?>

Özgür Özel: Artık Erdoğan için geri sayım başlamıştır

Cumhuriyet Halk Partisi lideri Özgür Özel, 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitingi için gittiği Tokat'tan yurttaşlara seslendi.

Siyaset - 5 saat önce

Cumhuriyet Halk Partisi lideri Özgür Özel, 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitingi için gittiği Tokat'tan yurttaşlara seslendi.

Mitinge mesaj gönderen İmamoğlu "Vergiyi sizden alıyorlar ama hizmeti başkasına veriyorlar. Adalet diye bağıranları duymuyorlar, sadece bir avuç azınlık için çalışıyorlar" ifadelerini kullandı. Özel "O avukat, o savcılarla birlikte iş tutuyor. Onu alıp tutuklamazlar. Konuşursa bütün sistem çöker. Ama ona bunu yapanlar bu şikayetlerin önüne geçemeyecekler. Bakın daha bugün bir başka mağdur çıktı dedi ki ‘Avukatlar geliyor, ‘Para verirsen seni çıkarırız’ diyor. Bunlar SEGBİS biz kayıtlarına geçtiler" dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in, önümüzdeki ilk genel seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ettiği seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının yargı görünümlü iktidar kumpasıyla tutuklanmasının ardından başlattığı “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” buluşmalarının Türkiye ayağının bu haftaki durağı, Tokat oldu.

İmamoğlu’nun Silivri’den Gaziosmanpaşa Bulvarı’na yolladığı mektubu, CHP Tokat İl Başkanı Çağdaş Kurtgöz okudu.

İMAMOĞLU: “BUGÜN NE YAZIK Kİ SİZLERLE AYNI MEYDANDA DEĞİLİM”

İmamoğlu, Kurtgöz tarafından okunan mektubunda şunları söyledi:

“Sevgili Tokatlı hemşerilerim, bu güzel memleketin güzel insanları, adalete inanan, hürriyetin kıymetini iyi bilen, benim güzel vatandaşlarım, haksızlıklara karşı dimdik duran, millet iradesinin üstünde güç tanımayan, güzel hemşerilerim… Bugün ne yazık ki sizlerle aynı meydanda değilim, ama sizinle berabermişim gibi hissediyorum. Çünkü sizlerle aynı duyguda, aynı sevgide, aynı beraberlik hissinde buluşabiliyorum. Bu da bana güç veriyor, umudumu tazeliyor. Türkiye’nin her köşesinde adaletin, eşitliğin ve hürriyetin yeniden yeşereceğine olan inancımı daha da pekiştiriyor.”

“MİLLET BIKMIŞ! GENÇLER UMUTSUZ! KADINLAR DIŞLANMIŞ! ÇİFTÇİLER KIRGIN!”

“Kıymetli kardeşlerim; sizler, bu ülkenin alın teriyle geçinen, kendi emeğinden başka hiçbir şeye, hiç kimseye güvenemeden ayakta kalabilen ama yıllardır ihmal edilen, sesi duyulmayan sessiz çoğunluğusunuz. Ülkemizin dört bir yanındaki vatandaşlarımızın ortaklaştığı meselemiz şudur: Millet bıkmış! Gençler umutsuz! Kadınlar dışlanmış! Çiftçiler kırgın! Tokatlılar da öyle! Bakın; bu güzel şehir, tarihin yükünü, toprağın bereketini, kültürün zenginliğini yüzyıllardır taşıyor. Bu yüzden bugün Tokat’ta yükselen her ses, sadece Tokat için değil, Türkiye için de bir adalet çağrısıdır. Bugün ülkenin dört bir yanında olduğu gibi, Tokat’ta da adalet yerini bulsun, herkes hak ettiğini alsın, gençler memleketini terk etmek, göç etmek zorunda kalmasın, kadınlar dışlanmasın, çiftçiler ürettiğinin karşılığını alabilsin istiyoruz.”

“İKTİDAR SAHİPLERİ MİLLETİN DERDİYLE DEĞİL, KOLTUKLARININ DERDİYLE MEŞGUL”

“Ama ne yazık ki, görüyoruz ki iktidar sahipleri milletin derdiyle değil, koltuklarının derdiyle meşgul. Eğer dertleri millet olsaydı, bu güzel memleketten 15 yılda 600 binden fazla insanın neden göç ettiğine kulak verirlerdi. Eğer dertleri bu güzel ülkenin toprakları olsaydı, Tokatlı çiftçimizin neden her sabah borçla uyandığına bakarlardı. Eğer dertleri adalet olsaydı, ben ve çalışma arkadaşlarım bugün Silivri zindanında değil, sizlerle birlikte, bu meydanda olurduk. Tokatlı gençler neden gidiyor? Çünkü onların buraya dair umutlarını soldurdular. Çiftçiler neden toprağını ekemiyor? Kadınlar neden iş bulamıyor? Çünkü eşitlik sadece lafta kaldı.”

“VERGİYİ SİZDEN ALIYORLAR AMA HİZMETİ BAŞKASINA VERİYORLAR”

“Tokat gibi bir şehirde tarım neden bu kadar zorda? Neden sanayi büyümüyor, neden gençler işsiz? Neden Tokatlılar İstanbul’un çeper ilçelerinde ağır şartlarda çalışmak zorunda kalıyor? Çünkü bugünün iktidarı ne Tokat’ın sesini duyuyor ne Türkiye’nin derdini biliyor. Vergiyi sizden alıyorlar ama hizmeti başkasına veriyorlar. Adalet diye bağıranları duymuyorlar, sadece bir avuç azınlık için çalışıyorlar. Tokat’ın insanlarını değil, yalnızca rantı görüyorlar. Çünkü onların gözünde Tokat sadece bir oy deposu! Ama biz biliyoruz: Tokat bir hazine! Tokat bir cevher! Tokat bu ülkenin kalbi! Tokat bugün tarımı, doğal güzellikleriyle herkes tarafından bilinmeyi hak ediyor.”

