Gündem

Cumartesi Anneleri 1053. hafta: ‘Barışı da istiyoruz, kayıplarımızı da’

Cumartesi Anneleri, 1053. haftada Galatasaray Meydanı’nda toplandı; 30 yıldır kayıp olan Mehmet Sait Zengin için adalet çağrısını yineledi: “Barışı istiyoruz, kayıplarımızı da.”

Cumartesi Anneleri 1053. hafta: ‘Barışı da istiyoruz, kayıplarımızı da’
31-05-2025 14:38
31-05-2025 14:59

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek üzere 1995’ten bu yana her hafta bir araya gelen Cumartesi Anneleri, 1053. haftada Galatasaray Meydanı’na karanfil bırakarak basın açıklaması yaptı. Bu haftaki adalet çağrısı, 30 yıldır kayıp olan 36 yaşındaki Mehmet Sait Zengin için yükseltildi.

“KAYIPLARIMIZ NEREDE? İNKÂRA SON VERİN”

Cumartesi Anneleri adına yapılan açıklama metni şu ifadelerle başladı:

“30 yıldır soruyoruz: Mehmet Sait Zengin nerede? Devletin kolluk kuvvetleri tarafından gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan sevdiklerimiz için 27 Mayıs 1995’ten bu yana her hafta Galatasaray Meydanı’nda buluşuyoruz. Her hafta bir kaybımızın hikâyesini toplumsal hafızaya taşımak, onları unutturmamak için sesimizi yükseltiyoruz.

Devletin inkâr ve cezasızlık politikalarıyla üzerine karanlık bir perde çektiği gözaltında kaybetme vakalarını görünür kılmak ve adalete erişmek için 30 yıldır mücadele ediyoruz.

30 yıldır haykırıyoruz: İnkâra son verin, kayıplarımızın akıbetini açıklayın. Hakikati bilme hakkımıza saygı gösterin.

30 yıldır talep ediyoruz: Adaletin sağlanabilmesi için cezasızlığa son verin. Kayıplarımızın faillerini ve sorumlularını yargılayın. Cezasızlık sürdükçe adalet gerçekleşemez. Cezasızlık, gözaltında kaybetme suçunun ortağıdır. Cezasızlık, inkârın zeminidir. Cezasızlık, kayıplarımızı elimizden alanların korunma kalkanıdır.”

“BARIŞI DA İSTİYORUZ, KAYBIMIZI DA”

Açıklamanın devamında, 30 yıllık çabanın sadece “barış” talebinden ibaret olmadığının altı çizildi:

“Çünkü barış; sadece silahların susması değil, aynı zamanda kalplerin huzura ermesidir. Hakikatin ve adaletin eksik olduğu bir düzen, barışı yalnızca bir illüzyon haline getirir. Barış, ancak herkesin sesi duyulduğunda ve herkesin hakkı teslim edildiğinde mümkün olabilir. Tam da bu nedenle, barıştan ve demokratikleşmeden söz edilen bu dönemde bir kez daha haykırıyoruz: Barışı istiyoruz, kayıplarımızı da. Barışı istiyoruz, hakikati de. Barışı istiyoruz, adaleti de. Barışı istiyoruz, demokrasiyi de.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER