Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına gireli henüz 38 saat bile olmadı.
Bu iktidar 2. yüzyıla girerken, milletimizin omuzlarına hangi yükleri yükledi, hangi yükleri yeni yüzyıla devretti, şöyle bir hatırlayalım....
Gençlerimiz başta olmak üzere tüm halkımızın durumu gerçekten üzüntü verici...
Gençlerimiz artık fazlasıyla yorgun...
Sürekli sınavlara girmekten yorgun...
Üniversite okurken barınma, beslenme sorunu yaşamaktan yorgun...
Mezun olduktan sonra iş aramaktan yorgun...
Emeklilerimizin ikinci baharını kara kışa çevirdiniz...
Emeklilerimiz açlık sınırının çok altında bir maaşla bırakın geçinmeyi, hayatta kalmaya çalışıyor.
Çiftçimiz için ürününü tarlada bırakmak veya hiç ekmemek daha kazançlı hale geldi...
Esnaflarımız dükkan kiralarını, faturalarını ödeyemeyecek hale geldi.
Anneler pazardan filesi boş dönüyor...
Çocuklarımız okulda yemek yiyemediği için açlıktan bayılıyor...
Babalar parası olmadığı için evlatlarını üniversiteye gönderemiyor...
Milletimiz genciyle yaşlısıyla perişan haldeyken bu iktidarın ağzından adalet lafı düşmüyor.
KPSS birincilerini mülakatlarda elemek mi sizin adaletiniz?
Anayasa Mahkemesi’ni takmamak mı sizin adaletiniz?
Emeklilerimize reva gördüğünüz 5 bin lirayı bile emekliler arasında ayrım yaparak vermek mi sizin adaletiniz?
Sizin adaletiniz, mazluma değil kendinize…
Sizin adaletiniz milletimize değil eşinize, dostunuza, eşrafınıza...
İki kelimenin birinde Adalet diyorsunuz
Ama adil değilsiniz....
Olmadığınız gibi, olmak için çaba da göstermiyorsunuz...
Mış gibi yapmakla yetiniyorsunuz.
Yazık, çok yazık...
Bu ülkede genel başkanımız sayın Ali Babacan’ın ekonomiyi yönettiği 11 yıl boyunca toplumun her kesimi zenginliği, refahı doyasıya tattı.
Asgari ücretli ev araba aldı, gençlerimiz harçlıklarını biriktirerek yurtdışına tatile çıktı.
Siz böyle bir dönemden bu ülkeyi aldınız, umutsuzluğa ve fakirliğe milletimizi mahkûm ettiniz.
Tek kelimeyle tam bir mirasyedisiniz.
Siz bu ülkeyi kalkındırmak yerine bir zümreyi kalkındırmaya odaklandınız. Kendiniz kalkındığınız için herkesi de kalkınmış sanıyorsunuz.
Şu anda Mecliste görüşmeleri devam eden iktidarın hazırladığı Kalkınma Planı’nın birinci bölümünde ne diyorlar biliyor musunuz?
“Kalkınma sürecinde insan odaklılık, katılımcılık, kapsayıcılık, hesap verilebilirlik ve şeffaflık ilkelerini esas alan bütüncül bir yaklaşım izlenecektir.”
Ne kadar güzel, ne kadar havalı sözler değil mi?
Siz daha Merkez Bankası’nın 300 milyar doları aşan döviz rezervini arka kapıdan cayır cayır satarken, kimlere sattığınızı, ne şekilde sattığınızı açıklamadınız... Neyin şeffaflığından bahsediyorsunuz..
Siz daha bu milletimizin cebinden alıp Kur Korumalı Mevduat sahiplerinin cebine koyduğunuz paranın ne kadar olduğunu açıklamadınız. Siz neyin şeffaflığından bahsediyorsunuz.
Şeffalıkmış... Hadi ordan...
Mülakatı kaldıracağız dediniz.
Gençlerimiz size inandı..
Aileleri size güvendi....
Size oy verdi...
Siz ne yaptınız...
Mülakatlara tam gaz devam ettiniz...
Peki Milli Eğitim Bakanı’nız ne dedi?
“Mülakat gibi mülakat yapacağız” dedi..
Yani, şu anda bile yapmaya devam ettiğiniz mülakatların mülakat gibi olmadığını kendi ağzıyla itiraf etti. Sonra da “böyle daha adil olacak! dedi..
Milletimizin gözünün içine baka baka bugüne kadar yaptığınız mülakatların adil olmadığını itiraf ettiniz.
Utanın ya! Utanın biraz!
Genel Başkanımız Ali Babacan’ın da dediği gibi siz bu seçimi kazandınız ama helalinden kazanmadınız. Kul hakkına girdiniz.
İşte yaşanan bu adaletsizliklere son vermek için mülakatlarda yaşatılan haksızlıklara dur demek için geçtiğimiz cuma günü çok önemli bir adım attık.
Bundan tam 3,5 sene önce DEVA Partisi’ni kurarken parti programımızda taahhüt ettiğimiz ve gençlerimizin heyecanla, sabırsızlıkla beklediği mülakatın kaldırılması için kanun teklifimizi TBMM başkanlığına sunduk.
Buradan Sayın Erdoğan’a sesleniyorum.
Seçimden evvel milletimize mülakatı kaldıracağız sözü vermiştiniz.
İşte size sözünü tutma fırsatı
Sözünüzde samimiyseniz bu kanun teklifimize destek verirsiniz.
Gençler sizden nasihat değil artık icraat bekliyor.
Evinde işsiz ve umutsuz bir şekilde oturmak istemiyor...
Bakın gençlerimiz iktidarınızı ne güzel bir türküyle özetliyor:
Diyorlar ki;
“Kurban gelir payın yoktur,
Haftan yoktur ayın yoktur,
Ankara’da dayın yoktur....
Mamudo kurban niye doğdun”
Siz gençleri bu ülkede doğduğuna pişman ettiniz, perişan ettiniz....
Memleketi dert deryasına çevirdiniz....
Bu mu sizin gençlerimize layık gördünüz Türkiye yüzyılı!
Gençlerimiz sizden torpil değil adalet istiyor adalet.
Sevgili Basın Mensupları
Değerli Vatandaşlar
Cumhuriyetin 100 yılında ne acıdır ki hala adalet, eşitlik ve hukuku konuşmak zorunda kalıyoruz...
Cumhuriyet, belediyelerin ekmek kuponu dağıtması değildir. Soğan patates kuyruğu değildir..
Cumhuriyet bir zümrenin zenginliği değildir.
Cumhuriyet milletin topyekun zenginliğidir,
Cumhuriyet gençlerimizin geleceğidir.
Sevgili Gençler,
Gönlünüz rahat olsun...
Çaresiz değilsiniz..
Mülakatı kaldırdılar, kaldırdılar.
Mülakatı kaldırmak DEVA iktidarında 5 dakikalık iş!
Sizler için mülakatı bir çırpıda kaldıracağız.
Geldiğiniz için teşekkür ediyor, Hepinizi saygıyla selamlıyorum.