“HERKESE EŞİT DAVRANAN BİR DEVLET HAYAL EDİYORUZ”

“Biz, Tokat’ın potansiyelini gerçekleştirmesini istiyoruz; Tokat’ın kültürünün, doğal güzelliklerinin taşının toprağının değerini biliyoruz. Bu yüzden biz, bu düzeni değiştirmeye geliyoruz. Biz; kimseyi dışlamadan, kimsenin kimliğine, inancına, kökenine bakmadan; herkese eşit davranan bir devlet hayal ediyoruz. Bizim derdimiz belli: Adaleti sadece mahkeme salonlarında değil, hayatın her alanında sağlamak. Vergisini ödeyen her yurttaşın, hakkıyla hizmet alacağı, eşit muamele göreceği bir düzen kurmak. Biz, farklı bir Türkiye hayal ediyoruz. Yerelden, çiftçiden, köylü çocuğundan, Tokat’ta bir gelecek hayal eden gençlerden, anne babalardan başlayacağız. Tokat gibi bereketli, kadim şehirlerimizi hak ettiği yere getireceğiz. İstanbul’da ne yaptıysak, Tokat’ta da aynısını yapacağız. Ayrımcılık olmadan, adaletsizliğe geçit vermeden, herkes için çalışacağız.”

“BU YOLU BİRLİKTE YÜRÜMEK İSTİYORUZ”

“Ve şunu çok iyi biliyorum: Hiç kimse doğduğu topraklardan gitmek zorunda kalmamalı. Hiç kimse geleceğini başka şehirlerde aramak zorunda bırakılmamalı. Bu bizim Tokat’a sözümüzdür. Biz, bu yolu birlikte yürümek istiyoruz. Çünkü, inanıyoruz ki Tokat’ın geleceğini birlikte inşa edeceğiz. Çünkü bu ülkeyi de Tokat’ı da birlikte kalkındıracak ve ayağa kaldıracağız. Ve göreceksiniz sevgili hemşerilerim; bu karanlık dağılacak, bu adaletsizlik bitecek. Herkes için her yerde önce adaleti, önce hürriyeti tesis edeceğiz. Sonra ülkece, birliğin ve kardeşliğin gücüyle gelişeceğiz, büyüyeceğiz. Hep birlikte refaha, huzura kavuşacağız. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.”

ÖZGÜR ÖZEL: BİR AVUÇ ÇETE VAR KARŞIMIZDA

Cumhuriyet Halk Partisi lideri Özgür Özel, 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitingi için gittiği Tokat'tan yurttaşlara sesleniyor.

Özel'in konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Bereketli ovalarından yaylalarına, tarihi sokaklarından şifalı sularına, Yeşilırmak’ın sarı toprağa can verdiği güzel Tokat’tayız, canım Tokat’tayız. 15’lilerin yiğit evlatları, Kınalı Ali’nin, Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa’nın torunları, hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz. Bugün buraya Aşık Selmani’den Kul Himmet’e, Tokatlı Nuri’den Zileli Ceyhuni’ye, aşıklar otağı, erenler diyarı Tokat’ın vicdanına sığınmaya geldik. Atatürk’ün ‘Kendime örnek aldığım komutandır’ dediği Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa’nın evlatlarıyla 19 Mart’tan beri sürdürdüğümüz 44’üncü buluşmamızda Tokat’a haksızlığa, adaletsizliğe karşı omuz omuza vermeye, hep beraber bir mitinge değil; bir eyleme geldik. Eylem yapmaya geldik.

Birileri klimalı salonlarından çıkmaya dursunlar. Oradan bu meydanlara baksınlar ve kendilerinde olmayanı görsünler. Burada cesaret var, burada haklılık var, burada psikolojik üstünlük var, burada çoğunluk enerjisi var. Çünkü karşımızdakiler ne devlet, ne millet. Bir avuç çete var karşımızda. Devletin bütün imkanlarını kendisine, yandaşına seferber eden, Tokat’ı görmeyen, Tokatlıyı duymayan, Türkiye büyürken Tokat’ı küçülten, Tokat’tan aldığı desteğe rağmen Tokat’a yüzünü değil; sırtını dönenler var. Onlara karşı Tokat’la birlikte olmaya geldik. Ben demin içerideyken Tokat’ın güzel bir türküsünü söylüyordunuz, ‘Bak Tokat sallanıyor’ diye. Madem siz bugün Tokat’ı sallıyorsunuz, biz de sizi duymayan, görmeyen Erdoğan’a seslenelim. Bir millet uyanıyor, meydanlar toplanıyor. Sen artık duymasan da bak Tokat sallanıyor, bak Tokat sallanıyor. Değerli Tokatlılar, 2019’da sadece Zile Belediyemiz vardı. 2024’te Turhal Belediyesi onun yanına eklendi. Hem bugün burada bizimle birlikte olan Zile Belediye Başkanımız Şükrü Sargın’ı, Turhal Belediye Başkanımız Mehmet Erdem Ural’ı, onlara görev veren Turhal’ın ve Zile’nin güzel insanlarını saygı ile selamlıyorum. İl Başkanımız Çağdaş Kurtgöz’ün şahsında ve burada hazır bulunan bütün ilçe başkanlarımızın şahsında, Cumhuriyet Halk Partisi örgütümüzü saygı ile selamlıyorum. Arkamda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde üç dönemdir sizi temsil eden Milletvekiliniz Kadim Durmaz ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin her birisi görevlerinde harikalar yaratan, partimizin gücüne güç katan evlatlarınız var. Sizin şahsınızda Grup Başkanvekilimiz Gökhan Günaydın’ı, Genel Başkan Yardımcımız ve Gölge İçişleri Bakanımız Murat Bakan’ı, partimizin Genel Saymanı Özgür Karabat’ı ayrı ayrı selamlıyorum. Şunu açıkça hatırlatmak isterim. Biz Tokat’ta belediyeyi hiç kazanamadık. İlçelerde iki belediyemiz var. Burası Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, Sayın Erdoğan’ın son seçimde yüzde 66 oy aldığı bir şehir. Ama biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak kusuru Tokat’ta görmedik, Tokat’a küsmedik. ‘Eksik bizdedir. Daha çok çalışacağız, kendimizi anlatacağız. Eninde sonunda Tokat’la birlikte olacağız’ dedik. İşte bu meydan; çoktandır kimselerin dolduramadığı bu meydan yazın ortasında, ‘Toplansan toplanılmaz, millet köyde, öğrenciler dışarıda, kimi tatilde’ dendiği böyle bir günde gözün görmediği kadar dolduysa işte Tokat budur. İşte buradan bütün Türkiye’ye ilan ediyorum. Erdoğan’ın kutuplaştıran siyaseti, karşı tarafı uzaklaştıran siyaseti, başkalarını şeytanlaştıran, kendi arkasını böylelikle kalabalıklaştıran siyaseti tükenmiştir, bitmiştir. Artık kimsenin kalesi yoktur. Kale siyaseti bitmiştir. Tokat’tan oy alıp, sırt dönenlere inat; Tokat, artık milletin kalesidir.”

