Gaziantep, mayıs ayında gerçekleştirdiği 900 milyon 383 bin dolarlık ihracatla birlikte Ocak-Mayıs döneminde 4 milyar 149 milyon 789 bin dolara ulaştı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan mayıs ayı ihracat rakamlarını değerlendiren Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, “Gaziantep'imizin mayıs ayında gerçekleştirdiği 900 milyon 383 bin dolarlık ihracatıyla Ocak-Mayıs döneminde 4 milyar 149 milyon 789 bin dolara ulaşmayı başardık. Üretim gücü, istihdam kapasitesi ve ihracat başarısıyla ülkemizin lokomotif kentlerinden birisi olmamızı sağlayan bütün ihracatçı üyelerimizi, iş insanlarımızı ve emektar çalışanlarını gönülden tebrik ediyorum. Başarıları daim olsun.” dedi.
Yıldırım: Yeni pazarlara açılmak bir tercih değil zorunluluk
Yaptığı açıklamada ihracat rakamlarına bakıldığında Gaziantep’in üretim gücünün ve dirençli yapısının görüldüğünü belirten fakat bu direncin zayıflamaya başladığını ifade eden Başkan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Gaziantep, Mayıs ayında gerçekleştirdiği 900 milyon 383 bin dolarlık ihracatla Türkiye ihracatının %3,6’sını karşılayarak en fazla ihracat yapan 6. il oldu. Yılın ilk 5 ayında ise toplam ihracatımız 4,1 milyar doları aştı. Bu tablo, şehrimizin üretim gücünü ve dirençli yapısını bir kez daha ortaya koyuyor. Ancak biz, bu gücün ve direncin artık zayıflamaya başladığının da farkındayız. Küresel belirsizlikler, finansmana erişimde yaşanan zorluklar ve artan maliyetler, sanayicimizi her geçen gün daha fazla zorluyor.
İhracat pazarlarımıza baktığımızda, yılın ilk 5 ayında en fazla ihracatı Irak’a gerçekleştirdiğimizi görüyoruz. Irak’ı sırasıyla Amerika Birleşik Devletleri, Suriye, İngiltere ve İtalya izliyor. Bu 5 ülke toplam ihracatımızın %42’sini oluşturuyor. Bu da dikkat edilmesi gereken bir husus... Bu tablo, Gaziantep’in hem yakın coğrafyasında hem de küresel pazarlarda rekabet gücüne sahip olduğunu gösteriyor. Ancak özellikle yakın pazarlardaki siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar, ihracatçılarımız için önemli riskler barındırıyor. Bu nedenle mevcut pazarlardaki konumumuzu korurken yeni ve alternatif pazarlara açılmak artık bir tercih değil, bir zorunluluk halini aldı.”