İzmir'de boşanmak istediği eşi Burak Kıncı tarafından 'konuşma' bahanesiyle çağrıldığı dönercide 38 yerinden bıçaklanan Aycan Kıncı, yaşadığı korku dolu anları anlattı: "Yemeğini güzel ye, bu senin son yemeğin" dedikten sonra cebinden çıkardığı bıçağı saplamaya başladı.
Sözcü'de yer alan habere göre, İzmir'in Karşıyaka ilçesinde yaşayan Burak Kıncı, geçen yıl 3 Kasım günü, boşanma davası açan eşi Aycan Kıncı’yı konuşmak için bir dönerciye davet etti. Burak Kıncı, kadının, barışma teklifini reddetmesi üzerine cebinden çıkardığı bıçakla, iki çocuğunun annesini 38 yerinden bıçakladı.
Ağır yaralanan 23 yaşındaki Aycan Kıncı, Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Gözaltına alınan 26 yaşındaki Burak Kıncı ise tutuklandı. Burak Kıncı hakkında ‘eşi kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Uzun bir tedavi süreci sonrası sağlığına kavuşan Aycan Kıncı, yaşadığı dehşet dolu anları anlattı:
ÇATIDAN AŞAĞIYA ATMAYA ÇALIŞTI
Evliliğim süresince şiddet gördüm ve aldatılmayı yaşadım. Beni çatıdan aşağıya atmaya çalıştığı gün ayrılmaya karar verdim. Olay günü buluşup konuşmak için mesaj attı. Ben de iki çocuğumuz olduğu için ‘Tamam’ dedim. Ancak ona güvenmediğimi ve boşanma kararımdan vazgeçemeyeceğimi belirttim. Yemek yerken eve dönmem için baskı yapmaya başladı. Kabul etmeyince, “O zaman yemeğini güzelce ye. Bu senin son yemeğin” dedi. Bunları duyunca korkmaya başladım.
“ÖNCE SANA MI YOKSA KENDİME Mİ SAPLAYAYIM?”
O sırada yanımıza gelen arkadaşıma kaş göz işaretleriyle oturmasını anlatmaya çalıştım. Ancak Burak Kıncı, arkadaşıma gitmesini söyledi. Bana dönerek, “Neden arkadaşına kaş göz işareti yaptın? Sana kıyacak olsam şişleri saplarım” dedi. Bir kez daha eve dönüp dönmeyeceğimi sordu. Yine dönmeyeceğimi söyledim. Ardından ayağa kalkıp, cebinden bıçak çıkardıktan sonra, “Önce sana mı yoksa kendime mi saplayayım? Bana yar değilsen kimseye olmayacaksın” diyerek, beni bıçaklamaya başladı.
Kendimi savunmak istedim ama saplamaya devam etti. Bıçağa arkamı dönerek insanlardan yardım istedim. Orada bulunanlardan bazıları kaçarken bazıları sandalye, tabak fırlatıp, engel olmaya çalıştı. Elinden bıçağı düşürünce, biri beni çekip aldı.
HAYATTA KALMAM MUCİZE
Hastaneye gittiğimde vücudumda 40’a yakın bıçak darbesi vardı ve çok fazla kan kaybetmiştim. Birkaç müdahaleden sonra doktorlar, çok zarar gördüğü için böbreğimi alabileceklerini söylediler. Ben de iki çocuğumun olduğunu belirterek “Ne gerekirse yapın, ölmek istemiyorum” dedim. Ardından birçok kez ameliyat oldum. Aileme de her şeye hazırlıklı olmaları gerektiğini söylemişler. 15 gün kadar yoğun bakımda yattım. Çok zor dönemlerden geçtim. Bıçaklanma anımda, tedavi sürecimde sadece çocuklarımı düşündüm. Canım yandığı için değil, onları annesiz bırakmamak için gözyaşı döktüm. Doktorlar hayata dönmemim mucize olduğunu söylüyorlar.
EĞER CEZAEVİNDEN ÇIKARSA
Olay daha tazeyken psikolojik olarak çok kötü günler geçirdim. Karşı tarafın ailesi, şikayetçi olmamam için baskı yaptı. Gerekli yardımları aldım ve kötü günleri geride bıraktım. Kendimi güçlü hissediyorum. Başta avukatım olmak üzere tanıdığım veya tanımadığım birçok insandan çok güzel destekler gördüm. Ancak bu ağır cezalarla bu tarz olayların önüne geçilebilir. Bana bunu yapan insanın cezaevinden çıkmasını istemiyorum. Eğer çıkarsa belki de yarım kalan işini tamamlamak isteyecektir. Hayati tehlikem geçmiş değil. Benimle aynı durumda olan kadınlara tavsiyem susmasınlar. Ben çocuklarım olduğu için sustum veya susturuldum ancak başıma bunlar geldi.