“TOKAT KÜÇÜLDÜ, YOKSULLAŞTI, İŞSİZLİK ARTTI”

“Tokat’a geldik, deyim yerindeyse bir dokunduk, bin ah işittik. Bu iktidar Tokat’ı çok üzmüş. 2008’de TEKEL’i, 2018’de Şeker Fabrikası’nı satmış. 2008’de sizler, bizler uyarırken, ‘Satmayın, kapanır’ derken dinlemeyenler, şimdi o fabrikanın kapısına kilit vurulduğunu; 2018’de Şeker Fabrikası satılırken, ‘Merak etmeyin, bir şey olmayacak’ diyenler, şimdi Tokat’taki işsizliği görüyorlar. AK Parti geldiğinde Türkiye 60 milyondu, Tokat’ın da nüfusu 828 bindi. Bunca yıl geçti, Türkiye 60 milyondan 86 milyona çıktı. Ancak Tokat büyüyeceğine ve milyonluk bir şehir olacağına, hiç olmazsa o mevcut nüfusu böyle kalsa büyükşehir olacağına kan kaybetti. 600 binlere geriledi nüfusu. 828 binden, 220 bin Tokatlıyı kaybetti; küçüldü, zayıfladı, yoksullaştı, işsizlik arttı. Bütün Türkiye’de zaten işsizlik bir büyük sorunken; Türkiye genelinde 65 yaş üstü nüfus yüzde 8’ken, Tokat’ta yüzde 12’dir. Tokat gençlerini kaybetmekte, gençliğini kaybetmektedir. Maalesef TEKEL kapanmış, Şeker kapanmış, teker teker gençler göç için yol almışlardır. Size buradan bu güçlü kadromuzla, bu evlatlarınızla söz veriyoruz ki iktidarımızda geriye gidiş duracak, Tokat eski günlerinden de iyi olacak; güçlenecek, zenginleşecek, hak ettiğini görecektir.”

“MİLLİ İRADE, KAYBEDİNCE DEĞERSİZ DEĞİLDİR”

“Biraz önce ifade ettim. Demokrasi kazananın yöneteceği yani milletin, ‘Sen gel’ dediğinin başa geçeceği, ‘Git’ dediğinin gideceği bir rejim. Bu rejim bize Atamızdan mirastır. Sandık bize Mustafa Kemal Atatürk’ten emanettir. Çok partili rejim, Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu ülkeye kazandırdığı en önemli değerdir. Şimdi buradan öncelikle söylemek isterim ki demokrasi ben kazandığımda baş tacı edilecek, kaybettiğimde alaşağı edilecek bir rejim değildir. Milli irade, sadece kazanınca kıymetli, kaybedince değersiz değildir. Öncelikle son yerel seçimlerde Tokat’ta yarıştık, kazanmayı isterdik, merkezde kazanamadık. Ancak merkezde rahmetli Recep Yazıcıoğlu’nun oğlu Mehmet Kemal Yazıcıoğlu kardeşimiz kazandı. Biz kendisini tebrik ediyoruz. Tokat’ın iradesi baş tacımızdır ancak görüyorsunuz 31 Mart seçimlerine kadar hep kazanan, 23 yıldır kazanan, CHP ile ‘47 yıldır kazanamıyor’ diye dalga geçen, ‘Sivas’ın doğusunda yoksunuz’ diye alay edenlere, 31 Mart’ta millet gerekli cevabı vermiştir. Bu genç kadroyla söz verdiğimiz gibi kurulduğu gün gibi bugün de Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’nin birinci partisidir. O gün yüzde 25’lik cam tavanı tuzla buz ettiğimizde çıkıp yaptığımız konuşmada, ‘Bundan sonra bunu bir büyük zafer değil bir büyük ödev olarak gördüğümüz, bundan sonra daha çok çalışacağımızı, bu seçimin kazananının millet olduğunu, kaybeden kimsenin olmadığını’ söylemiştik.”

“CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZA DARBE YAPTILAR”

“Bizim 47 yıl boyunca gösterdiğimiz sabrı, 47 yıl boyunca gösterdiğimiz metaneti bırakın 47 ay, 47 gün bile göstermeyen birileri, 19 Mart günü darbe girişiminde bulunmuştur. İstanbul’un üçtür üst üste seçilen belediye başkanına ve eğer siz takdir ederseniz, milletimiz takdir ederse bundan sonraki Cumhurbaşkanımıza, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’na darbe yapmışlardır. İşte bu darbe girişimine ilk önce yedi gün yedi gece Saraçhane’de sonra köprüyü geçip, Boğaz Köprüsü’nü geçip 2,2 milyonla Maltepe’de, o günden bugüne de durmadan her çarşamba akşamı darbenin gerçekleştiği çarşamba günü ve devamında direndiğimiz Saraçhane’de olduğu gibi İstanbul’un bir ilçesinde, her hafta sonu da Anadolu’da bir ilimizde bu darbeye direniyoruz. Bu yüzden bu akşam burada olan sizlerle birlikte burada bir eylem yaparak, sesimizi duyurarak seçmene, seçmen iradesini sizlerin seçtiklerini, Türkiye’nin geleceğine, gelecekteki Cumhurbaşkanımıza, Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkıyoruz.”

