19 Mart sivil darbesinin mağdurları tarafından kurulan Aile Dayanışma Ağı, 13. buluşmasını, yaşamının 1 yıl 10 ayını Silivri’de geçirmek zorunda bırakılan seçilmiş Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in katılımıyla Saraçhane Parkı’nda gerçekleştirdi. 13. buluşmanın basın açıklamasını seçilmiş İBB Başkanı, CHP’nin ve 15,5 milyon vatandaşın cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu okudu.
Dilek İmamoğlu: Madem bu kadar eminsiniz, madem asrın yolsuzluğu diyorsunuz. O halde buyurun, TRT ekranlarını açın her duruşmayı canlı yayınlayın. Duruşmaların 86 milyonun önünde canlı yayınlanmasını istiyoruz. Millet görsün. pic.twitter.com/60T3J8FpTt
— Gazikent27 (@Herdaim_Haber) November 14, 2025
19 Mart sivil darbesinin mağdur yakınları tarafından kurulan Aile Dayanışma Ağı (ADA), 13. buluşmasını yine Saraçhane Parkı’nda gerçekleştirdi.
Kalabalık bir vatandaş topluluğunun destek verdiği buluşmaya; CHP Genel Başkan Yardımcıları Suat Özçağdaş, Gökan Zeybek, Gülşah Deniz Atalar, İBB Başkanvekili Nuri Aslan, seçilmiş İBB Başkanı, CHP’nin ve 15,5 milyon vatandaşın cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu, annesi Hava İmamoğlu, kız kardeşi Neslihan Yakupçebioğlu, yaşamının 1 yıl 10 ayını Silivri’de geçirmek zorunda bırakılan seçilmiş Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, çok sayıda milletvekili, STK temsilcileri, sanatçılar, gazeteciler ve kalabalık bir vatandaş topluluğu katıldı.
Dilek İmamoğlu’nun açıklamasının ardından, sırasıyla; Prof. Özer, “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla tutuklanan tiyatro sanatçısı ve akademisyen Eda Saraç’ın annesi Belma Saraç ve tutuklanan gençler adına Eren Üner söz alarak, kendilerinin ve ailelerinin yaşadıkları hukuksuz süreci kamuoyu ile paylaştı.
İMAMOĞLU: “AHMET ÖZER’İN TAHLİYESİYLE UMUTLANDIK”
“Bugün burada, bir kez daha; adalete, eşitliğe, insan onuruna inancımızla, kalplerimizi birleştirerek buluştuk” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Her hafta, yılmadan, yorulmadan, her geçen gün artan bir katılımla burada olmanız, sadece bir buluşma değil, bir direnişin, bir vicdan nöbetinin ifadesi. Sizlerin kararlılığı, bu ülkenin dört bir yanında yankılanan bir sese dönüştü artık: ‘Adalet istiyoruz.’ Ve biz bu sözü, yalnızca sevdiklerimiz için değil, ülkemizin geleceği için söylüyoruz. Bu hafta bir nebze olsun içimize su serpen bir gelişme yaşadık. Esenyurt Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Özer’in tahliyesiyle umutlandık. Kendisine ve değerli ailesine geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Ama biliyoruz ki bu mutluluk, buruk bir mutluluk. Çünkü hâlâ içeride, hukuksuzlukla, keyfilikle özgürlüğü elinden alınmış yüzlerce insan var.”
