılması lazım. Hayatın bir parçasıdır. İşçilerin grev kararı alması ve bu hakkı kullanması onları hedef haline getirmemelidir. Aksine hak mücadelesine olanak verilmelidir. Kamuoyunda asılsız iddialarla işçiler suçlu ilan edilmemelidir. Bu grev hakkına açık bir saldırıdır.
-İzmir’deki grev herhangi bir siyasi partiye destek sunmak ya da zarar vermek amacı asla taşımamaktır. İşçilerin bu mücadelesini baskılamak adına hak arama talebini siyasal zemine çekmek, gerçek dışı suçlamalarına yönelmek ortak demokrasi ve özgürlükler mücadelesine zarar vermektedir.
Taleplerimiz nettir. Bu işi rakamlara boğmak istemiyoruz. Bizim talebimiz; eşit işe eşit ücrettir. İzmir halkının vicdanına ve adalet duygusuna inanıyoruz. Gerçeklerin er ya da geç görüneceğine biz sendika olarak inanıyoruz.
Sayın Cemil Tugay’ı; İzmir’in alın terini, emeğini geçmişte birlikte ödenen bedelleri unutmadan, bugünü birlikte çözmek yarını birlikte kurmak için toplu sözleşme masasına çağırıyoruz. Bu süren grevin sona ermesi için anlaşmayla uzlaşmayla çözmekten yana olduğumuzu belirtmek istiyoruz”