“DEPREMDEN ETKİLENENLERE GEÇMİŞ OLSUN DİLEKLERİMİZİ İLETİYORUZ”

“Değerli Tokatlılar buraya çıkarken bir haber gelmişti. Balıkesir’de bir deprem oldu. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Akın’la, Sındır örgütümüzle konuşmuştuk. İlk haberlerde yıkım yoktu ama çok korkmuşlardı. 19.53’te gerçekleşen depremden sonra tüm belediye ekiplerimiz incelemelerini yapıyor, biz de takip ediyoruz. 6,1 şiddetindeki deprem. Dua ediyoruz, güzel Balıkesir’e, Ege’ye, hissedildiği İstanbul’a, İzmir’e geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”

“BÜTÜN ÜRETİCİLER ZARARA ZORLANIYOR”

“Şimdi biraz Tokat‘tan bahsedelim. Gençler işsiz kaldıkları gibi çiftçilik de yapamıyorlar. Patates değersiz, soğan değersiz, buğday değersiz. Geçen sene 8 TL’ye satılan patates 4 TL, doğru mu? 10 TL’ye satılan soğan düşmüş 5 TL’ye, doğru mu? Buğdayın maliyeti üç katı arttı. Fiyat 13,60 TL. Tüccar 10 TL veriyor, zarara zorlanıyor bütün üreticiler. Ve çiftçi artık ektiğinde daha büyük zarar ediyor. Bundan sonraki süreçte çiftçiden ucuza çıkan malın markette pahalıya satılmasına, milletin pazardan boş dönerken çiftçilerin de banka borçlarının altında ezilmesine olanak yaratan bu kötü, hesapsız kitapsız tarım politikalarını terk edeceğiz. Artık öyle bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz ki sonuncusu gibi çiftçiye, ‘Al ananı da git’ diyen değil, birincisi gibi ‘Çiftçi milletin efendisidir’ diyen biri olacak. Maalesef benim memleketim Manisa’yla birlikte Tokatımız geçtiğimiz aylarda ve 1 Nisan’da yaşanan don afetinden en çok zarar gören kentlerin başında. Buna karşı çok uğraşıldı, bir komisyon zorla kuruldu. Bu komisyon çalışıyor ama bir an önce zararın karşılanması lazım. Hükümet asla parmağını oynatmıyor. Bu komisyon, eksik varsa bulmak üzere, bu komisyon dikkat çekmek üzere, tespit yapmak üzere çalışıyor. Ancak ödemelerin yapılması için asla parmaklarına oynatmayan iktidar, komisyonun arkasına sığınıyor. Buradan Tarım Bakanına, Maliye Bakanına ve Erdoğan’a sesleniyorum. Don afetinin yaralarını bir an önce sarın, çiftçinin zararını derhal karşılayın. Diğer yandan gördüğüm rakamlar dudak uçuklatıcı. Tokat ve çevresinin yüzde 46’sı madenlere ruhsatlanmış durumda. Ormanların yüzde 44’ü, tarım alanlarının yüzde 27’si, meraların yüzde 56’sı madenciliği açıldı. Tokatlı’nın derdini çözmek için devlet elini uzatmazken Tokatlı’nın merasına, tarlasına, ormanına el atanlar var. Buna karşı direnen, karşı çıkan çevrecilerin karşısına jandarmamızı dikenler var. Biz hep birlikte Tokat’ı, Tokat’ın ormanını, merasını, insanını savunmaya devam edeceğiz. Diğer yandan her geldiğimizde söylenen Niksar - Ünye yolunun yapılmaması da antik kentlerinin, eşsiz yaylalarının, enfes mutfağının turizme yeterince açılmaması da Türk İslam medeniyetinin ilk medreselerinden tutun da Sebastapolise kadar turizmle, bacasız sanayi ile buraya dünya kadar yatırım, dünya kadar döviz gelecekken Tokat’ı bunlardan mahrum bırakan beceriksiz yönetime hep birlikte son vermeye hazır mısınız? Bunu gerçekleştirecek olan iktidarı başa getirmeye hazır mısınız? Biraz önce mektubunu okuduğunuz Ekrem Başkanın, işte burada resmi, beyaz gömleği ile kolları sıvamasına hazır mısınız?”

“FİLİSTİN İÇİN KİM BİR IŞIK YAKIYORSA DOĞRU YAPIYORDUR”