“BİR EVLADIN 1 YIL 10 GÜNÜ ÇALINDI HAYATTAN”
“Bir babanın, bir evladın, bir kardeşin, bir annenin, 1 yıl 10 günü çalındı hayattan. Bu zamanı kim geri verebilir? Kim o eksilen günleri, kaçırılan bayramları, doğum günlerini geri getirebilir? İşte bu yüzden buradayız. Adaletin yokluğunda geçen her saniyenin, bir insanın kalbinden umut eksilttiğini bildiğimiz için buradayız. Bir daha kimsenin yaşamı, hukuksuzluk uğruna eksilmesin diye… Bugün sadece bireyler değil, aileler de mağdur. Anneler, babalar, kardeşler, çocuklar… Yüzlerce aile, bu ülkenin göğsüne yerleşmiş bir acının sessiz tanığı. Ve hepimiz biliyoruz: Bir ülkede adalet yara alırsa, o ülkenin ekonomisi de iyileşmez, huzuru da kalmaz. Demokrasinin, adaletin ve hukukun olmadığı bir ülkeye yatırım da gelmez. Böyle bir ortamda enflasyon da düşmez, umut da yeşermez.
Artık yeter! Bu ülke, sürekli yüksek tansiyonla yaşamak zorunda değil. Bir ülke sürekli gerginlik, kutuplaşma, korku ve baskı içinde var olamaz.”
“AVRUPA’DA ORTALAMA TUTUKLU YARGILAMA SÜRESİ 4 AY; BİZDE İSE İMAMOĞLU 8 AYDIR TUTUKLU!”
“237 gün… Dile kolay. Tam 237 günün sonunda bir iddianame hazırlandı. Sekiz ay boyunca yüzlerce ifade alındı, onlarca eve baskın yapıldı, boş arsalar kazıldı, tarlalar çevrildi, MASAK raporları istendi. Baskıyla, korkuyla, iftiralarla yürütülen bir süreç… Ve sonunda: ‘İddianame hazır’ dediler. Peki adalet hazır mı? Gerçek hazır mı? Hayır! Çünkü artık delil karartma riski kalmadı. Kaçma riski yok. Ama hâlâ tutukluluk devam ediyor. Avrupa’da ortalama tutuklu yargılama süresi 4 ay; bizde ise Ekrem İmamoğlu 8 aydır tutuklu! Üstelik üç kez halk tarafından seçilmiş bir belediye başkanı olarak! Bu artık yargılama değil, cezalandırmadır. Bu, masumiyet karinesinin yok sayılmasıdır. Bu, adaletin terazisine siyasetin gölgesinin düşmesidir. Ve biz buradan bir kez daha haykırıyoruz: Artık yeter! Adalet, geciktiği anda zaten eksilir. O yüzden diyoruz ki: Ekrem İmamoğlu ve arkadaşları artık tutuksuz yargılanmalıdır.”
“GERÇEKLERİ DEĞİL, İFTİRALARI MANŞET YAPANLAR VAR”
“Ve şimdi yeni bir dönem başlıyor. İddianame açıklandı, ama aynı anda manipülasyonlar, çarpıtmalar, iftiralar da başladı. Gerçekleri eğip bükerek, sözde gazetecilik adı altında halkın aklını karıştırmaya çalışanlar var. Rakamlarla oynayanlar, üçer sıfır ekleyenler, gerçekleri değil, iftiraları manşet yapanlar… Ama biz neyi biliyoruz? Biz hakikatin er ya da geç ortaya çıkacağını biliyoruz. Adalet, yalanlardan daha güçlüdür. Gerçek, iftiranın sesini her zaman bastırır. Ve buradan açıkça söylüyorum: Madem bu kadar eminsiniz, madem ‘asrın yolsuzluğu’ diyorsunuz; o halde buyurun, TRT ekranlarını açın. Halkın gözünün önünde, şeffaf biçimde, her duruşmayı canlı yayınlayın. Gelin, 86 milyonun önünde yargılayın. Millet görsün kimin alnı açık, kimin sözü doğru. Bizim saklayacak hiçbir şeyimiz yok. Bizim hesabını veremeyeceğimiz hiçbir işimiz yok. Ekrem İmamoğlu ister 2 yıl, ister 2000 yılla yargılansın; bizim başımız dik, vicdanımız rahattır. Bu 4000 sayfalık belge, bir iddianame değil; bizim duruşumuzun, onurumuzun belgesidir.”







