2025 yılının daha ilk dört ayında tam 611 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Yalnızca nisan ayında yaşamını yitiren işçi sayısı en az 152. Bu can kayıplarının içinde 8 çocuk, 7 göçmen ve sadece 4 sendikalı işçi var. Geri kalan? Kayıt dışı, güvencesiz, görünmez...
İş Kazası Değil, Politika: Ölümler Bireysel Değil, Sistematik
Bu tablo artık sıradan bir iş kazası ya da bireysel ihmal değil. Bu tablo, iktidarın emeği değersizleştiren politikalarının doğrudan sonucudur. Çocuk emeği kitleselleşmiş, sendikalı olmak lüks hâline gelmiş, inşaatta, sanayide, tarlada ölüm artık mesainin bir parçası olmuştur.
Melih Meriç: "Çocuk Mezarı Üzerinden Ekonomi Büyümez"
CHP Gaziantep Milletvekili Melih Meriç, yayımlanan raporla ilgili yaptığı açıklamada, iktidarın çocuk işçiliği meşrulaştıran uygulamalarına sert tepki gösterdi:
“Ekonomik büyüme dedikleri şey, çocuk mezarları üzerinde yükseliyor. Sizin kalkınma masalınız, 12 yaşındaki bir çocuğun enerji santralinde ölmesiyle yazılıyor. Bu sadece vicdansızlık değil, bir suç ortaklığıdır.”
MESEM, Sanayiye Çocuk Gönderen Bir Devlet Modeline Dönüştü
Rapora göre iş cinayetleri artık sadece kırsalda değil; şehir merkezleri, organize sanayi bölgeleri ve MESEM çıraklık programları gibi devlet eliyle oluşturulan yapılar üzerinden yürütülüyor. Çocuklar iş kazasında ölüyor, sistem onları sayılara indiriyor.
Yüzde 96’sı Sendikasız: Ölüm, En Güvencesiz Hâliyle Geliyor
Nisan ayında hayatını kaybeden işçilerin yalnızca %3,94’ü sendikalıydı. Bu oran, ülkedeki emekçilerin büyük çoğunluğunun örgütsüz, korumasız ve sesini çıkaramaz hâlde olduğunu ortaya koyuyor.
Üç Acil Talep: Yasalar Çocukları Değil, Sermayeyi Koruyor
Meriç, İSİG Meclisi’nin üç temel talebine destek verdi:
1. Çocuk işçiliği tamamen yasaklanmalı.
2. Eğitim her kademede ücretsiz ve bilimsel olmalı.
3. Çocukların yaşam alanları çete ve uyuşturucudan arındırılmalı.
İstatistik Değil, İtiraf: Bu Düzen Öldürüyor
İş cinayetleri artık istatistik değil, bir rejimin aynasıdır. Her ölen işçi, her gömülen çocuk bu düzenin suç ortağı olanlara yöneltilmiş birer itiraftır. Gelecek çocuklarınsa, çocuklar okula değil mezara gidiyorsa...
“Bu ülkede çocukların elleri artık oyuncak değil, kürek tutuyorsa… Geriye yalnızca tek bir seçenek kalır: Bu düzeni değiştirmek!”