“Türkiye’nin dört bir yanında Ekrem Başkan için belediye başkanlarımız için başta rahatsızlığı olan Mehmet Murat Çalık için Muhittin Böcek için evlatlarından ayrı anneler için her zaman Türkiye’nin dört bir yanından sesleniyorduk. Bugün bütün belediye başkanlarımızın Tokat’tan ricası, beklentisi, cep telefonlarının ışıklarını Filistin’de açlıktan ölen çocuklar için yakmanızı bekliyoruz. Bütün telefon ışıklarını Filistin’deki masum çocuklar, kadınlar, bebekler için yakmanızı bekliyoruz. Onlar da Silivri’deki hücrelerinden sizlere eşlik ediyorlar. Ve hep beraber söylüyoruz. ‘Yiğidim, aslanım’ diyoruz Tokat’tan, bütün Türkiye’ye. Bu gece Türkiye gözlerini inanamıyor bu Tokat’ı görünce. Tokat’tan Filistin’e, muhteşem bir selam yolladık. Filistin için Türkiye’nin neresinde kim ışık yakıyorsa doğru yapıyor. Ama kimin babası Trump’tan korkuyorsa ülkenin menfaatleri ile Filistin’in menfaatleri ile Trump’ın menfaatleri arasında sıkışıp kalıyorsa Trump, ‘Gazze’ye otel yapacağım’ deyince susuyorsa Netanyahu’yla kayıkçı kavgası yapıp günlerdir açlıktan ölen Filistinli çocuklar için esaslı bir tavır koymuyorsa o da yanlış yapıyordur. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Filistin için en sert, en net tavrın gösterilmesini bekliyoruz. Bunu yapacakların arkasında, yapamayan korkakların tam karşısında duracağız. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Filistin meselesindeki duruşunu Karaoğlan Bülent Ecevit‘in, Yaser Arafat’ın yanındaki duruşudur. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin Kurtuluş Örgütündeki duruşudur. Diğer yandan elbette Azerbaycan için iyi bir şey varsa onlar memnunsa biz memnunuz. Eğer barış oluyorsa dünyanın herhangi bir yerinde barıştan yana olduk. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki anlaşmadan elbette memnuniyet duyacağız. Ama oradaki anlaşma Zengezur üzerinden Türkiye’yi Kafkaslara bağlayan ve Türkiye açısından büyük bir stratejik üstünlük, yumuşak güç performansı yaratacak bir mesele iken masaya Trump’ın oturması, Ermenistan ile Azerbaycan üzerinden 99 yıllık Amerikan çıkarına anlaşma yapılıp Türkiye’nin seyirci kalması kabul edilemez. Erdoğan’ın, TikTokçu Hakan’ın dış politikadaki fiyaskolarından bu millet bıkmıştır, Türkiye bıkmıştır.”

“ARTIK ERDOĞAN İÇİN GERİ SAYIM BAŞLAMIŞTIR”

“Burayı öyle bir doldurdunuz ki arkada bir ara sokak ve arka tarafta uzayan yol boyunca sesini duyurmaya çalışanlar var. Tayyip Bey onları bir ilçede bulsa sırf onlarla miting yapar. Tayyip Erdoğan sokağa çıkabiliyor mu? Hatırınızı sorabiliyor mu? Pazarda dolaşabiliyor mu? Esnafa gidip ‘İşler nasıl?’ diyebiliyor mu? Bak emekli ‘Öldüm’ diyor. Emekliye sahip çıkıyor mu? Asgari ücretliye? Tokatlı üreticiye, çiftçiye? O zaman Tayyip Erdoğan ile bizim bir işimiz kaldı mı? Artık Erdoğan için geri sayım başlamıştır. Kendisine Tokat’tan sesleniyoruz. Daha fazla kaçamazsın. Emekli ‘Tabuta girdim’ diyor, görmezden gelemezsin. Tokat senden bıkmış, daha fazla kaçamazsın. Erken seçim istiyoruz. Seçim sandığını istiyoruz. Şöyle seslenebiliriz: ‘Ey Erdoğan, ben halkım. Ben milletim. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Adayımı bırak, sandığı getir. Erken seçim istiyorum.’”

“TİKTOKÇU HAKAN, ERDOĞAN’DAN SONRA SEN YOKSUN, MİLLETİN İKTİDARI VAR”

“Değerli Tokatlılar, karşımızdakiler o kadar beceriksiz ki Milli Savunma Bakanlığı’nın, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın bile verilerini iki hackera çaldırdılar. Erdoğan, milletin devlete emanet verilerini bile korumaktan aciziyet içindedir. TikTok’çu Hakan ülkenin dış politikada çıkarlarını savunmak yerine örneğin Kuzey Kıbrıs’ın tanınması yerine Türk Cumhuriyetlerinin Güney Kıbrıs’ı tanımasına bile engel olamamıştır. TikTok’çu Hakan, Trump’tan korkmakta, Netanyahu'ya karşı sessiz kalmakta ama Erdoğan sonrası için hayal kurmaktadır. Buradan TikTok’çu Hakan’a sesleniyorum. Erdoğan’dan sonra sen yoksun. Millet var, milletin iktidarı var, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı var.”

“‘DEMLENİYORSUN’ DİYENLER PAZARLIĞA OTURDULAR”

“Bu arada Erdoğan, 25 Mart 2024 günü, yani 31 Mart seçimlerinden altı gün önce bir pazartesi günü buraya gelip, burada bir konuşma yaptı. O konuşmada Cumhuriyet Halk Partisi’ni üç - beş belediye almak için DEM ile ittifak yapmakla, ‘demlenmekle’ suçladı, ‘Talimatı Kandil’den alıyorlar’ dedi. Geçtiğimiz süreçte Cumhuriyet Halk Partisi’nin hiçbir yerden talimat almadığı gibi Türk ile Kürt’ü, Alevi ile Sünni’yi asla ve asla ayırmadığını, bu ülkedeki her etnisiteye, her mezhebe saygı duyduğunu, Türkiye ittifakıyla bütün herkesi kucakladığını hep söyledik, hep gösterdik. Geçtiğimiz günlerde belediyelere birer Kürt kökenli vatandaş girdi diye bize ‘Demleniyorsun’ diyenler, terör örgütü lideriyle beraber pazarlığa oturdular. İki yıldır sürdürdükleri müzakerelerin sonuçları ortaya çıktı. Cumhuriyet Halk Partisi olarak her zaman olduğu gibi asla kapalı kapılar arkasında pazarlığı değil ama ‘Silah susacaksa, kan duracaksa, şehit aileleri, gaziler rızalık verecekse, terör bitecekse, teröre giden para bu millete gelecekse, o zaman adres Meclis’tir’ dedik. Şimdi Meclis’te kurulan bir komisyonda aklı evvel birileri bize diyorlar ki ‘Komisyonda olmayın.’ Buradan, Tokat’tan hepinizin gözünün içine baka baka söylüyorum ki kimse CHP’nin içinde olduğu komisyondan korkmasın, CHP’nin olmadığı yerden korkun. Geçtiğimiz gün komisyona Milli İstihbarat Teşkilatı geldi ve sunum yaptı. MİT mensubu gizlidir. Bize de geldiklerinde envai çeşit tedbir alıyorlar. Haklarıdır. Yüzü görünürse hedef olurlar. Bu toplantıyı, sanki komisyonun bütün toplantıları gizli olacakmış gibi gösterenler var. Açıkça ifade ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi’nin olduğu yerde kimse milletten bir şey kaçıramaz, bir şey gizleyemez. Yarından sonra Türkiye’deki üç büyük şehit ailesi ve gazi derneğiyle, onların üst yapılarıyla bir kez daha beraber olacağız, her şeyi konuşacağız. Herkes şunu bilsin ki Cumhuriyet’i kuran partiden, 100 yıl önce Kürt ve Türk’ün omuz omuza savaştığı, Kurtuluş Savaşı’nı veren partiden kimse ne ayrılık, ne Cumhuriyet’e ihanet, ne Türkiye’ye bir haksızlığa sessiz kalma beklemesin. Cumhuriyet Halk Partisi buradadır, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi buradadır. O yüzden bütün endişelere hak vererek ama büyük bir özgüvenle, ne yaptığımızı bilerek buradayız. Birilerinin planlarıyla bizim geçmişteki gibi yalnızlaşmamızı, yüzde 20’lere - 25’lere sıkışmamızı, kendilerinin de istediği gibi fink atmasını hesap edenlerin hesabı boşa çıkmıştır, çıkacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi kurulduğu gün de son girdiği seçimde de bütün anketlerde de Türkiye’nin birinci partisidir.”

“BOZUK DÜZENDE SAĞLAM ÇARK OLMAZ”

“Karşımızda devleti yönetmeyen, yönetemeyen, artık bir devletsizlik kriziyle ülkeyi oradan oraya savuran bir iktidar var. Bozuk düzende sağlam çark olmaz. AK Parti’nin kara düzeniyle karşı karşıyayız. AK Parti’nin kara düzeni, devleti çürütmüştür. AK Parti’nin kara düzeni, devleti değil algıyı yönetmekle meşguldür. AK Parti’nin kara düzeni, hastayı müşteri yapmıştır hastanede. AK Parti’nin kara düzeni, öğrenciyi müşteri yapmıştır okulda. AK Parti’nin kara düzeni, milleti fakirleştirmiştir. Gençleri umutsuzlaştırmıştır. Çevreyi katletmiştir. Orman yangınlarına engel olamamıştır. Asker ölümlerine, genç ölümlerine, kadın ölümlerine engel olamamıştır. AK Parti’nin kara düzeni, adaleti militanlaştırmış; hakimi, savcıyı yandaşlaştırmış; vicdan terazisinin ayarını kaçırmış; milleti çıldırtmış, milletin sabrını taşırmıştır. Bunun için son günlerde yaşanan iki büyük olaya dikkat çekmek isteriz. Biri, büyük diploma krizidir. On yıllarca zaman FETÖ’cülere soruları çaldıranlar, 2010’da KPSS’yi iptal ettirenler, öğrencilerimizin LGS sınavına şaibe karıştırdılar. Soruları çalmaları, çaldırmaları yetmezmiş gibi en nihayetinde sahte diplomalar düzenlediler. Öyle işler oldu ki bir uyuşturucu satıcısı sahte diploma ile emniyette narkotik komiseri oldu. Halı satıcısından psikolog yaptılar. Sahte diplomalı avukatları mahkemelere saldılar. Sahte eczacılara ilaç sattırdılar, milletin sağlığı ile oynadılar. Şimdi Ulaştırma Bakan Yardımcısı 10 tane diplomayı dizmiş. Ömer Fatih Sayan. Ablası İBB’den 85 bin dolar bursla okuyan Bakan Fatma Betül Sayan. Diğer kardeş Büyükelçi, diğer kardeş belediye meclis üyesi. Dört kardeş, dördü de devletin sırtında. Ama Tokatlının diplomasını almış evladı, atanmamış öğretmen evde oturuyor. İktisat fakültesi mezunu evde oturuyor. Veteriner evde oturuyor. O yüzden milletin geleceğini çalanlara, diploma hırsızlarına bundan sonraki ilk seçimde hesap sormaya hazır mıyız?”

“İBRAHİM ÖĞRETMENİN, İŞ KAZASINDA ÖLEN GENÇLERİN HESAPLARINI SORMAYA ANDOLSUN”

“Ne güzel demiş Ziya Paşa, ‘Ne günlere kaldık ey Gazi Hünkar. Katır mühürdar oldu, eşekler defterdar.’ Bu milletin pırıl pırıl evlatlarıyla alay edenlere, ele geçirdikleri devletten yandaşlarına diploma üretenler verilecek cevabımız, sorulacak hesabımız var. Ekrem Başkan’ın 31 yıl önce alnının teriyle aldığı diplomasını iptal edenler, olmayan diplomaları var etmeye çalışıyor. Buradan, Tokat’tan sizlerden bir söz istiyorum. Başımızdaki diplomasızı götürüp, diploması çalınanı başa getirmeye var mıyız? Ey Erdoğan, Tokat, ‘Diplomasız Erdoğan’ diye inliyor. Onları Türkiye duydu. Sen de şunu duy. Andolsun ki intihar ettiği gün cebinden sadece 6 TL çıkan coğrafya öğretmeni İbrahim Yeşilbağ’ın hesabını soracağız, andolsun. 86 puan alıp da mülakatta elenip intihar eden Emine Sarıaydın’ı hesabı yerde kalmayacak, andolsun. Kırşehir’de iş bulamadığı için parkta kendini asan resim öğretmeni Ömer Şahin’in hesabını sormaya andolsun. 10 yılda atanamadığı için intihar eden 300 öğretmenin, 10 yılda bilmediği işlerde çalıştığı için iş kazalarında ölen 2 bin 346 gencimizin hesabını sormaya ve bunu yapanlara hesap sormaya, onları teker teker hesaba çekmeye andolsun, andolsun, andolsun.”

“HER GEÇEN GÜN DAHA ÇOK KALABALIĞIZ”

“19 Mart darbesinin üzerinden tam 144 gün geçti. Erdoğan demişti ki ‘Göreceksiniz bir ay olmadan birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar. Ailelerinin bile gözünün içine bakamayacaklar.’ Şimdi değil 30, 144 gün geçti. Her geçen gün daha kalabalığız, birbirimize daha çok sarılıyoruz. Birbirimizin yüzüne de bakıyoruz, gözüne de bakıyoruz Birbirimize inanıyoruz. Çünkü hep beraber AK Parti’nin kara düzenine karşı omuz omuza iktidara yürüyoruz. Buradan Tokatlıların yüzüne de bakarak, Türkiye’nin gözünün içine bakarak söylüyorum. Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarımız suçsuzdur, suçları Erdoğan’ı yenmektir. Suçları, iktidarı değiştirecek olmaktır. Ekrem İmamoğlu, milletin takdiriyle bir sonraki Cumhurbaşkanı olacaktır. İşte bundan korkan, bununla baş edemeyen Erdoğan, beyaz toroslardan canı yanmış Türk milletinin başına bu sefer AK Toroslar çetesini bela etmiştir. İstanbul Çağlayan’da bu millete beyaz toros göstererek meydan okuyan hadsizler iyice işi zıvanadan çıkarmışlardır. Geçtiğimiz hafta Çarşamba günü, Tuzla’da bu AK Toroslar çetesinin neler yaptığını anlatmıştım. Çok sayıda avukatın gidip tutukları gezip, ‘Benim dediğim gibi ifade verirsen, ben savcının adamıyım, savcı benim arkadaşım, dediğim gibi ifade verirsen serbest kalırsın.’ Ayrıca bazılarından da yüksek miktarda paralar isteyerek, ‘Bunu ödersen serbest kalırsın’ dediklerini ve Çağlayan Adliyesi’nde bir İBB borsası oluştuğunu söylemiş, bir avukatın ismini vermiştim. Buradan tekrar ediyorum. Mehmet Yıldırım isimli avukat tutuklulara gidip, ailelerine gidip, para isteyip, onlardan menfaat temin edip, onlara nasıl ifade vereceklerini söyleyeceğini, serbest kalacağını söylemiştir. Bu konuda kayıtlar mevcuttur. Kayıtların dökümleri HSK dilekçemize iki hafta önce verdiğimiz şikayet dilekçemize ek olarak HSK’ya sunulmaktadır. Ancak öyle bir HSK vardır ki bu savcılara işten el çektirmek yerine hiç olmazsa birinin isminin üstünde yoğunlaşan iddialarda bir süreliğine müfettiş tayin edip bu adamı durdurmak yerine ne yapmaktadır? Dönüp ahmak davasında Ekrem Başkan’a ceza verilirken karşı oy yazan hakimi Samsun’a sürmektedir. Güya İstanbul Başsavcısı Akın’ı, Ekrem Başkanın tehdit ettiği iddia edildiği mahkemede karşı oy yazan hakimi görevinden alıp iş mahkemesine, tenzili rütbe yaparak bir başka mahkemeye yollamaktadır. Diplomanın iptaline karşı açtığımız davada dört dörtlük soruları İstanbul Üniversitesine soran İstanbul 5’inci İdare Mahkemesi heyetini değiştirmektedir. İhale davasında dört kez mütalaa vermeyen savcıyı uyaran hakimi, görevini yapan hakimi Diyarbakır Asliye Cezaya sürmektedir.”

“ALIP TUTUKLAYAMAZLAR, KONUŞURSA TÜM SİSTEM ÇÖKER”

“Buradan Adalet Bakanına sesleniyorum. Millet senden adalet beklerken, İzmir’de iddianameyi 10 günde hazırlayıp ‘Tutuksuz yargılama esastır’ diyen hakimlerin sürülmesine sessiz kalıyorsun, dönüyorsun burada milletten para isteyen avukat, savcı çetesine susuyorsun. Gün gelir bunların hesabı hepinizden sorulur. Değerli Tokatlılar. Bakın ne oldu? Geçenlerde Tuzla’da söylediğimiz avukat ve bu konuda yaptığımız açıklamaya İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı bir şey söylemek yerine ertesi gün savcılarını topladı, bir özel görüşme yaptı. Sonra bir bakıldı avukat Antalya’dan yurtdışına kaçarken yakalandı. Burada kimse kimseyi kandırmasın. Ne olduğunu biliyoruz. Güya avukat suçlu, savcılar suçsuz. Avukat kaçıyordu yakalandı. Yok öyle yağma. Avukatı getirdiler, en günahsız makam şoförünü, en günahsız özel kalem çalışanlarını dört gün Vatan Emniyette tutup sonra sorguya çağıranlar, bu avukatı direkt ifadeye aldılar. Avukatı sorguladılar. Suçunun türü menfaat temini. Nüfuz ticareti. Nüfuz ticaretinden yazmış; ‘Nüfuz ticaretinden dolayı kendisine ev hapsi veriyoruz.’ Çünkü burada tutuklama yasağı var. Kitapta şöyle yazıyor; ‘Tutuklama yasağının olması için yatarının neredeyse olmadığı, üst sınırın iki yıl olduğu suçlar lazım.’ Bu suçta beş yıl ceza var, avukat yaparsa bunu yedi buçuk yıl. Öbür tarafta Mehmet Pehlivan üst sınırı dört yıl olan suçtan tutuklu, burada ise ‘Tutuklama yasağı var’ diyor. Çünkü o avukat, o savcılarla birlikte iş tutuyor. Onu alıp tutuklamazlar. Konuşursa bütün sistem çöker. Ama ona bunu yapanlar bu şikayetlerin önüne geçemeyecekler. Bakın daha bugün bir başka mağdur çıktı dedi ki ‘Avukatlar geliyor, ‘Para verirsen seni çıkarırız’ diyor. Bunlar SEGBİS biz kayıtlarına geçtiler. Karşımızda kadınlara, ‘Çocuğuna kavuşacaksan iftira at, eve git, yoksa Silivri’ye git’ diyenler var. Kadınları yanlarına ya da SEGBİS’e avukatsız çıkarıp ‘Avukatının yanında konuşamıyorsun’ diyenler var. Tutukluları yaşlı anasıyla, babasıyla tehdit edenler, gencecik karısıyla, evladıyla tehdit edenler, hasta çocuğuyla tehdit edenler var. Hakimler ve Savcılar Kurulu’na tane tane, detay detay yazdık, yolladık. Bunu kim yapmış, kime yapmış, nerede yapmış? Para isteyeni de anlattık, tehdit edeni de anlattık. Ama bir ülkede sırf birisi rakibinden kurtulsun diye bu kadar büyük haksızlıklara uğrayacaksa… O avukat kaçıyordu yakalandı. Herkese ‘kaçma şüphesi’ diyorsun, Yunan Adası’na kaçana ev hapsi veriyorsun. Telefonunu aldın mı, kopyasını aldın mı, savcıyla yaptığı görüşmelere baktın mı? Herkese baz kaydı bakıyorsun, baz kaydı baktın mı? Sen bu avukatla, bu savcı WhatsApp’tan kaç kere kaç dakika görüşmüş, kaydı aldın mı, hiç bir tanesi yok. Şu kadarını söylüyorum. Bu kadar haksızlığa, bu kadar adaletsizliğe, bu kadar vicdansızlığa karşı, evet bu dünyada da gelecek ilk sandıkta da öbür dünyada da iki elimiz yakanızda, iki elimiz yakanızda. Bak Erdoğan ya bu işten sıyrıl, bu çeteyi dağıt ya da bütün sorumluluk bir kez daha sendedir. Adalet Bakanı, yanındakilere, ‘Ben de rahatsızım’ diyorsun. Akın Gürlek’e güç yetiştiremiyorsun. Eğer AK Toroslar çetesini dağıtmasanız o çetenin üyesisiniz, o çetenin sahibi sizsiniz. Teker teker hesab

“TEK GÜCÜMÜZ BU MEYDANLAR, SOKAKLARDIR”

“Bu bozuk düzende her şey sahte; diplomalar sahte, atamalar sahte, adalet sahte, yargı kararları sahte... Ne gerçek biliyor musunuz? Bu meydanları dolduran sizler gerçeksiniz. Bu meydanın iradesi gerçek. Siz gerçeksiniz. Bu AK Parti’nin kara düzenine karşı tek gücümüz var. O da bu meydanlardır, bu sokaklardır, milletin iradesidir. Tokat’ın güzel insanları, mert insanları, can insanları size soruyorum. Bu kara düzene karşı cesaretle mücadele var mısınız? Hazır mısınız? Ekrem Başkan içeride ama ben dışarıdayım, biz dışarıdayız, siz dışarıdasınız. Yarın sabah her biriniz yataktan birer Cumhurbaşkanı adayı olarak kalkmaya hazır mısınız? Bu ülkede kötülüklerle mücadele için, iyilikleri anlatmak için, iktidarımızı kurmak için her gün Cumhurbaşkanı adayı olarak çalışmaya, Ekrem Başkan’a vekalet etmeye hazır mısınız? Cesaretle yürüyecek misiniz? Kararlılıkla yürüyecek misiniz? Yürümeye var mısınız? O zaman yürüyelim arkadaşlar. Korkmadan yürüyelim.”

Haftanın Öne Çıkanları

Bilal Erdoğan: Ülke hiçbir zaman olmadığı kadar iyi yönetiliyor

2025-08-07 20:41 - Gündem

Açılım sonrası ankette MHP'ye şok: Barajı geçemedi!

2025-08-08 14:34 - Siyaset

Fatih Altaylı CHP'nin kasasında kilitli duran anketi açıkladı

2025-08-04 13:48 - Siyaset

Adalet Bakanı'ndan sahte diploma açıklaması

2025-08-08 13:35 - Gündem

Özgür Özel'in açıkladığı avukat kaçarken yakalandı!

2025-08-07 22:44 - Gündem

Adıyaman Belediye Başkanı Tutdere göreve iade edildi

2025-08-05 15:31 - Gündem

Bahçeli'den Dervişoğlu'na sert sözler

2025-08-04 17:29 - Siyaset

' 61.166 Not ortalamasıyla ODTÜ’ye girmeyi nasıl başardınız?' sorusu AKP'li vekil Mustafa Varank'ı kızdırdı!

2025-08-07 16:03 - Gündem

AKP'li belediyenin ihalesini AKP eski İlçe Başkan Yardımcısı "Banker Kasım"ın şirketi aldı

2025-08-09 12:51 - Gündem

Fahrettin Altun, yeni atandığı kurumdan İBB'ye ceza kesti!

2025-08-08 13:47 - Gündem

İlgili Haberler

Memleket Partili Bahadın Belediyesi CHP'ye geçti

19:16 - Siyaset

Gürban: Şap hastalığı mağduriyetleri hızla giderilmeli

00:48 - Siyaset

Erdoğan'ı üzecek bir anket daha: CHP açık ara önde...

15:05 - Siyaset

Bahçeli süreç için tarih verdi: Bir daha elimizi sürmeyeceğiz anlamı taşıyor

13:00 - Siyaset

CHP Adana Gençlik Örgütü, Zeydan Karalar için Silivri'ye yürüyor

09:00 - Siyaset

Günün Manşetleri

Son dakika... Balıkesir'de 6,1 büyüklüğünde deprem!

20:15 - Gündem

Avukat Rezan Epözdemir evinden gözaltına alındı!

09:30 - Gündem

CHP Adana Gençlik Örgütü, Zeydan Karalar için Silivri'ye yürüyor

09:00 - Siyaset

ORC'nin son seçim anketinde CHP yine birinci çıktı!

16:35 - Siyaset

AKP'li vekil sınavsız diploma veren üniversiteyi biyografisinden sildi!

15:46 - Siyaset